.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Kısmet-i Askeriye Mahkemesi 19 Numaralı Sicil (H. 1109-1110 / M. 1698-1699)
cilt: 58, sayfa: 1024
Hüküm no: 838
Orijinal metin no: [191a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Müteveffa Arslan Mustafa Bey’in varislerinin mûrislerinden kalan çiftlik hissesini Ali Ağa’ya sattıkları

Kezâlik akd-i meclis-i şer‘-i kavîm ettikde mahmiye-i mezbûrede Suhte Sinan mahallesi ahâlîsinden olup bundan akdem vefât eden Arslan Mustafa Bey b. el-merhûm Kara Hasan Ağazâde Mustafa Paşa’nın verâseti vâlidesi Fethi Hatun bt. Abdullah ile li-ümmin kız karındaşları Hadîce ve Fâtıma bintey Mühürdâr el-Hâc Mehmed Ağa ve Emetullah bt. Ali Ağa’ya ve li-ebin kız karındaşları Hadîce Hanım ve Fâtıma Hanım ve Hanife Hanım ve Safiye Hanım ile Emine Hanım nâm mecnûneye ve li-ebin er karındaşları Halil Bey ile Abdullah Bey ve Ahmed Bey nâm mecnûnlara münhasıra ve tashîh meselesi yüz doksan sekiz sehmden olup sihâm-ı mezbûrenin otuz üç sehmi vâlidesi mezbûre Fethi Hatun’a ve yirmi ikişer sehmi mezbûrât Hadîce ve Fâtıma ve Emetullah’dan her birine ve dokuzar sehmi mezbûrât Emine Hanım ve Fâtıma Hanım ve Hadîce Hanım ve Safiye Hanım ve Hanife Hanım’dan her birine ve on sekizer sehmi mezbûrûn Halil Bey ve Abdullah Bey ve Ahmed Bey’den her birine isâbeti tahakkukundan sonra zâtı ta‘rîf-i şer‘î ile mu‘arrefe olan mezbûre Fethi Hatun asâleten ve kızı mezbûre Emetullah’ın tesviye-i umûruna tashîhan li’s-sak vasî nasb olunmağla vesâyeten ve sagīretân-ı mezbûretân Hadîce ve Fâtıma’nın babaları ve velîleri merkūm Mühürdâr el-Hâc Mehmed Ağa velâyeten ve mezbûre Safiye Hanım tarafından husûs-ı âti’l-beyânda müseccel vekîli Abacı el-Hâc Mustafa b. İbrahim vekâleten ve mezbûre Hanife Hanım tarafından kezâlik husûs-ı âti’l-beyânda vekîl-i müsecceli ve zevci Ahmed Efendi b. el-Hâc Mehmed vekâleten ve mezbûre Hadîce Hanım tarafından kezâlik husûs-ı câi’z-zikrde müseccel vekîli mezbûr Hamamcızâde Ahmed Ağa vekâleten ve mezbûre Fâtıma Hanım tarafından kezâlik husûs-ı âti’l-beyânda müseccel vekîli el-Hâc İshak Efendi b. Ali vekâleten ve mezbûr Halil Bey asâleten ve mecnûn karındaşları mezbûrûn Abdullah Bey ve Ahmed Bey ve Emine Hanım’ın tesviye-i emrlerine tashîhan li’s-sak vasî nasb olunmağla vesâyeten meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda hâfızü’l-vesîka Ali Ağa b. Halil mahzarında her biri ikrâr ve takrîr-i kelâm edip Havâss-ı Aliyye kazâsına tâbi‘ Büyükçekmece nâhiyesinde Dere nâm karyede vâki‘ bir tarafdan Hasan b. Abdullah mülkü ve bir tarafdan cebel ve iki tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd dâhiliyesinde üç bâb oda ve tahtında bir ahır ve bir hamam ve bir fırın ve bir dönüm mikdârı zât-ı eşcâr cüneyne ve hâriciyesinde bir bâb oda ve tahtında bir ahır ve bir anbâr ve bir samanlık ve hayât ve bir bâb fevkānî çatma oda ve bir sofa ve tahtında bir ahır ve bir fırını müştemil çiftlik ta‘bîr olunur mülk menzilin nısf-ı şâyi‘i ile içinde mevcûde iki çift kara sığır öküzü ve iki manda öküzü ve iki manda ineği ve üç kara sığır ineği ve bir tosun ve bir düğe ve iki buzağı ve bir kara sığır bu[za]ğası ve altmış keyl hınta ve yirmi beş keyl yulaf ve yirmi keyl şa‘îrin dahi nısf-ı şâyi‘i müteveffâ-yı mezbûr Arslan Mustafa Bey’in ile’l-vefât mülk ve hakkı olmağla zikr olunan nısf menzil ile eşyâ-i mezbûrenin nısfı sûk-ı sultânîde kirâren ve mirâren nidâ ve müzâyede olunup rağabât-ı nâs bi’l-külliye münkatı‘a oldukdan sonra merkūm Ali Ağa üzerinde yüz doksan guruşda karâr edip ziyâde ile tâlib-i âhar zuhûr etmeyip meblağ-ı mezbûr yevm-i akidde mebî‘-i mezbûrun semen-i misli olduğu zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî Müslimîn ihbârlarıyla lede’ş-şer‘i’l-enver zâhir olmağla biz dahi zikr olunan nısf menzil ile eşyâ-i mezbûrenin nısfını mezbûr Ali Ağa’ya yüz doksan guruşa safka-i vâhide ile bey‘ u temlîk ve mahallinde kabza mezbûr Ali Ağa’yı taslît edip semeni olan meblağ-ı mezbûru yedinden bi-kadri’l-hısâs tamâmen alıp kabz eyledik ba‘de’l-yevm zikr olunan nısf menzil ile eşyâ-i mezbûrenin nısfı mezbûr Ali Ağa’nın mülk-i müşterâsıdır keyfe mâ yeşâ ve yehtâr mutasarrıf olsun dediklerinde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vâki‘ hâli kezâlik inhâ ve takr[îr] etmeğin mâ-vaka‘a kayd-şüd.

Fî 22 Şevvâl sene 1109

Şuhûdü’l-hâl: Eş-şâhidûn, şâhidûnü’s-sâbikūn.