|
İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911) cilt: 99, sayfa: 374 Hüküm no: 408 Orijinal metin no: [161-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Nizamiye mahkemelerinden verilen ilâmlar usulen fesh ve nakz edilmedikçe şer‘iye mahkemelerince tekrar görülmemesi
Bâb-ı Âlî
Dâire-i Meşîhat-i İslâmiye
Mektûbî Kalemi
Aded: 3
Şeyhülislâm Devletlü Semâhatlü Efendi Hazretleri,
Bir mahkemeden verilen i‘lâm o mahkemeden yâhûd onun fevkinde bulunan diğer bir mahkemeden fesh veyâ nakz olunmadıkça mer‘î ve mu‘teber ad olunacağı Usûl-ı Muhâkeme-i Hukūkiye Kānûnu’nun üçüncü ve usûl-ı meşrû‘âsına muvâfık hüküm ve i‘lâm olunan da‘vânın be-tekrâr rü’yet ve istimâ‘ı hâiz olmayacağı Mecelle’nin bin sekiz yüz otuz yedinci maddeleri îcâbından olmasına ve bir mahkeme-i nizâmiyeden sâdır olan i‘lâm usûlen fesh veyâ nakz edilmedikçe mehâkim-i şer‘iyede be-tekrâr rü’yet-i da‘vâ edilmesi yekdiğerin münâkız i‘lâmât sudûruna ve mu’ahharan emr-i icrâda müşkilât tahaddüsüne bâdî olacağına binâen mehâkim-i nizâmiyede bi’r-rü’ye i‘lâma rabtedilen hukūk-ı şahsiye da‘vâlarının mehâkim-i şer‘iyede istimâ‘ ve rü’yetine tesâddî edilmemesi muktezî göründüğünden ve hükkâm ve me’mûrîn-i şer‘iye ise sarîhan men‘-i sultânî olmadıkça bu gibi de‘âvîyi rü’yet ve istimâ‘ etmekte bulunduklarından mehâkim-i nizâmiyeden hükm-i lâhık olmuş olan hukūk-ı şahsiye da‘vâlarının mehâkim-i şer‘iyece istimâ‘ ve rü’yetinden men‘i zımnında îcâb-ı hâlin îfâsı husûsunun taraf-ı âlî-i meşîhat-penâhîlerine havâlesiyle Adliye Nezâret-i Vekâlet-i Aliyyesi’ne de ma‘lûmât i‘tâsı husûsuna Meclis-i Mahsûs-ı Vükelâ karârıyla bi’l-istîzân irâde-i seniyye-i cenâb-ı hilâfet-penâhî şeref-müte‘allik buyrularak nezâret-i müşârün-ileyhâya ma‘lûmât i‘tâ kılınmağla taraf-ı âlî-i fetvâ-penâhîlerince de hükm-i emr u fermân-ı hümâyûn-ı mülûkânenin îcâb edenlere teblîğine himmet buyuralar deyü.
Fî 26 Cemâziyelûlâ sene 1327 ve fî 2 Haziran sene 1325.
İstanbul Kādılığı’na,
Fazîletlü Efendi Hazretleri,
Makām-ı Celîl-i Sadâret-i Uzma’dan vârid olup sûreti bâlâya naklolunan buyruldu-yı âlî mûcebince hareket olunarak hilâfına mu‘âmele vukū‘a gelmemesine dikkat ve nüsah-ı melfûfenin îcâb edenlere teblîğine himmet buyurulması siyâkında tezkire-i hulûsverî terkīm kılındı.
Fî 9 Cemâziyelâhire sene 327 ve fî 15 Haziran sene 325.
Şeyhülislâm
Sahib
|