|
Kısmet-i Askeriye Mahkemesi 19 Numaralı Sicil (H. 1109-1110 / M. 1698-1699) cilt: 58, sayfa: 989 Hüküm no: 805 Orijinal metin no: [184a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Ayşe Hatun’un vefat eden Hatice Hatun’da alacağı olduğunu ispat ettiği
Mahmiye-i İstanbul’da Süleymaniye kurbünde Kemer odalarında sâkine olup zâtı Mehmed b. Mehmed ve İbrahim b. Mehmed ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan bâ‘isetü’l-kitâb Âişe Hatun bt. Yusuf meclis-i şer‘de medîne-i Ebî Eyyûb-i Ensârî’de Şah Sultan mahallesi ahâlîsinden olup bundan akdem İstanköy cezîresinde vefât eden merhûme Hadîce Hanım bt. el-merhûm Kara Mustafa Paşa b. Oruc’un verâseti zevc-i metrûku Ali Paşa’ya ve sadriye sagīre kızı Âişe Hanım’a ve li-ebeveyn kız karındaşı umdetü’l-muhadderât Fâtıma Hanım’a ve vâlidesi Emine Hatun’a münhasıra olduğu şer‘an zâhir oldukdan sonra tereke-i müteveffât-ı mezbûreye bi’l-verâse vâzı‘atü’l-yed olan mezbûre Fâtıma Hanım tarafından husûs-ı âti’l-beyânda husûmet ve redd-i cevâbı vekîl olduğu zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân etbâ‘ından Câbî Ali Bey b. İbrahim ve Mustafa Bey b. Muslu şehâdeleriyle mahzar-ı hasm-ı câhidde sâbit ve sübût-ı vekâletine hükmolunup zâtı mu‘arrifân-ı mezbûrân ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan Hâce Fâtıma Hatun bt. Mahmud mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip merhûme-i mezbûre Hadîce Hanım bt. el-mezbûr Kara Mustafa Paşa’ya bin yüz dokuz Zilhiccesi’nin yirminci günü ile müverrah işbu mümzâ ve mahtûm deyn temessükü mûcebince altı bin beş yüz guruş ikrâz ve teslîm ol dahi yedimden iktirâz ve tesellüm ve mesârifine sarfla istihlâk edip mukābelesinde eşyâ-i memlûkesinden bir ön çengel elmas kuşak ve bir üç bâfte minalı elmas kuşak ve bir üç bâfte ortası kebîr zümrüdlü ön kuşak ve on bâfte bir kemer altın kuşak ve bir çift üç ayaklı elmas ulu elmas küpe ve bir çift elmas altışar ayaklı la‘l küpe ve on üç sırmalı yastık ve iki sırmalı mak‘adın bana rehin vaz‘ u teslîm edip hattâ târîh-i mezbûrda zikr olunan Şah Sultan mahallesinde sâkine olduğu yalı ta‘bîr olunur sarayın harem kapısı hâricine çıkıp meblağ-ı mezbûr altı bin beş yüz guruşu benden vech-i muharrer üzere iktirâz ve kabz ve mesârifine sarfla istihlâk etmekle zimmetinde bana lâzımü’l-kazâ deyni olup mukābelesinde eşyâ-i muharrere-i mezbûresini bana rehin vaz‘ u teslîm eylediğini huzûr-ı Müslimînde ikrâr ve işhâd dahi edip kable’l-edâ ve’l-fek fevt olmağla meblağ-ı mezbûru terekesinden bana edâ ve fekk-i rihâna vekîl-i mezbûre Fâtıma Hatun’a tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl ve’l-inkâr ve isre talebi’l-beyyine udûl-ı ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden müşârün-ileyh Ali Paşa’nın etbâ‘ından olup mahmiye-i mezbûrede Ma‘cûncu mahallesinde sâkin Hasan Ağa b. Yunus ve Mesihpaşa mahallesinde sâkin Kasım Ağa b. Mustafa li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka şahsı rü’yetimizle ma‘lûmumuz olan merhûme-i mezbûre Hadîce Hanım bt. Kara Mustafa Paşa b. Oruc târîh-i mezbûrda zikr olunan sarayın harem kapısı hâricine çıkıp işbu müdde‘iye-i mezbûre Âişe Hatun cihet-i karz-ı şer‘îden altı bin beş yüz guruş zimmetimde lâzımü’l-kazâ deynimdir ve mukābelesinde bâlâda mastûr eşyâyı işbu mümzâ ve mahtûm deyn temessüğü mûcebince mezbûre Âişe Hatun’a rehin vaz‘ eyledim deyü huzûrumuzda ikrâr ve bizi işhâd eyledi biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye edip şâhidân-ı mezbûrânı tezkiye içün cânib-i [şer‘-i şerîfden] Mevlânâ Abdurrahman Efendi b. el-müvellâ el-merhûm Ahmed Efendi irsâl olunup ol dahi evvelâ zikr olunan [184b] Ma‘cûncu mahallesine varıp şâhid-i mezbûr Hasan Ağa’yı tefahhus eyledikde ahâlîsinden Receb Efendi b. Mehmed el-İmâm ve el-Hâc Mustafa b. Hasan ve Ahmed Çelebi b. Abdullah ve Mustafa b. İbrahim ve Ahmed b. Rıdvan ve Osman b. Abdullah nâm kimesnelerden her biri adl ve makbûlü’ş-şehâdedir deyü haber verdiklerini ve sâniyen zikr [olunan] Mesihpaşa mahallesine varıp şâhid-i mezbûr Kasım Ağa’yı tefahhus eyledikde ahâlîsinden Hasan Efendi b. İbrahim ve Mustafa b. Abdülbaki ve Hasan b. Mehmed ve Hüseyin b. Mehmed ve Abdi Çelebi b. Muharrem nâm kimesneler adl ve makbûlü’ş-şehâdedir deyü haber verdiklerini mahallinde tahrîr ba‘dehû ma‘an mürsel İbrahim Çelebi b. Mehmed ve Mehmed b. Hüseyin ile meclis-i şer‘a gelip haber verdiklerinden sonra şehâdetleri makbûle olmağın gıbbe’t-tahlîfi’ş-şer‘î mûcebiyle ba‘de’l-hükm mâ-vaka‘a kayd-şüd.
Fî 16 min-Recebi’l-ferd sene 1110
Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm es-Seyyid Abdülmuti Efendi, Fahrü’l-müderrisîn Şemsi Efendi [b.] Ahmed, Fahrü’l-ümerâ İbrahim Ağa b. Hüseyin, Ahmed Ağa b. Mahmud, İbrahim Ağa b. Mustafa, Mustafa Çelebi b. Abdülbaki, Ahmed Çelebi b. Hamza, Ahmed Çelebi b. Rıdvan.
|