.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadareti Mahkemesi 21 Numaralı Sicil (H. 1002-1003/M. 1594-1595)
cilt: 12, sayfa: 222
Hüküm no: 239
Orijinal metin no: [55b-1, Arapça]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Fâtıma Hatun bt. Ahmed’in evini vakfettiği

Hamdele ve salvele. Ammâ ba‘d. İşbu vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccet, sarîh ve mer‘î bir vesîkadır. Dârü’s-saltanati’s-seniyye mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından Emîn Nureddin mahallesinde sâkine olan sâhibetü’l-hayrât râtibetü’l-meberrât Fâtıma Hâtun bt. Ahmed kıbelinden âtiyyü’z-zikr vakıf ikrârına ve tescîl maksadıyla vakıfdan rücû‘ da‘vâsına vekâleti Rıdvan b. Abdullah ve Muhyiddin b. Nasrullah’ın şehâdetleri ile sâbit olan Bilal b. Ahmed meclis-i şer‘-i şerîf-i şâmih-i imâd ve mahfil-i dîn-i münîf-i râsih-i evtâdda hâzır olup, müvekkile-i mezbûresinin silk-i mülk-i sahîhinden ifrâz ve mahz-ı menâlinden temyîz ettiği, mahalle-i merkūmede vâki‘, aralarında selâmlık bulunan fevkānî iki beyti, çamaşırhâneyi, tahtapûşu, tahtânî bir beyti, mutfağı, kileri, su kuyusunu, fırını, helâyı ve avluyu hâvî olup bir taraftan vâkıfe-i mezbûre mülkü, iki taraftan merhûm Hüsam Bey vakfı, diğer taraftan da su kemeri ile mahdûd olan cemî‘-i menzilini cümle tevâbi‘ ve levâhıkı ve kâffe-i merâsim ve mürâfıkı ile habsedip vakfettiğini vekâlet-i mahkiyyesi hasebiyle ikrâr ve i‘tirâf etti. Vâkıfe-i mezbûre menzil-i mezbûrda süknâyı evvelâ müddet-i hayâtınca kendisine, vefâtından sonra evlâdına, evlâd-ı evlâdına sonra nesilleri kesilinceye kadar evlâd-ı evlâd-ı evlâdına şart etti. Tevliye-i hasbiyyeyi önce kendisine sonra menzilde süknâsı şart edilen kimesneye şart etti. Nezâret-i hasbiyyeyi ahâlî-i mahalle-i merkūmeye şart etti. Menzilin tamir ve meremmetini içinde sâkin olacak kimesneye, kendi mâlı ile tamiri üzre şart etti. Kendi mâlı ile tamir etmezse hâkimin re’yi ile menzilden ihrâcını ve menzilin icâreye verilip ücret-i kirâ ile tamir ettirilmesini şart etti. Evlâd-ı mezkûrînin nesli kesilip birisi bile kalmadığında, kilerin karşısındaki avlu duvarında çarşıya açılan bir kapı ihdâs edilmesini ve evkāf-ı Medîne-i münevvere ve ravza-ı şerîfe-i mutahharaya mütevellî olan kimesne yediyle menzil-i mezbûrun mu‘tâdı üzre icâreye verilmesini ve ücret-i kirâdan kâfî miktarının vakt-i hâcette menzilin tamirine sarf edilmesini şart etti. Artan miktarın Medîne-i münevvere ve ravza-ı mutahhara fukarâsına sarf edilmesini şart etti. Sonra menzil-i mezbûru tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği Mevlâna İsa Halîfe b. İbrahim’e teslîm etti ve umûr-i tevliyede nefsine şerîk kıldı. Mezbûr İsa Halîfe de tesellüm edip sâir mütevellîler evkāfta tasarruf ettikleri gibi tasarruf etti. Teslîm, tesellüm ve tasarrufu hâkim huzûrunda böylece ikrâr etti. Hâl bu minvâl üzre iken vekîl-i mesfûr İmam-ı A‘zam Hazreti Ebû Hanîfe Numan b. Sâbit’in kavline istinâden menzil-i mastûrun vakfiyetinden rücû‘ edip müvekkilinin mülkiyyetine istirdâd etti. Mütevellî-i merkūm eimme-i kibâr ve e‘izze-i ahyârın lüzûmu ifâde eden re’ylerine istinâden buna muhâlefet edip redden imtinâ‘ etti. Muhâsama ve münâza‘a edip hâkim-i mûmâ ileyh huzûrunda murâfa‘a olunduklarında hâkim mütevellî cihetini râcih görüp lüzûmu kāil olan eimme-i müctehidînin re’ylerine tevfîkan vakfın sıhhatine ve lüzûmuna husûsen ve umûmen hükmetti. Cerâ ve hurrire fî evâhiri Zilhicce sene 1002.


Şuhûdü’l-hâl: ( )