.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911)
cilt: 99, sayfa: 217
Hüküm no: 220
Orijinal metin no: [58-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Osmanlı Devleti’nde mukim her şahıs Osmanlı tebasından kabul edildiğinden ecnebi olduğunu iddia edenlerin bunu ispat etmeleri gerektiği

Sadâret’den

Taraf-ı vâlâ-yı Fetvâ-penâhîye

Ma‘rûz-ı bende-i dîrîneleridir ki,

Ma‘lûm-ı âlî-yi Fetvâ-penâhîleri buyrulduğu üzere tebdîl-i tâbi‘iyet maddesi kānûnen bir takım şurût ve kuyûda tâbi‘ olduğu hâlde devâir ve vilâyâtca mahmiyet iddi‘âsında bulunanlara ba‘zan ecnebi nazarıyla bakılmakda olması bir takım mahâzîri mûcib olmakda olduğundan ba‘demâ ecânib nâmına vukū‘ bulacak müsted‘iyâtın devâir-i hükûmet cânibinden tedkīk-i mündericâtına tesâddî olunmaksızın evvel-emirde ashâb-ı istid‘ânın Hâriciye Nezâret-i celîlesi ma‘rifetiyle tâbi‘iyetleri tahkīk ettirilerek alınacak ma‘lûmât üzerine o misillülerin ecnebi teba‘asından oldukları hâlde nizâm ve usûlü dâiresinde işlerine bakılması ve teba‘a-i Devlet-i aliyyeden olup da li-garazin mahmiyet iddi‘âsında bulundukları tebeyyün edenlerin kā‘idesi dâiresinde bi’z-zât hükûmet-i Devlet-i aliyyeye mürâca‘at eylemeleri’çün sefaretler ve konsoloshâneler vâsıtalarıyla teblîğ olunmuş olan istid‘ânâmelerin adem-i kabûlüyle hükümsüz tutulması sûreti usûl ittihâz kılınmış idi. O misillü kānûn ve kā‘idesi dâiresinde tebdîl-i tâbi‘iyet edenlere mine’l-kadîm verilmekde olan ruhsatnâmelerin Dâhiliye Nezâreti mührüyle Nüfûs-ı Umûmiye İdâresi’nden i‘tâsı usûl-i mezkûrenin müttehazinden olmak üzere bi’t-tensîb iktizâsı îfâ olunmuş ve devâir-i sâire ile ta‘mîmen vilâyâta dahi teblîğ-i keyfiyet edilmiş olmağla ve çünki memâlik-i Osmâniye’de mukīm olan herbir şahıs Tâbi‘iyet-i Osmâniye Kānûnu iktizâsınca Osmanlı tanımak lâzım gelip kendisi ecnebi olduğunu beyân eder ise usûlen ısbâta mecbûr ve isbât etmedikçe da‘vâsı gayr-ı mesmû‘ olmak hükm-i kānûn îcâbından bulunmağla ba‘demâ yedinde ruhsatnâmesi olmayanların ecnebi tâbi‘iyetini isbât ve nezâret-i Dâhiliye’den ruhsatnâme istihsâl etmedikçe mahmîlik iddi‘âsı kabûl olunmayıp haklarında teba‘a-i Devlet-i aliyye misillü mu‘âmele olunması lâzım geleceğinden Bâb-ı Vâlâ-yı Meşîhat-penâhîlerince dahi ona göre îfâ-yı hâle himem-i aliyye-i Fetvâ-penâhîleri derkâr buyurulmak bâbında emr ü irâde hazret-i men-lehu’l-emrindir.

Fî 20 Ramazan sene [1]300 ve fî 13 Temmuz sene [12]99.