|
İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911) cilt: 99, sayfa: 288 Hüküm no: 304 Orijinal metin no: [110-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İranlı Hacı İbrahim ile evlenerek İran tebaasına geçmiş olan Fatma Zehra Hanım ile oğlu İbrahim’e vefat eden Hacı Hüseyin Efendi’den intikal eden miras konusunda uygulanacak muamele
Taraf-ı Vâlâ-yı Fetvâ-penâhî’ye,
Ma‘rûz-ı bende-i dîrîneleridir ki,
Hacı Hüseyin Efendi’nin kerîmesi ve kābız-ı mâl müteveffâ Hacı İbrahim’in zevcesi Fâtıma Zehra Hanım teba‘a-i İraniye’den bulunduğu gibi sagīr oğlu İbrahim dahi Ahz-ı Asker Kānûnu’nun neşrinden evvel tevellüd eylemiş olduğu cihetle bu kānûn hükmünce İranlılığı tebeyyün etmiş nazarıyla bakılmak lâzım geleceğinden bahisle kendisine ve pederinin terekesine âid husûsâta mehâkim ve devâir-i Osmâniye tarafından müdâhale olunmaması için İran Sefâreti’nden dermeyân olunan iddi‘â üzerine mahsûsan teşkîl edilen komisyondan verilen müzekkirede mezkûr kānûn hükmünün tâbi‘iyet meselesine şümûlü olup olmayacağının ta‘yîni lüzûmu gösterilmiş olduğuna dâir Hâriciye Nezâret-i celîlesinden vârid olan tezkire ile melfûf müzekkire ve sefâretin takrîrleri sûreti ve mûmâ-ileyhâ Fâtıma Hanım’ın vekîli Hamdi Efendi’nin verdiği istid‘ânâme ve lâyiha üzerine cereyân eden tedkīkātı hâvî Şûrâ-yı Devlet Tanzîmât Dâiresi’nden kaleme alınıp Meclis-i Mahsûs-ı Vükelâ’da mütâla‘a olunan mazbatada İran Sefâreti’nin bu bâbdaki iddi‘âsı ve mûmâ-ileyhâ Fâtıma Hanım’ın vekîlinin müdâfa‘âtı beyân olunduktan sonra müzekkire-i mezkûre münderecâtına nakl-i kelâm ile tedkīkāt-ı câriye hükmünce mûmâ-ileyh Hacı Hüseyin Efendi memleketinden kat‘-ı alâka ederek Dersa‘âdet’e hicret ve altı sene sonra tâbi‘ât-ı Devlet-i Aliyye’den ve Dersa‘âdet ahâlîsinden Esma Hanım ile akd-i izdivâc etmiş ve doksan üç târihinde dahi tâbi‘iyet-i Osmâniyesini resmen tasdîk ettirmiş olduğu tahakkuk eylediğinden ve doksan bir senesinde neşrolunup İran Devleti tarafından protesto edildiği cihetle bu bâbda sened ittihâz olunamayacağı İran Sefâreti’nin cümle-i ifâdâtından bulunan Men‘-i İzdivâc Nizâmnâmesi müceddeden vaz‘ olunmayıp mine’l-kadîm cârî olan fî 11 Rebî‘ülevvel sene 1237 târihli fermân-ı âlî ile te’yîd edilen kā‘ide-i mer‘iyyi tavzîh ve tefsîr ettiğinden sefâretin iddi‘â-yı vâkı‘ı şâyân-ı kabûl olmadığı gibi her devletin umûr ve mesâlih-i dâhiliyesini ıslâh ve te’mîn maksadıyla tensîb eylediği sûretde vaz‘-ı kavânîne hakkı olmasıyla hikâye olunan protestonun dahi beyne’d-düvel cârî olan usûl ve kavâ‘ide tevâfuk etmediğinden mûmâ-ileyhâ Fâtıma Hanım ile mahdûmu İbrahim’in teba‘a-i Devlet-i Aliyye’den bulunduklarına şübhe olmadığı ve bu sûretin dâirece de tasdîk edildiği beyân ve İranlılarla izdivâc eden Osmanlı kadınlarından mütevellid çocukların hizmet-i askeriye ile mükellefiyetlerine dâir Ahz-ı Asker Kānûnu’nun otuz ikinci maddesinde muharrer fıkra üzerine ahîren ve ta‘dîlen ittihâz olunup sefâretçe istisnâ edilen karârın tâbi‘iyet meselesine şümûlü olup olmadığı bahsine gelince karâr-ı ahîr-i mezkûr ile gösterilen müsâ‘ade yalnız hizmet-i askeriyeye mahsûs ve munhasır olmasıyla Men‘-i İzdivâc Nizâmnâmesi’nin üçüncü maddesinde zikr ve ta‘dâd olunan tekâlîf-i emîriye-i sâire kemâ-fi’s-sâbık mer‘î olmak lâzım geleceği gibi bu karârın tâbi‘iyet maddesine asla cihet-i ta‘alluku görülemediğinden mûmâ-ileyhâ Fâtıma Hanım ve mahdûmu İbrahim ile emsâlinin tâbi‘iyeti hakkında nizâmı dâiresinde icrâ-yı mu‘âmele olunması dermeyân kılınmış ve tedkīkāt-ı mebhûsa yolunda olup fakat mûrisi İranî olduğu cihetle terekesinin tahrîri İran Sefâreti’ne âid bulunmuş olmağla tâbi‘iyet meselesinde mazbata-i mezkûre münderecâtına tevfîk-i mu‘âmele olunmak üzere mûris olan Hacı İbrahim’in İran teba‘asından olduğu i‘tibâriyle emvâl-i menkūlesinin İran Kançılaryası ma‘rifetiyle tahrîr ve taksîm olunmuş ve emvâl-i gayr-ı menkūlesince teba‘a-i Devlet-i Aliyye hakkında cârî olan mu‘âmelenin icrâ kılınması tezekkür olunup ve keyfiyet taraf-ı vâlâ-yı ser-askerîye ve Hâriciye ve Mâliye nezâret-i celîlelerine bildirilmiş olmağla Bâb-ı Vâlâ-yı Fetvâ-penâhîlerince de ber-mûceb-i tezekkür îfâ-yı muktezâsına himem-i aliyye-i meşîhat-penâhîleri derkâr buyurulmak bâbında emr u irâde hazret-i men-lehu’l-emrindir.
Fî 3 Receb sene 306 ve fî 22 Şubat sene 304.
Sadrıa‘zam
Kâmil
|