.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911)
cilt: 99, sayfa: 88
Hüküm no: 41
Orijinal metin no: [19-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kefalet senedine mühürlerini basan kadınlara özel muamele edilmesi

Kadınlara kefâletnâme tanzîminde yapılacak husûsî mu‘amele için fermân

108

Taraf-ı sâmî-i cânib-i Fetvâ-penâhîye

Ma‘rûz-ı bende-i dîrîneleridir ki,

Tâife-i nisâdan ba‘zıları kefâlet ettikleri düyûn senedâtında ve evrâk-ı sâirede olan mühürlerini inkâr ile kendilerinin haberi olmaksızın medyûn tarafından temhîr olunmuş veyâhûd kendileri âhar sûretle iğfâl olunarak temhîr ettirilmiş gibi bir takım vâhî özür ve bahâneler ile kefâlet ahkâmını adem-i kabûlde ısrar eylemekde olduklarına ve bu ise envâ‘-ı münâza‘ât ve müşkilâtı istilzâm etmekde olduğuna ve sâye-i hakkāniyet-vâye-i cenâb-ı pâdişâhîde vikāye-i hukūk madde-i mühimmesi herhâlde mültezem olarak eğerçi hukūk-ı âdiye hakkında mahsûs bir esâs-ı kānûnu vaz‘ olunacak ise de onun te’sîsine kadar bunun için bir kā‘ide-i müessirenin ittihâzı lâzım geldiğine binâen ol bâbda zikri âtî mevâdda karâr verilmişdir. Şöyle ki tâife-i nisâ ba‘zan zevc ve velîlerinin ve ba‘zan evlâd ve akrabâsının tahakküm ve iğfâliyle emr-i kefâletin netîcesini bilmeyerek ve mübâlât eylemeyerek kefâlet etmekde olmalarıyla ba‘de ezîn hem kendilerinin gadrden ve hem de meclis ve mehâkimin dağdağa ve eşkâlden muhâfazası zımnında kefâlet edecek kadınların İslâm’dan ise sâkine olduğu mahalleden ilmühaber alarak mehâkim-i şer‘iyede ve milel-i gayr-ı Müslime’den ise patrikhâne ve hahamhânelerde mecbûr ve mahdû‘ olmadıklarını ve edecekleri kefâletden nefislerine veyâhûd akrabâ ve velîlerine menfa‘at âid olacağını bi’z-zât gidip tasdîk ettirecek ve kefâletlerini tasdîk edecek mahkemelerden buraları lâyıkıyla teyakkun olunmadıkça kefâletlerine ruhsat verilemeyecekdir ve bu yolda olmayan kefâletleri mehâkim nazarında kat‘an karîn-i i‘tibâr olmayıp fakat alenen ticâret eden nisânın bu kā‘ideden istisnâsıyla haklarında tüccâr-ı sâire gibi mu‘âmele olunacakdır. İşbu karârın tamamî-i cereyânı lâzımeden olarak buna dâir her tarafa vesâyâ gönderilmiş olmağla Meşîhat-ı celîlelerince dahi îcâbının icrâ buyurulması bâbında emr ü irâde hazret-i men-lehu’l-emrindir.

Fî 26 Rebî‘ülâhir sene [1]285 ve fî 3 Ağustos sene [12]84.