|
Kısmet-i Askeriye Mahkemesi 59 Numaralı Sicil (H. 1143 / M. 1730-1731) cilt: 64, sayfa: 392 Hüküm no: 321 Orijinal metin no: [71b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Abdullah b. Mustafa’nın vefat eden Salih Efendi’de alacağı olduğu
Husûs-ı âti’l-beyanın mahâllinde istimâ‘ ve tahrîri iltimâs olunmağın savb-ı şer‘-i şerîf-i enverden Mevlânâ Hasan Efendizâde el-Hâc Abdullah Efendi irsâl olunup ol dahi mahmiye-i İstanbul’da Topkapısı dâhilinde Fâtıma Sultân mahâllesinde sâkin iken düyûnu terekesinden ezyed olduğu hâlde bundan akdem intikāl-i dâr-ı bekā eden sâbıkā imam-ı sultân merhûm Salih Efendi b. Muharrem Efendi’nin menziline varıp zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmi Müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i şerîf ettikde mahmiye-i mezbûrede Emin Bey mahâllesi sâkinlerinden bâ‘isü’l-kitâb el-Hâc Abdullah b. el-Hâc Mustafa meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda merhûm-ı mûmâ-ileyhin terekesini kabz ve düyûn-ı müsbetesini edâya kıbel-i şer‘den vasî ve kayyım nasb olunmağla tereke-i kāsırasına bi’l-vesâye vaz‘-ı yed eden Hazînedâr Ahmed Efendi b. Hüseyin mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip merhûm-ı mûmâ-ileyh Salih Efendi b. Muharrem zimmetinde işbu yedimde olan mümzâ ve mahtûm temessük nâtık olduğu üzere yedimden müşterâ ve makbûz eşyâ-i ma‘lûme semeninden bâkī iki yüz on sekiz buçuk guruş hakkım olup hattâ merhûm-ı mûmâ-ileyh hayâtında meblağ-ı mezkûr cihet-i merkūmeden zimmetinde bana vâcibü’l-edâ deyni olduğunu huzûr-ı Müslimînde ikrâr ve işhâd edip kable’l-edâ merhûm olmağla terekesinden taleb ederim, suâl olunsun dedikde gıbbe’s-suâl ve’l-inkâr müdde‘î-i mezbûrdan müdde‘âsına beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden mârrü’z-zikr Fâtıma Sultân mahâllesinde sâkin Hacı Mahmud Ağa b. Süleyman ve merhûm-ı mezbûrun kethüdâsı el-Hâc Mehmed Efendi b. Mustafa li-ecli’ş-şehâde meclis-i ma‘kūd-ı mezkûra hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka merhûm-ı mûmâ-ileyh Salih Efendi b. Muharre[m] hayâtında işbu mezkûr el-Hâc Abdullah b. Mustafa’ya yedinde olan mümzâ ve mahtûm temessük mantûkunca yedinden müşterâ ve makbûz eşyâ-i ma‘lûme semeninden bâkī iki yüz on sekiz buçuk guruş zimmetinde vâcibü’l-edâ deyni olduğunu huzûrumuzda ikrâr ve bizi işhâd eyledi, biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz, [72a] şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettikde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın gıbbe’t-tahlîfi’ş-şer‘î mûcebiyle ba‘de’l-hükm vâki‘ hâli mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde tahrîr ve ma‘an mürsel Ahmed Çelebi b. İsmail ve Mustafa Çelebi b. Mehmed ile meclis-i şer‘a gelip alâ-vuku‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fî 25 min-Cemâziyelûlâ sene 1143.
Şuhûdü’l-hâl: el-Hâc Mustafa b. Hasan, Kasab Osman Ağa b. Mehmed, es-Seyyid Hüseyin Çelebi b. Ali, Süleyman Çelebi b. Ahmed
|