.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Kısmet-i Askeriye Mahkemesi 19 Numaralı Sicil (H. 1109-1110 / M. 1698-1699)
cilt: 58, sayfa: 605
Hüküm no: 474
Orijinal metin no: [112a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Feta Hatun’un vefat eden eşi Mustafa Efendi’de mehir alacağı olduğu

Mahmiye-i İstanbul’da Balatkapısı dâhilinde Molla Aşkī mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden eş-Şeyh Mustafa Efendi b. eş-Şeyh Hüseyin Efendi b. eş-Şeyh Mehmed Efendi’nin verâseti zevce-i menkûha-i metrûkesi Feta Hatun bt. Abdulkadir’e ve kebîr oğlu İbrahim Çelebi ve firâşından hâsıl zevcesi mezbûre Feta Hatun’un batnında mütebeyyin hamle münhasıra oldukdan sonra zâtı ta‘rîf-i şer‘î ile mu‘arrefe hâfızatü’l-kitâb mezbûre Feta Hatun meclis-i şer‘de müteveffâ-yı mezbûrun terekesine vaz‘-ı yed eden mezbûr İbrahim Çelebi mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip zevcim müteveffâ-yı mezbûr eş-Şeyh Mustafa Efendi b. eş-Şeyh Hüseyin Efendi b. eş-Şeyh Mehmed Efendi târîh-i fevtinden yirmi iki sene mukaddem yüz guruş mehr-i müeccel tesmiyesiyle beni tezevvüc ve kabûl edip hattâ hâl-i kemâl-i sıhhatinde zimmetinde bana ol kadar guruş deyni olduğunu huzûr-ı Müslimînde ikrâr ve işhâd edip akd-i nikâh beynimizde kāim iken meblağ-ı mezbûru kable’l-edâ fevt olmağla terekesinden taleb ederim suâl olunsun dedikde gıbbe’s-suâl ve’l-inkâr müdde‘iye-i mezbûreden sıdk-ı makāline beyyine taleb olundukda udûl-ı ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden mahalle-i mezbûre İmâmı Yusuf Efendi b. Abdullah ve Osman Beşe b. İsmail li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr Şeyh Mustafa Efendi b. eş-Şeyh Hüseyin Efendi b. eş-Şeyh Mehmed Efendi hâl-i kemâl-i sıhhatinde zevcesi müdde‘iye-i mezbûre Feta Hatun bt. Abdulkadir’e zimmetinde yüz guruş mehr-i müeccel deyni olduğunu huzûrumuzda ikrâr ve bizi işhâd eyledi biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettikde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın vaz‘-ı hamli karîb olmağın mevkūfen alâ-yemînihâ mâ-vaka‘a kayd şüd.

Fî selh-i Rebî‘ülâhir sene 1110.

Şâhidûnü’s-sâbikūn