.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911)
cilt: 99, sayfa: 313
Hüküm no: 332
Orijinal metin no: [128-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Adilcevaz kazasındaki vergiden muaf zimmilerden cizye, ispenç, avarız ve sair tekalif adıyla bir şey taleb edilmemesi

Kıdvetü’l-kuzât ve’l-hükkâm ma‘denü’l-fazli ve’l-kelâm Mevlânâ Âliyü’l-Cevaz [Âdilcevaz] kazâsı kādısı -zîde fazluhû- ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân zâbitân ve vücûh-ı memleket ve iş erleri -zîde kadrühum- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki, hicret-i cenâb-ı Nebevî’nin kırkıncı senesinde emirü’l-mü’minîn ve dâmad-ı hazret-i rasûl-i emîn Hazret-i Ali -kerremallâhu veche- efendimizin vücûd-ı aliyyelerine çırâhlık hizmetinde bulunan zimmînin hizmetine mükâfaten kendisi ve evlâd ve evlâdı ile’l-inkırâz cizye ve ispenç ve avârız-ı dîvâniye ve tekâlîf-i örfiyeden bi’l-külliye mu‘âf ve müsellem olmak üzere ashâb-ı kirâmdan İbn-i Hişam -radıye anhü azîzü’l-allâm- hazretlerinin hatt-ı şerîfleriyle olarak i‘tâ buyurulmuş olan mu‘âfnâme-i şerîf ecdâd-ı izâmım -esârallâhu te‘âlâ berâhînehum- taraflarından makbûl tutularak mûcebince verilen evâmir-i şerîfeyi müekked cennet-mekân adn-âşiyân Sultân Murad Hân-ı Râbi‘ -tâbe serâhu-’nun Bağdad’a azîmetlerinde vermiş olduğu emr-i şerîfin te’kîdini hâvî müceddeden emr-i âlîşânım i‘tâsı silsile-i mersûmdan ve Van eyâleti kazâlarından Aliyyü’l-Cevâz [Âdilcevaz] kazâsı re‘âyâsından on altı nefer zimmîler taraflarından istid‘â ve niyâz ve sâlifü’z-zikr sened-i şerîf ile emr-i âlî-i mezbûr ibrâz olunmuş ve ol vechile mersûmların cedleri müşârün-ileyh efendimiz hazretlerinin mübârek vücûd-ı şerîfleri hizmetinde bulunduğuna ve ber-minvâl-i muharrer mu‘âfiyetlerine dâir sened-i şerîf i‘tâ buyurulmuş olduğuna hürmeten ber-vech-i istid‘â mukaddemce verilen emr-i âlînin te’kîdini mutazammın emr-i şerîfim ısdâr ve i‘tâsı Meclis-i Ahkâm-ı Adliye’den bi’t-tensîb keyfiyet hâk-pây-ı hümâyûn-ı şâhânemden lede’l-istîzân ol vechile te’kîden ve müceddeden emr-i âlîşânım ısdârı husûsuna irâde-i isâbet-âde-i mülûkânem müte‘allik ve şâyân olmuş olmağla ol vechile tecdîden ve te’kîden işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve re‘âyâ-yı mersûmûn yedlerine i‘tâ olunmuşdur. İmdi siz ki kādı ve zâbitân ve vücûh-ı memleket ve iş erleri mûmâ-ileyhimsiz, keyfiyet ma‘lûmunuz olup fermânım olduğu ve bâlâda bast u beyân kılındığı üzere mersûmlar öteden beri mer‘î olduğu üzere kâffe-i tekâlîf-i şâkka ve cizye-i şer‘iye ve sâireden min-külli’l-vücûh mu‘âf ve müsellem ve serbest olup zinhâr ve zinhâr bunlardan mugāyir-i mu‘âfiyet-i cizye ve ispenç ve avârız ve tekâlîf-i sâire nâmıyla bir akçe ve habbe mütâlebe ve ahz olunmaması emrine mübâderet ve dikkat ve hilâf-ı mu‘âfnâme-i şerîf ve emr-i aliyye mugāyir rızâ-yı hümâyûnum bir nesne mütâlebesine cesâretle mesûl ve mu‘âteb olmaktan tevakkī ve mübâ‘adet eylemeniz bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur, buyurdum ki, [129] hükm-i şerîfimle vardıkta bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan işbu emr-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnu üzere âmil olup hilâf ve mugāyirîne vechen mine’l-vücûh bir türlü rızâ ve cevâz göstermeyesiz, şöyle bilesiz, alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.

Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâlis işrîn [min-] şehri Rebî‘i’l-evvel sene sitte ve hamsîn ve mieteyn ve elf.

Kostantıniyye el-Mahrûse

Şehremâneti Muhâsebe Kalemince defter-i mahsûsuna kaydolunmuşdur.