.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 191 Numaralı Sicil (H. 1000-1027 / M. 1591-1617)
cilt: 44, sayfa: 109
Hüküm no: 72
Orijinal metin no: [16a-4]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Deli Hızır Paşa’nın veresesi ile Abdünnebi Çavuş’un aralarındaki davada sulh oldukları

Budur ki,

Dergâh-ı âlî çavuşlarından fahrü’l-cüyûş Abdünnebi Çavuş b. Ahmed meclis-i şer‘-i şerîfde mahrûse-i İstanbul’da müteveffâ olan merhûm Deli Hızır Paşa b. Hamza’nın sagīr oğlu Mehmed’in kıbel-i şer‘den mansûb vasîsi olan Hasan Bey b. Abdullah ve nâzırı olan umdetü’l-ümerâi’l-kirâm zübdetü’l-küberâi’l-fihâm Pervâne Bey b. Abdullah mahzarlarında takrîr-i merâm edip ben müteveffâ-yı merkūmun kapı kethudâsı vekâlet-i âmme-i mutlaka ile vekîli olduğum cihet ile geri kendi izn ve ma‘rifetiyle Gence beylerbeyisi iken vekîl-i harc Hüseyin Ağa getirdiği ipek bahâsından noksânı iki bin dört yüz akçe ve Gence müjdesinden noksân yirmi üç bin akçe ve ümerâ ve çavuşâna ve müteferrikalara ve Mehmed Bey seferden kalmak için iki bin akçe ve geri mezbûr Hüseyin Ağa getirdiği akçenin züyûfu (…) yedine üç bin akçe ve zencebîl kesrinden bin beş yüz akçe ve noksân olan iki batman ibrişim için bin akçe ve mukaddemâ doksan dokuz bin altı yüz akçeden fâyide yirmi yedi bin akçe ve ba‘zı yerlere hediye ve câize verilen bin iki yüz on aded guruş ve Hürrem Çavuş’a kaftan bahâsı dört bin akçe ve Ahmed ve Ömer ve Kürd Hasan nâm (…) ve bârgir için altı bin akçe ve Mehmed Bey’in terakkīsine yüz doksan akçe ve haseneleri (…) noksânından [16b] on bin akçeyi kendi mâlımdan müteveffâ-yı merkūmun izn ve ma‘rifeti ile mesârif-i mezkûrede harc ve sarf edip ve günde bir floriden vefâtı târihine gelinceyedek üç yılda bin seksen sikke vazîfemi kendi ile kemâl-i sıhhatinde hesâblaşdığımızda deynimdir sana edâ edeyim deyü ikrâr edip vech-i meşrûh üzere ikrârınca ben hâlâ meclis-i şer‘-i şerîfde ikāmet-i beyyine edip isbât etmek üzere iken muslihûn tavassut edip sulh sagīr-i merkūm enfa‘ olmağın yirmi beş bin akçeye ıslâh etdiler ben dahi sulh-ı merkūmu kabûl edip zikr olunan yirmi beş bin akçeyi vasîyy-i mezkûr yedinden alıp kabz eyleyip da‘vâ ettiği[m] cem‘an iki yüz doksan dört bin üç yüz doksan akçeden ibrâ-i âm ile ibrâ-i zimmet eyledim ba‘de’l-yevm bu husûsa müte‘allik benden bi’l-asâle ve bi’l-vekâle da‘vâ sudûr ederse lede’l-hükkâm mesmû‘a olmaya deyü ikrâr-ı tav‘î etdikde mâ-hüve’l-vâki‘ gıbbe’t-tasdîk ve’t-taleb tahrîr olundu.

Fî-evâhiri’l-Muharrem li-sene sitte ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Es-sâbikūn