İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911) cilt: 99, sayfa: 406 Hüküm no: 446 Orijinal metin no: [180-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Üsküb eşrafından Hamdi ve Kemâl Beylerin Üsküb Eytâm Sandığı’ndan istidane ettikleri meblağ mukabilinde mutasarrıf oldukları evlerinin müzayedeye çıkarılması
Bâb-ı Fetvâ
Dâire-i Meşîhat-i İslâmiye
Tahrîrât Kalemi
18
İstanbul Kādılığı’na,
Fazîletlü Efendim Hazretleri,
Üsküb eşrâfından Hamdi ve Kemâl beylerin bir buçuk sene müddetle Üsküb Eytâm Sandığı’ndan istidâne eyledikleri mebâliğ mukābilinde müştereken mutasarrıf oldukları bir bâb hânelerini vefâen bey‘ ve terhîn ederek müddet-i mezkûrenin inkızâsında usûlen deynlerini te’diye veyâ tecdîd-i sened etmeleri hakkındaki teblîgātı ısgā etmemeleri üzerine mezkûr hâne müzâyedeye çıkarıldığı hâlde bir seneyi mütecâviz zamandan berü hiçbir tâlib ve râgıbı zuhûr etmediği ve bu ise merhûnun değersizliğinden olmayıp medyûnların hâtırına ri‘âyetden ve husûsiyet-i mevki‘iye îcâbınca tehdîdât-ı vâkı‘alarından münba‘is ve böyle netîcesi akīm başka birçok müzâyede varakaları mevcûd bulunduğu ve bu kabîl emlâk ve merhûnenin iştirâsı vasîlere tavsiye olunur ise de onlarda kendilerince mehâzîr serd ve ityân ederek iştirâdan imtinâ‘ eyledikleri beyânıyla doğrudan doğruya eytâm müdîrleri pey sürerek eytâm nâmına mu‘âmele-i ferâğiyenin icrâsı kābil olup olmayacağının istifsârını hâvî Kosova Vilâyeti Merkez Niyâbet-i Şer‘iyyesi’nden vârid olan tahrîrât Meclis-i İdâre-i Eytâm’da lede’l-mütâla‘a emvâl-i eytâmın rehin mukābilinde idânesinden maksad medyûnların mümâtale ve imtinâ‘ları veyâ vefâtlarıyla deynlerine kâfî metrûkâtı bulunmaması yüzünden emvâl-i mezkûrenin mahv ve hederden vikāyesi olup bu maksadın tamamî-i husûlüne el-yevm mer‘iyyü’l-icrâ bulunan Eytâm Nizâmnâmesi kâfil bulunduğu hâlde emvâl-i mezkûreye mukābil merhûn olan emlâk ve sâirenin müzâyedeleri medyûnların tenbîhât ve tehdîdâtıyla akīm ve senelerce emvâl-i eytâmın şunun bunun yedinde bilâ-nemâ kalması hiçbir vechile tecvîz ve müsâmaha edilir mevâddan olmadığından bu hâlin ref‘i için tenbîh ve tehdîd veyâ başka bir sûretle emvâl-i mezkûre mukābilinde ki merhûnâtın müzâyedesi netîcesinde âhara bey‘ ve ferâğına medyûnlar taraflarından muhâlefet gösterildiği sûretde merhûnâtın kıyem-i hakīkiye-i hâzıraları kemâl-i dikkat ve ihtimâm ile mahalleri meclis-i idârelerince takdîr ve tahmîn ettirilerek nizâmnâme-i mezkûrun on üçüncü maddesinin fıkra-i ahîresi mûcebince akār olmak üzere takdîr olunan kıyem üzerinden eytâm nâmına vasîlere iştirâ ve teferruğ ettirilmesi ve eğer vasîler iştirâ ve teferruğdan imtinâ‘ ederler ise vezâif-i vesâyeti îfâ etmemiş mütekâsil addiyle hemen azl edilip ber-muktezâ-yı şer‘-i âlî münâsiblerinin vasî ta‘yîniyle onlara iştirâ ve teferruğ ettirilmesi ve medyûnların bu bâbda te’sîr-i nüfûzlarının kesri her neye mütevakkıf ise bilâ-tereddüd esbâbına tevessül ve lede’l-hâce mehâkim-i cezâiyede mürâhıkıyla icrâ-yı îcâbına teşebbüs muktezî görüldüğünden ol vechile mu‘âmele olunması husûslarının niyâbet-i mezkûreye cevâben izbârıyla ahvâl-i mümâsilede tereddüd ve iştibâha ve iş‘âr ve istiş‘ârla vakit ziyâ‘ına ve bi’n-netîce eytâm ve âcizînin ızrârına mahâl kalmamak üzere keyfiyetin ta‘mîmen hükkâm-ı şer‘a teblîği ifâde olunarak niyâbet-i mezkûre ile nüvvâb-ı sâireye teblîgāt-ı lâzıme îfâ ve mülhakāta gönderilmek üzere işbu tahrîrâtın nüsah-ı kâfiyesi leffen irsâl kılınmış olduğunun beyânıyla tezkire-i mecî terkīm olundu efendim.
Fî 25 Zilka‘de sene 1327 ve fî 26 Teşrîn-i sânî sene 1325.
Şeyhülislâm
Sahib
|