|
İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911) cilt: 99, sayfa: 128 Hüküm no: 100 Orijinal metin no: [48-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Şer’iye sicilleri ve dava zabıtları ceridelerinin ne şekilde yazılacağına dair talimat
Sicillât-ı şer‘iye ve zabt-ı de‘âvî cerîdeleri haklarında ta‘lîmâtdır
Birinci madde: Gerek Âsitâne-i aliyye ve bilâd-ı selâsede ve gerek taşralarda vâki‘ bi’l-cümle mehâkim-i şer‘iyede derdest-i kayd ve tahrîr olan sicillâtın ibtidâki sahîfesinden bed’ ile bir rakamı vaz‘ olunarak âhar sahâyife kadar sırasıyla erkām yazılacakdır.
İkinci madde: Mehâkim-i şer‘iye cânibinden verilen her nev‘ senedât ve evrâk-ı şer‘iye bilâ-istisnâ asıllarından olmak üzere sicille kaydolunacak ve kaydolunduklarını müş‘ir zahrları mukayyid efendinin mühr-i mahsûsuyla hatm edilecekdir.
Üçüncü madde: Sicillâta lede’l-hâce mürâca‘at olunmakda bulunduğundan yazıları bi’s-suhûle kırâet olunur derecede bulunacakdır.
Dördüncü madde: Sutûr-ı kuyûdâtda hak vukū‘u ve silinti ve satır aralarına kelime ilâvesi bir vechile câiz olmayıp şâyed hîn-i kayd ü tahrîrde sehv vukū‘ bulur ise sahîhi sicillin kenarında açık olan mahâlline yazılarak zîri kādı yâhûd nâib efendi tarafından bi’t-tasdîk temhîr edilecekdir.
Beşinci madde: Kuyûdât aralarında boş mahâl bırakılıp fakat bir kaydın diğerinden fark edilecek derecede cüz’î fasl edilmesi câiz olacakdır.
Altıncı madde: Sicille i‘lâm yâhûd hüccet kaydolundukdan ve kayd-ı asliyle mukābele edildikden sonra kaydın asla mutâbakatı zâhir olur ise baş mukayyid efendinin ve mukayyid bir ise onun hattıyla zeyl-i kayd mukābele olunmuşdur işâretiyle imlâ kılınacakdır.
Yedinci madde: Nasıl sened-i şer‘î olur ise olsun inde’l-iktizâ asliyle tatbîk olundukda asıl ile kaydı beyninde fâhiş sûretde kelimât-ı zâide ya nâkısa bulunur ve lâ-siyyemâ ta‘bîrât ve meâlce küllî ve cüz’î mugāyeret görülür yâhûd sicillâtdan evrâk kat‘ ve kelime tayy edilirse mukayyid efendiler cümleten taht-ı mesûliyete alınarak bu işe kangısının li-garazin mütecâsir olduğu tebeyyün ve tahakkuk eder ise onun hakkında cezâ kānûnnâme-i hümâyûnu ahkâmınca mücâzât olunacakdır.
Sekizinci madde: Taşra hükkâmı taraflarından verilip gerek kuyûdât-ı şer‘iyece noksandan hâlî ve gerekse hâvî olduğu hüküm veyâ mena‘atın? esâsen mes’elesine muvâfakati olmayan her nevi‘ senedât cânib-i Fetvâhâne’den cerh ve hâmişlerine işâret olunarak mahâlline geldikde kādı veyâ nâib efendinin bi’n-nefs kendisi ve infisâl etmiş ise halefi tarafından işâret-i mezkûre bi-aynihâ o misillü senedâtın kayıdları bâlâlarına yazılacak ve zîrleri bunlar taraflarından temhîr olunacakdır.
Dokuzuncu madde: Birinci ve ikinci ve dördüncü ve beşinci ve altıncı maddelerde beyân kılındığı üzere mukayyid efendiler taraflarından icrâ-yı vezâif-i me’mûriyetde tekâsül olunur ve mevâdd-ı mezkûre hılâfına olarak hareket edilir ise bu misillüler azlolunacakdır.
Onuncu madde: Sicillât-ı şer‘iye mukayyid efendilerin eyâdî-i emânetlerinde olmağla bunların emîn ve mu‘temed zevâtdan olmaları lâzım gelip içlerinde emniyetsiz kimesne bulunur ve şu emniyetsizlik lede’t-tahkīk meydâna çıkar ise kādı veyâ nâib efendi tarafından azliyle yerine emîn ve mu’temen bir zât ta‘yîn kılınacakdır.
On birinci madde: Sicillât bi’l-îcâb mahâll-i mahfûzundan getirilip ba‘zı kuyûdât taharrî olundukdan sonra me’mûrîne teslîmen bilâ-tevkīf yine o mahalle gönderilecekdir.
On ikinci madde: Sicillâtın fersûde olan mahalleri kādı veyâhûd nâib efendi tarafından sûret-i lâzıme vechile ta‘mîr ettirilecekdir.
On üçüncü madde: Bi’l-cümle mehâkim-i şer‘iyede sicillât hıfzına mahsûs bir sandık olacak ve sicillât her ahşam üzeri bir sandığa konularak mezkûr sandık mukayyid efendi tarafından temhîr kılındıkdan sonra me’men bir mahâlde hıfz edilecekdir.
On dördüncü madde: Evrâk sicillât-ı kuyûdâtla meşhûn olarak hitâm buldukda yâhûd kādı veyâ nâib efendinin infisâlleri vukū‘a geldikde hemân zeyl-i kuyûdât kādı veyâ nâib efendi tarafından imzâ ve tatbîk mührüyle hatm edilecekdir.
On beşinci madde: İstanbul ve bilâd-ı selâsede bulunan hükkâm-ı şer‘-i şerîfin müddetleri munkazıye olarak şu müddet içinde taraflarından hükm ve rü’yet olundukda hasbe’z-zarûre ashâbına i‘lâm veyâ hücceti verilemeyen husûsât hakkında infisâllerinden sonra senedât verilmesi îcâb eder ise bunlar ba‘de’t-tahrîr âhar kuyûdâta zeyl olmak üzere kayd ve zeyl-i kuyûdât yine temhîr olunacakdır.
On altıncı madde: Zabt-ı da‘vâya mahsûs cerîdelerin birinci maddede beyân olunduğu üzere ibtidâki sahîfelerinden bed’ ile bir rakamı konularak âharlarına kadar tertîb üzere vaz‘-ı erkām olunacak ve sutûrda hak ve silinti câize olmayıp şâyed sehv vukū‘ bulur ve sûret-i mazbûta-i da‘vâya ilâve ve ondan tenkīs iktizâ eder ise Dersa‘âdet’de Sadreyn ve İstanbul kādılığı müsteşârlıkları ve taşralarda nâib efendilerin inzimâm-ı re’y ve ma‘rifetleriyle sahîhi ve ilâve ve tenkīs-i maddeler cerîdenin açık olan mahâlline yazılacak ve sehv olan mahâlline bir hat keşîde kılınacakdır.
[49] On yedinci madde: Telâhuk-ı efkâr ve tecrübe ile işbu ta‘lîmâtın muhtâc-ı ta‘dîl ve ıslâh olan fıkarâtının ıslâhı câiz olacakdır.
On sekizinci madde: İşbu ta‘lîmât târih-i neşr ve i‘lânından mu‘teber tutulacakdır.
Fî 15 Zilhicce sene 1290.
|