.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Kısmet-i Askeriye Mahkemesi 19 Numaralı Sicil (H. 1109-1110 / M. 1698-1699)
cilt: 58, sayfa: 476
Hüküm no: 347
Orijinal metin no: [87a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Beytülmâl Emini Hüseyin’in Yeniçeri Kara Mehmed Beşe’nin terekesinden dolayı Mustafa Reis’e açtığı davada haksız bulunduğu

Husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde istimâ‘ ve tahrîri [iltimâs] olunmağın savb-ı şer‘den irsâl olunan İmâmzâde Mehmed Efendi [b.] Mevlânâ Mehmed Efendi b. Ahmed Efendi mahmiye-i İstanbul’da Süleymaniye Câmi‘-i şerîfi kurbünde vâki‘ Dergâh-ı âlî yeniçeri ağası kapısında yeniçeri beytülmâl emîni olanlara mahsûs odaya varıp zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî Müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i şerîf eyledikde yeniçeri beytülmâli emîni olmağla husûs-ı âti’z-zikrde husûmet ve redd-i cevâba kıbel-i şer‘den me’zûn olan el-Hâc Hüseyin Ağa b. Muslu meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda mahrûse-i Galata tevâbi‘inden Tophane kasabasında Süheyl Bey‘ mahallesinde sâkin işbu râfi‘ü’l-kitâb es-Seyyid Mustafa b. Hasan b. Yusuf nâm kimesne mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip fi’l-asl Rize kasabasında Dergâh-ı âlî yeniçerilerinden olup bundan akdem sefer-i hümâyûnda bilâ-vâris vefât eden Kara Mehmed Beşe b. Murtaza b. Abdullah nâm kimesne târîh-i kitâbdan bir buçuk sene mukaddem sefere gider oldukda malından iki yüz guruş ifrâz ve işbu mezbûr es-Seyyid Mustafa <> Reis’e bi-tarîkı’l-emâne def‘ u teslîm ol dahi ber-vech-i muharrer tesellüm ve kabz eylediğinden sonra kable’l-ahz fevt olmağla mezbûr es-Seyyid Mustafa Reis’den taleb eylediğimde bana teslîmden imtinâ‘ eder suâl olunup meblağ-ı mezbûrun alıverilmesi matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr es-Seyyid Mustafa Reis cevâbında fi’l-vâki‘ müteveffâ-yı mezbûr Kara Mehmed Beşe b. Murtaza b. Abdullah târîh-i kitâbdan bir buçuk sene mukaddem sefer-i hümâyûna gider oldukda ber-vech-i muharrer malından iki yüz guruş ifrâz ve bana teslîm eylediğinde bi-emrillâhi te‘âlâ sefer-i hümâyûnda vefât edersem vârisim olmamağla sen vasiyy-i muhtârım ol ve meblağ-ı mezbûru bi’l-vesâye vakfedip nemâsından hâsıl olan meblağın ma‘lûmü’l-mikdârı cihet-i tevliyet olup tevliyet-i mezbûre mâdâmki sen hayâtda oldukça sana meşrûta olup mâ‘adâsı ile mahrûse-i mezbûrede cevâmi‘inden birine bir kürsü vaz‘ olunup [yevm-i] mu‘âyenede bir gün ulemâdan vakt-i zuhrda bir âlim ve mütedeyyin kimesne kadr-ı ma‘rûf vazîfe ile vâ‘iz ve nâsıh olup müstemi‘îne ulûm-ı nâfi‘ayı ifâde eyleye deyü mahzar-ı Müslimînde vasiyet ve tenfîzine beni vasiyy-i muhtâr nasb ü ihtiyâr edip ve müteveffâ-yı mezbûr Kara Mehmed Beşe sefer-i mezbûrda vefât etmekle musırran-alâ-îsâihî müteveffâ-yı mezbûrun vârisi olmamağın vasiyet-i mezkûresi beytülmâlden mukaddem olduğuna binâen meblağ-ı mezbûru teslîmden imtinâ‘ ederim deyü def‘la mukābele edicek gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr mezbûr es-Seyyid Mustafa Reis’den def‘-i mezkûruna muvâfık beyyine taleb olundukda udûl-ı ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden mahrûse-i mezbûre tevâbi‘inden kasaba-i Fındıklı’da Kazgancıbaşı mahallesinde sâkin el-Hâc Hasan b. Ramazan ve Hatuniye mahallesinde sâkin Mehmed Yazıcı b. Ahmed nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i ma‘kūd-ı mezbûra hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr Kara Mehmed Beşe b. Murtaza b. Abdullah târîh-i kitâbdan bir buçuk sene mukaddem sefer-i hümâyûna gider oldukda ber-vech-i muharrer malından iki yüz guruş ifrâz ve işbu mezbûr es-Seyyid Mustafa Reis’e bi-tarîkı’l-emâne teslîm [87b] ol dahi ahz u kabz eylediğinden sonra bi-emrillâhi te‘âlâ ben sefer-i mezbûrda vefât edersem vârisim olmamağla sen vasiyy-i muhtârım olup meblağ-ı mezbûru vakf edip nemâsından hâsıl olan meblağın ma‘lûmü’l-mikdârı cihet-i tevliyet olup ve tevliyet-i mezbûre mâdemki sen hayâtda oldukça sana meşrûta olup mâ‘adâsı ile mahrûse-i mezbûre cevâmi‘inden birine bir kürsü vaz‘ olup [yevm-i] mu‘ayyenede ulemâdan vakt-i zuhrda bir âlim ve mütedeyyin kimesne kadr-ı ma‘rûf vazîfe ile vâ‘iz ve nâsıh olup müstemi‘îne ulûm-ı nâfi‘a ifâde eyleye deyü vasiyet ve tenfîzine işbu müdde‘î-i mezbûru huzûrumuzda vasiyy-i muhtâr nasb ve ihtiyâr edip ol dahi kabûl eylediğinden sonra müteveffâ-yı mezbûr sefer-i hümâyûnda musırran-alâ-îsâihî vefât eyledi biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye edip ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle <> alâ-kabûli men yecûzü …? mûsâ-bihe isâbet ile vakfın sıhhat ve lüzûmuna hükm birle vâki‘ hâli mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Mehmed Çelebi b. Hüseyin ve Hasan Çelebi b. Abdullah ile meclis-i şer‘a gelip vukū‘u üzere inhâ ve takrîr etmeğin mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Hurrire fî gurre-i min-şehri Rebî‘i’l-âhir li-seneti aşer ve mi’ete ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: es-Seyyid Ebubekir Çavuş b. Mehmed el-Mübâşir, Fahrü’l-eimme Fazlızâde Mustafa Efendi, Abdullah Efendi b. eş-Şeyh Ali el-İmâm, Mehmed Efendi b. Gazanfer el-İmâm, Ahmed Ağa b. Hüseyin, Mehmed Efendi b. Mustafa el-kâtib-i beytülmâl, Ahmed Ağa b. Nazır, Kadri Efendi b. Ramazan Efendi.