.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911)
cilt: 99, sayfa: 251
Hüküm no: 258
Orijinal metin no: [82-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Herkesin sicill-i nüfusa kaydını yaptırarak tezkire-i Osmâniyelerini almalarının zorunlu olduğu ve yaptırmayanlar hakkında cezai işlem uygulanacağı

Taraf-ı Vâlâ-yı Hazret-i Meşîhat-penâhî’ye,

Ma‘rûz-ı bende-i dîrîneleridir ki,

Beyândan müstağnî olduğu üzere her şahıs emvâl-i gayr-ı menkūle bey‘ ü ferâğ ve intikālinde ve bir me’mûriyet ve hizmete intihâbında ve polis mu‘âmelâtında ve mürûr tezkiresi ve pasaport ahzında ve münâkehâtda nüfûs tezkiresini ibrâz etmeğe mecbûr olup gösteremediği hâlde husûsât-ı mezkûrenin icrâsı sicill-i nüfûsa kaydolunduğunu mübeyyin tezkire ahz edinceye kadar te’hîr olunacağı ve bu kayıdsızlık bir sebeb ve özr-i meşrû‘a mübtenî olmadığı mahkemece tebeyyün eder ise nüfûs-ı mektûmeden ad olunarak bir mecîdîden bir altına kadar cezâ-i nakdî ahz ve yirmi dört sâ‘atden bir aya kadar habsedileceği ve esnân-ı askeriye dâhilinde olup da sicill-i nüfûsa ismini kaydettirmemek için ihtifâ eyledikleri tahakkuk edenlerin bilâ-kur‘a askere alınacağı ve tevellüd eden bir çocuğun ismini ve mahâl ve yevm-i velâdetini senesi içinde sicill-i nüfûsa kaydettirmeğe ebeveyni mecbûr olup tevellüdâta dâir ma‘lûmât vermeyenlerden bir mecîdîden beş mecîdîye kadar cezâ-yı nakdî ahz edileceği ve sicill-i nüfûsda mukayyed olan kimse ikāmetgâhını tebdîl edecek olduğu hâlde mutlaka bulunduğu karye veyâ mahallenin ilmühaberini sicill-i nüfûs me’mûruna bi’l-irâe kaydını tashîh ettirmeğe mecbûr olup bu kā‘ideye ri‘âyet etmeyenlerden bir beyâz beşlikden beş beyâz beşliğe kadar cezâ-i nakdî ahz olunacağı sicill-i nüfûs nizâmnâmesinin birinci faslının dördüncü ve üçüncü faslının on beşinci ve altıncı faslının otuz ve otuz birinci maddeleri îcâbından ve işbu mevâdd-ı cezâiye ahkâmının icrâsına dahi her vilâyet tahrîr-i nüfûsunun hitâmını müte‘âkib neşrolunacak i‘lân târihinden i‘tibâren başlanılmak yine hükm-i nizâm iktizâsından olarak bu kere Sicill-i Nüfûs İdâre-i Umûmiyesi’nden i‘tâ olunan müzekkirede ise Edirne, Ankara, Kastamonu, Manastır, Van vilâyetleri ile Serfice sancağında ve Dersa‘âdet’de mu‘âmelât-ı tahrîriyenin resîde-i hitâm olduğu iş‘ârât-ı vâkı‘adan anlaşıldığından keyfiyetin i‘lânıyla hükm-i nizâmnâmenin icrâsı ihtâr kılınmış olup fakat gerek Dersa‘âdet sekenesinden ve gerek taşra ahâlîsinden olup esnâ-yı tahrîrde me’mûriyetle veyâ esbâb-ı sâire ile başka yerde bulunarak hitâm-ı tahrîrden sonra avdet etmiş ümerâ ve zâbitân-ı askeriye ve me’mûrîn-i sâire ile beraber bazı esbâb ve ma‘zeret-i meşrû‘aya mebnî henüz kaydolunmamış olanlar olduğu hâlde çünkü büyük ve küçük her sınıf me’mûrîn ve ahâlîsinin işbu tahrîre dâhil olduğu cihetle ileride bir gûnâ i‘tizâra mahâl kalmamak üzere işbu üç yüz iki senesi Nisan’ının nihâyetine kadar irâe-i mehl ile bu müddet içinde İdâre-i Umûmiye’ye mürâca‘atla ale’l-usûl isimlerini kaydettirerek tezkire-i Osmâniyelerini almayan olur ise ahkâm-ı nizâmnâmeye tevfîk-i hareket etmemiş demek olacağından ondan sonra i‘tizâra bakılmayarak Mayıs ibtidâsından i‘tibâren ahkâm-ı nizâmnâmenin icrâ olunacağı evrâk-ı havâdisle i‘lân ettirilmiş ve iktizâ edenlere o yolda icrâ-yı teblîgāt edilmiş olmağla Bâb-ı Vâlâ-yı Meşîhat-penâhîlerince de ona göre iktizâ-yı hâlin îfâsı bâbında emr u fermân hazret-i men-lehu’l-emrindir.

Fî 23 Cemâziyelâhir sene 303, fî 17 Mart sene 302.

Nâzır-ı Umûr-ı Dâhiliye

Münir