.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 46 Numaralı Sicil (H. 1096 - 1097 / M. 1685 - 1686)
cilt: 19, sayfa: 531
Hüküm no: 640
Orijinal metin no: [111b-3]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mehmed b. Ahmed’in vârislerinin terekedeki haklarını alması için vekil ettikleri Mustafa Bey’le sulh oldukları

Mahmiye-i İstanbul’da el-Hâc Timur mahallesi ahâlîsinden olup bundan akdem İstanköy Kasabası’nda fevt olan Mehmed Bey b. Ahmed’in verâseti zevce-i metrûkesi Ayşe bt. Mustafa ve sulbiye kebîre kızı Fâtıma Hanım’a münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve mütebeyyin oldukdan sonra zâtı ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân el-Hâc Ramazan b. Mahmud ve Mustafa b. Ahmed ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan mezbûre Ayşe kendi tarafından asâleten ve mezbûre Fâtıma Hanım tarafından vekîl olup vekâleti kezâlik zâtı ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân Süleyman Çelebi b. Mehmed ve Yusuf b. Abdullah şehâdetleri ile sâbit olmağla vekâleten meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde Tarsus mahallesinde sâkin işbu bâ‘isü hâze’l-kitâb Mustafa Bey mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip bundan akdem mezbûr Mustafa Bey mûrisimiz müteveffâ-yı mezbûrun kasaba-i mezbûrede olan muhallefâtına vâzı‘ü’l-yed olanlardan ahz u kabz ve bize îsâle tarafımızdan vekîl ettiğimizde ol dahi ba‘de kabûli’l-vekâle kasaba-i mezbûra varıp müteveffâ-yı mezbûrun terekesini kabz ve bu tarafa getirip bize teslîm edip lâkin makbûzundan beş yüz seksen yedi guruşu yedinde kalmış deyû bundan akdem meblağ-ı mezbûr beş yüz seksen yedi guruşu mezbûr Mustafa Bey’den taleb ve da‘vâ eylediğimizde ol dahi cevâbında ben meblağ-ı mezbûru müteveffâ-yı mezbûrun düyûn-ı müsbetesi için dâyinlerine edâ ve teslîm eyledim demekle beynimizde nizâ‘-ı küllî vukū‘undan [sonra] beynimize muslihûn tavassut edip mezbûr Mustafa ile da‘vâ-yı mezkûreden bizi iki yüz yirmi esedî guruş üzerine sulh eylediklerinde biz dahi sulh-i mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr iki yüz yirmi guruşu [112a] merkūm Mustafa Bey yedinden bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz u kabz ettiğimizden sonra bâkī kalan üç yüz altmış yedi guruşa ve husûs-ı mezbûra ve müteveffâ-yı mezbûrun tereke ve târih-i kitâba gelince beynimizde cereyân eden ahz u i‘tâ ve mu‘âmelât-ı şettâ ve sâir hukūk-ı ma‘lûme ve mechûleye müte‘allika âmme-i da‘vâdan her birimiz âharın zimmetini ibrâ-i âm ile ibrâ ve iskāt eyledik dediklerinde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’l-âşir min Ramazâni’l-mübârek li sene seb‘a ve tis‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Mustafa b. Ahmed, Süleyman Çelebi b. Mehmed, el-Hâc Ramazan b. Mehmed, Mahmud Çavuş b. Himmet, Yusuf b. Abdullah, İbrahim Çelebi b. Ahmed, Mustafa Çelebi b. Ahmed.