.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Kısmet-i Askeriye Mahkemesi 19 Numaralı Sicil (H. 1109-1110 / M. 1698-1699)
cilt: 58, sayfa: 493
Hüküm no: 363
Orijinal metin no: [90b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Râbia Hatun’un kocası Bostancı Mustafa Efendi’nin terekesindeki eşyaların kendisine ait olduğunu ispat ettiği

Kezâlik müteveffâ-yı mezbûrun zevce-i menkûha-i metrûkesi olmağla terekesine bi’l-verâse vaz‘-ı yed edip zâtı mahalle-i mezbûre ahâlîsinden İmâm Abdullah Efendi b. Ali ve Müezzin Ahmed Halîfe b. Abdurrahim ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan râfi‘atü’l-kitâb mezbûre Râbia Hatun mahzarında bi’l-vekâle üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müteveffâ-yı mezbûrun defter-i kassâm-ı askerîde tahrîr olunan eşyâsından mâ‘adâ menzilinde mevcûd esâs-ı beyt ve evânî-i nühâsiyesini mezbûre Râbia Hatun bi-gayr-ı hakkın ahz u kabz ve defter-i kassâma idhâlden imtinâ‘ eder suâl olunsun dedikde gıbbe’s-suâl mezbûre Râbia Hatun cevâbında zevcim müteveffâ-yı [mezbûr] Mustafa Efendi b. Abdullah b. Abdullah hâl-i kemâl-i sıhhatinde cemî‘ tasarrufâtı nâfiz iken fevtinden üç ay mukaddem işbu lâbis olduğum libâsımdan mâ‘adâ ism-i mal ıtlâk olunur bir şeyim yokdur menzil-i mezbûr dâhilinde olan esâs-ı beyt ve evânî-i nühâsiye ve sâir ismi mal ıtlâk olunur eşyâmın cümlesi benim içün zevcem Râbia’nın mülk-i mahz ve hakk-ı sırfıdır deyü huzûr-ı Müslimînde ikrâr ve işhâd [ve] i‘lân etmekle menzil-i mezbûrda olan cümle eşyâ benim mülk-i mahzım ve hakk-ı sırfım olup müteveffânın kat‘â alâkası yokdur [deyü] def‘le mukābele ve istintâk olunsun dedikde gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr müdde‘iye-i mezbûreden def‘-i mezkûruna beyyine taleb olundukda udûl-ı ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden mahmiye-i mezbûrede Demirtaş mahallesinde sâkin fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm Mehmed Efendi b. Mustafa ve zikr olunan Dâye Hatun mahallesinde sâkin Abdi Efendi b. Mehmed li-ecli’ş-şehâde meclis-i ma‘kūd-ı mezkûra hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr Mustafa Efendi b. Abdullah b. Abdullah hâl-i kemâl-i sıhhatinde fevtinden üç ay mukaddem <> işbu lâbis olduğum libâs<<ımdan>>dan mâ‘adâ ismi mal ıtlâk olunur bir şeyim yokdur menzil-i mezbûr dâhilinde olan esâs-ı beyt ve evânî-i nühâsiye ve sâir ismi mal ıtlâk olunur cümle eşyâ zevcem mezbûre Râbia Hatun’un mülk-i mahz ve hakk-ı sırfıdır deyü huzûrumuzda ikrâr ve i‘lân ve bizi işhâd etmekle lâbis olduğu libâsdan mâ‘adâ cümle eşyâ mezbûre Râbia’nın mülk ve hakkıdır biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye edip ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye [şehâdetleri] makbûle olmağın mûcebiyle ba‘de’l-hükm vâki‘ hâli kezâlik.

Şuhûdü’l-hâl: Es-sâbikūni’ş-şâhidûn.