.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911)
cilt: 99, sayfa: 210
Hüküm no: 214
Orijinal metin no: [49-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Eytâm mallarından verilmiş olan borçların ne şekilde tahsil edileceği

Taraf-ı vâlâ-yı Fetvâ-penâhîye

Ma‘rûz-ı bende-i dîrîneleridir ki,

Mustafa Fazıl Paşa merhûmun vekîlharcı Osman Ağa eytâmının akçesinden nakīb-ı esbak müteveffâ Tahsin Bey kerîmesi Nazire Hanım’a idâne edilmiş olan dört yüz Osmanlı altınının terâküm eden on bir bin guruş nemâsının i‘tâsında muhâlefet olunduğu ve icrâ me’mûrları kānûnen i‘lâmât-ı hukūkiyenin icrâsına me’zûn olup idâne hüccetiyle müsbit olan deyninin tahsîline salâhiyetleri olmadığı beyânıyla istîzân-ı mu‘âmeleye dâir Adliye Nezâreti’nden vârid olup Şûrâ-yı Devlet’e havâle olunan tezkire üzerine emvâl-i eytâma medyûn olanların deyni ne yolda tahsîl olunduğunun ve bu makūleler deyninin âid olduğu mahkeme-i şer‘iyede verilecek hüküm üzerine icrâ me’mûrları tarafından tahsîli husûsuna vâki‘ olacak mütâla‘anın bildirilmesi hakkında taraf-ı vâlâ-yı Meşîhat-penâhîleriyle cereyân eden muhâbere cevâbında aslen ve ribhan tahsîli lâzım gelen emvâl-i eytâm hakkında icrâ me’mûrları ma‘rifetiyle evvel-emirde hüccet-i şer‘iye ve kuyûda bi’l-mürâca‘a mahkeme-i şer‘iyeden medyûna hitâben bir mürâsele gönderilmeyip borcunu bir haftadan nihâyet bir aya kadar ta‘yîn kılınacak müddet zarfında mahâll-i idâne olan dâireye gelip de usûlü vechile îfâ etmez ise borcunun kendisinden veyâ kefîlinden tahsîli veyâhûd rehinin satılması için taraf-ı şer‘den icrâ me’mûrlarına i‘lâm olunacağının tahrîr ve teblîğ olunması ve müddet-i mu‘ayyenede medyûn edâ-yı deyn etmez ise yetîmin vasî veyâ velîsi hazır bulunduğu hâlde âid olduğu mahkeme-i şer‘iyeden me’mûrîn-i mezkûreye i‘lâm kılınması ve bu i‘lânın bilâ-te’hîr icrâ-yı hükmüne icrâ me’mûrları tarafından teşebbüs edilmesi Meclis-i Tedkīkāt-ı Şer‘iyyece karârlaşdırıldığı gösterilmesine ve emvâl-i eytâmın cüz’î ve küllî zarar ve hasâra dûçâr edilmeyerek vakt ü zamanıyla istihsâl ve idâresi şer‘an ve kānûnen mültezem ve cârî olan mu‘âmelenin bir kā‘ide-i sâlime tahtına alınması ehem ve elzem olup emvâl-i eşyânın suver-i tahsîliyesi hakkında Meclis-i Tedkīkāt-ı Şer‘iyyece karârlaşdırılmış olan usûl-i muharrere husûl-i maksada kâfî görünmesine mebnî ba‘de ezîn emvâl-i eytâm hakkında ol vechile mu‘âmele olunmasının Adliye Nezâret-i celîlesiyle taraf-ı vâlâ-yı Meşîhat-penâhîlerine [50] ma‘lûmât verilmesi tezekkür kılındığı Dâhiliye Dâiresi’nden bâ-mazbata ifâde olunmuş ve nezâret-i müşârün-ileyhâya teblîğ-i keyfiyet edilmiş olmağla taraf-ı sâmî-yi Fetvâ-penâhîlerince dahi ona göre mu‘âmele-i mukteziyeye himem-i aliyye-i Meşîhat-penâhîleri derkâr buyurulmak bâbında emr ü irâde hazret-i men-lehu’l-emrindir.

Fî 11 Rebî‘ülâhir sene [1]300 ve fî 8 Şubat sene [12]98.