İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911) cilt: 99, sayfa: 413 Hüküm no: 455 Orijinal metin no: [183-4] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır. Hem sandıktan hem de hazineden maaş alanlarla ilgili yapılacak muamele Bâb-ı Âlî Dâire-i Sadâret Tahrîrât Kalemi 187 Taraf-ı Âlî-i Hazret-i Meşîhat-penâhî’ye, Ma‘rûz-ı bende-i dîrîneleridir, Sandıkdan maâş alıp da Hazîne-i Mâliye’den dahi maâş alanlardan her iki maâşının yekûnu beş yüz guruşu tecâvüz etmeye[n]lerin? i‘tâsı Mâliye Nezâreti’nden iş‘âr olunup mikdâr-ı muharrerü’l-esâmî tecâvüz eden her iki maâşdan beş yüz guruşdan fazlasının hazîneden ya sandıkdan muhassas maâşın hangisinin tenkīsı iktizâ edeceği tasrîh edilmediği gibi Mülkiye ve Askeriye ve İlmiye Tekā‘üd sandıklarından başka başa muhassas olan ve şimdiye kadar karâr-ı mahsûsuna tevfîkan tesviye olunmakta bulunan maâşâtın kemâ-fi’s-sâbık [184] her ikisi de tesviye olunup olunmayacağı kesdirilemediğinden bahisle istifsârı mutazammın Ma‘zûlîn ve Mütekā‘idîn-i Mülkiye Sandıkları Nezâret-i Behiyyesi’nden bi’l-vürûd Şûrâ-yı Devlet’e havâle olunan tezkire üzerine Tanzîmât Dâiresi’nden i‘tâ olunan mazbatada sandıkdan tahsîs edilen maâşın bir hakk-ı mükteseb olmasına nazaran hadd-i mu‘ayyen olan beş yüz guruşu tecâvüz eden mikdârının zikrolunan maâşdan tenkīs muvâfık-ı hâl ve maslahat olamayacağından fazlasının eser-i âtıfet olmak üzere Hazîne-i Mâliye’den verilen maâşdan tevkīf ve tenzîli lâzım geleceği misillü mezkûr sandıklardan başka başka muhassas olan maâşâtın cevâz-ı tahsîsât ve te’diyâtı karâr-ı mahsûs ile müeyyed olmasına ve sandıkların mu‘âmelâtı dahi esâsen yekdiğerinden ayrı bulunmasına binâen her ikisinin de kemâ-fi’s-sâbık tesviyesi tezekkür kılındığı inbâ ve nezâret-i müşârün-ileyhâ ile Harbiye ve Mâliye Nezâret-i Aliyyelerine teblîgāt icrâ kılınmış olmağla Dâire-i Celîle-i İlmiyece de ona göre icrâ-yı îcâbı bâbında emr u irâde hazret-i men-lehu’l-emrindir. Fî 19 Şevval sene 1327 ve fî 21 Teşrîn-i evvel sene 325. Sadrıa‘zam Hüseyin Hilmi