|
İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911) cilt: 99, sayfa: 272 Hüküm no: 286 Orijinal metin no: [100-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Borçlanmalarla ilgili hüccetler ve bunlarla ilgili davaların şer‘iye mahkemelerinde görülmesi
İstanbul Kādılığı’na,
Fazîletlü Efendim Hazretleri,
Teshîl-i idânât zımnında lâyiha tanzîmi için mukaddemâ teşkîl kılınmış olan komisyon riyâsetinden i‘tâ olunan müzekkire Mecelle Cem‘iyeti’ne lede’l-havâle meselenin icrâatınca me’mûriyetine ta‘allukundan nâşî kassâm-ı askerî dahi hazır olduğu hâlde kırâet olundukta müzekkire-i mezkûrenin hülâsa-i müfâdı medyûnların mümâtaleleri üzerine içlerinde bir takım aceze-i nisvân dahi bulunanlar ve habsler mehâkim-i adliyeye mürâca‘atla iş derecât-ı mehâkimden geçip bu yolda birçok zaman zâyi‘ olmakta ve masraf edilmekde ve ta‘lîmât-ı seniyyeye tevfîkan tanzîm edilen idâne hüccetlerinin bilâ-beyyine mazmûnuyla amel olunması lâzım gelirse de yalnız bu [sû]retlede müşkilât-ı mebhûsaya müdâhale edilememekde olduğundan akd-i müdâyenenin aslen mahkeme-i şer‘iyede icrâsıyla vesîka-i şer‘iyeye irtibâtına göre fer‘an dahi işbu mecrâdan geçerek ya‘ni mehâkim-i nizâmiyeye uğramayarak idâne hüccetlerinin icrâ me’mûrları nezdinde âdetâ derece-i kat‘iyyede bulunan hüküm i‘lâmları şekil ve kuvvetinde tanılması? emrinde bir karâr istihsâlinden ibâret olup idâne hüccetleri hükmü veyâ ilzâmı hâvî olmadığına ve icrâ me’mûrları hücceti veren mahkemenin bir teblîğ-i mahsûsu olmadıkça asl-ı mâlı mı yoksa nemâyı mı ve her iki sûretde dahi ne mikdâr meblağı tahsîl edeceklerini bilemeyeceklerine mebnî idâne hüccetleri bi’t-tab‘ i‘lâm sıfât ve hükmünü iktisâ edemeyip fakat böyle hüccet-i şer‘iyeye rabtedilen müdâyenâtdan münba‘is da‘vâların mehâkim-i şer‘iyeye hasrıyla nizâmiye şu vazîfeye müdâhaleden men‘ olunduğu ve asl-ı mâldan veyâhûd nemâdan tahsîli mütehattim olan mikdâr-ı meblağ ibtidâ mahkeme-i şer‘iyece ta‘yîn edilerek tahsîline ve rehnin satılarak semeninden istifâ-yı hakka re’y edilecek olur ise bu sûrete dâir bir akçe harc alınmayarak zahr-ı hüccete mehâkim-i şer‘iyeden ber-muktezâ i‘lâmı yazılıp li-ecli’t-tenfîz icrâ me’mûrlarına gönderildiği hâlde emvâl-i eytâmın hüsn-i muhâfaza ve tenmiyesine âid tedâbîr yine istihsâl edilmiş olacağından hüccete merbût idâneden neşet eden da‘vâları zâten vazîfeleri dâhilinde ad etmeğe hiçbir sebeb-i kānûnî bulunmayan mehâkim-i nizâmiyenin rü’yetden memnû‘iyeti ve her ne vakit mahkeme-i şer‘iyeden icrâ me’mûrlarına öyle zahrında muktezâ i‘lâmı muharrer bir idâne hücceti gönderilir ise hükmünün tenfîzine me’mû[r]în-i icrâiyenin mecbûriyeti hakkında lâzım gelenlere emr verilmesinin Adliye Nezâret-i celîlesine iş‘ârı ve ta‘mîmen hükkâm-ı şer‘iyeye de teblîgāt icrâsı ifâde olunarak keyfiyet nezâret-i müşârün-ileyhâya bi’t-teblîğ Dersa‘âdet mehâkim-i şer‘iyesiyle merâkiz-i vilâyât ve elviye-i müstakille nüvvâb-ı kirâmına izbâr ve işbu tahrîrât-ı umûmiyenin nüsah-ı kâfiyesi îcâb edenlere gönderilmek üzere matviyyen tisyâr kılınmış olmağla oraca da îfâ-yı muktezâsına himmet buyurulması siyâkında tezkire-i senâverî terkīm olundu.
Fî 7 Receb sene 305 ve fî 7 Mart sene 304.
Şeyhülislâm
Ahmed Esad
|