|
Bab Mahkemesi 46 Numaralı Sicil (H. 1096 - 1097 / M. 1685 - 1686) cilt: 19, sayfa: 507 Hüküm no: 607 Orijinal metin no: [104b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İsmail b. Hicazî’nin merhum Atâullah b. Mehmed Ağa’da alacağı olduğu
Mahrûse-i Halebü’ş-şehbâ ahâlîsinden sâhib-i hâze’l-kitâb İsmail b. Hicazî meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde yine mahrûse-i merkūme ahâlîsinden olup Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Kostantıniyye el-mahmiyye’de Vâlide hanında sâkin iken bundan akdem vefât eden [ve] verâseti mahrûse-i mezbûrede sâkine olan zevcesi Muharrem bt. Ömer ve kızları Kerime ve Rahime ve li ebeveyn kız karındaşı Melekhan nâm hâtunlara münhasır olan Şimâlzâde? Atâullah b. Mehmed Ağa’nın terekesini kabz ve düyûnunu edâ etmek için kıbel-i şer‘den vasî nasb ve ta‘yîn olmağla tereke-i müteveffâ-yı mezbûra vâzı‘ü’l-yed olduğu şer‘an sâbit olan yine hân-ı mezbûrda sâkin Mehmed Çelebi mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip merkūm Atâullah Çelebi zimmetinde yedimden müşterâ ve makbûz beynimizde ilm-i şer‘î ile ma‘lûm acem metâ‘ı bahâlarından beş bin seksen iki esedî guruş hakkım olup hattâ mezbûr Atâullah Çelebi hâl-i hayâtında cihet-i mezkûrdan bana ol mikdâr deyni olduğunu alâ isri’l-işhâd ikrâr edip kable’l-edâ fevt olup terekesini mezkûr Mehmed Çelebi bi’l-vesâye kabz etmeğin suâl olunup [alıverilmesi matlûbumdur dedikde mezbûr Mehmed Çelebi cevâbında] tereke-i müteveffâ-yı mezbûr[a] bi’l-vesâye vaz‘-ı yedini ikrâr lâkin deyn-i mezbûru inkâr edicek müdde‘î-i mezbûrdan müdde‘âsına beyyine taleb olundukda yine mahrûse-i Halebü’ş-şehbâ’da sâkin udûl-i müslimînden el-Hâc Mahmud b. Hicazî ve el-Hâc Abdullah b. el-Hâc Yusuf el-Câbir nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd ve fi’l-vâki‘ müteveffâ-yı mezbûr Halebî Atâullah b. Mehmed Ağa eş-şehîr bi Şimalzâde bundan akdem hâl-i hayâtında müdde‘î-i mezbûr yedinden iştirâ ve kabz eylediği beynlerinde ilm-i şer‘î ile ma‘lûm acem metâ‘ı semeninden beş bin seksen iki esedî guruş zimmetinde lâzımü’l-edâ deyni olduğu bizim huzûrumuzda ikrâr ve bizi işhâd etmişidi biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle oldukdan sonra meblağ-ı mezbûru müteveffâ-yı mezbûrdan hayâtında küllen ve ba‘zan ahz u kabz veya hibe veya âhara havâle etmeyip ve’l-hâsıl vücûh-ı şer‘iyyeden bir vechile zimmetini ibrâ etmediğine mezkûr İsmail Çelebi’ye yemîn teklîf olundukda ol dahi yemîn billâh etmeğin mûcebiyle ba‘de’l-hükm tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan meblağ-ı mezkûru müdde‘î-i mezbûra edâ [ve] teslîme vasiyy-i mezbûra tenbîh olunup mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâdis min şehri Ramazâni’l-mübârek li sene seb‘a ve tis‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Çelebi b. el-Hâc Ahmed, Mustafa Çelebi b. Abdurrahman, İbrahim Çelebi b. Ahmed, Mehmed b. İdris.
|