.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 40 Numaralı Sicil (H. 1033-1034 / M. 1623-1624)
cilt: 46, sayfa: 163
Hüküm no: 148
Orijinal metin no: [27b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kamer Hatun tarafından vakfedilen ve Mehmed b. Hasan’ın kullanmakta olduğu menzilde yapılan tadilâtın tesbit olunduğu

Mahmiye-i Kostantiniyye’de Soğanağa mahallesinde merhûm Lala Hüseyin Paşa halîlesi merhûme Kamer Hatun Vakfı’na bi’l-fi‘il mütevellî olan Mustafa Bey b. Abdullah tarafından husûs-ı âti’z-zikr da‘vâya vekîl olup vekâleti nehc-i şer‘î üzere sâbite olan Yunus Halîfe b. Ahmed el-İmâm mahfil-i şer‘-i hatîrde âti’z-zikr olan menzile hâlâ vâzı‘u’l-yed olduğu nehc-i şer‘î üzere sabit olan Mehmed b. Hasan nâm kimesne mahzarında tevliyeti hasebiyle üzerine da‘vâ edip hâlâ mezbûrun yedinde olup zikr olunan Soğanağa mahallesinde vâkı‘ iki tarafı müşârun-ileyh Lala Hüseyin Paşa sarayına ve bir tarafı sâbıkā Ahmed Ağa nâm kimesnenin mülkü olup hâlâ Davud Ağa’nın mülkü olan menzile ve bir tarafı Cevşî Mehmed Efendi mülkü ile tarîk-i âmma müntehî olup sâbıkā büyût-ı müte‘addideyi ve odun anbarını ve kilârı ve matbah ve fırını müştemil olan menzil-i merkūm Kamer Hatun’un mülkü olmağın menzil-i mezbûru dokuz yüz seksen altı senesinde vakfedip süknâsını evvelâ kendi nefsine ba‘dehû batnen ba‘de batn evlâdına ve evlâd-ı evlâdına ve ba‘de’l-ınkırâz kıymet-i misli ile bey‘ olunup semeni ile mahall-i ihtiyâcda vâridîn ve sâdirîn içün bir hâne binâ oluna deyü şart edip teslîm-i ile’l-mütevellî ve tescîl-i şer‘î olunmağla vakf-ı lâzım-ı müseccel olup bundan akdem müşârun-ileyh Hüseyin Paşa’nın utekāsından Osman Ağa nâm kimesne menzil-i mezbûrda ücret-i ma‘lûme ile sâkin iken menzil-i mevkūf-ı mezkûrda olan odun anbarını ve kilârı ve matbahı ve fırını hedm edip nakzı ile ve kendi malıyla ebniye ihdâs edip zikr olunan ebniyyeyi vakfa ilhâk edip Müslimîni işhâd etmekle menzil-i mahdûd-ı mezbûr ve içinde olan ebniyye cem‘an vakf olmuş iken mezbûr Mehmed menzil-i mezbûra bi-gayr-i vech-i şer‘î vaz‘-ı yed edip tasarruf eder kasr-ı yedine tenbîh olunmak taleb ederim dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr Mehmed cevâbında menzil-i mezbûrun arzı mezbûre Kamer Hatun Vakfı olmağla bundan akdem yılda iki yüz akçe mukāta‘a ve ücret-i mu‘accele-i ma‘lûme ile mezbûr Osman Ağa’nın yedinde ve tasarrufunda olup bundan akdem izn-i mütevellî ile kendi nefsi içün malıyla ebniye-i mezbûreyi ihdâs edip ba‘dehû vefât eylediğinde ebniye-i mezkûre irs-i şer‘î ile sulbiye kızı ve hasren vârisesi olup zevcem olan Hatice Hatun’a intikāl edip ba‘dehû mezbûre Hatice fevt oldukda rub‘ı bana ve selâse-i erbâ‘ı benden tevellüd eden sadrî sagīr oğlu Abdullah’a intikāl edip hâlâ mezbûr Abdullah dahi vefât edip verâseti bana münhasıra olmağın bana intikāl etmişdir. Ona binâen vaz‘-ı yed ederim vech-i muharrer üzere mezkûr Osman Ağa vakfın nıkzı ile ve malıyla binâ edip ebniye-i mezbûreyi vakfa ilhâk etmemişdir deyicek gıbbe’l-istişhâd udûl-i Müslimînden Kumkapı kurbünde Eski Nişancı mahallesinden Hacı Mustafa Ağa b. el-Hâc Hamza ve el-Hâc Veli b. Abdullah li-ecli’ş-şehâde hâzırân olup fi’l-vâkı‘ menzil-i mahdûd-ı mezbûr nehc-i muharrer üzere mezbûre Kamer Hatun’un Vakfı lâzım-ı mu‘acceli olup mukaddemâ ücret-i ma‘lûme ile mezbûr Osman Ağa’nın tasarrufunda iken mezbûr Osman Ağa menzil-i mahdûd-ı mezkûrun odun anbarını ve kilârı ve matbah ve fırını yıkıp nıkzı ile ve kendi malıyla ebniye ihdâs edip ve zikr olunan ebniyeyi vakfa ilhâk eyledi deyü bizi ve Müslimîni işhâd eyledi menzil-i mezbûr ve içinde olan ebniye cemî‘an mezbûre Kamer Hatun Vakfı’dır bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olup mûcebiyle hükmolundu.

Tahrîren fî-evâsıtı şehri Şa‘bâni’l-mu‘azzam li-sene selâse ve selâsîn ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Çelebi b. Mustafa el-mülâzım, İlyas Bey b. Abdullah el-cündî, Hüseyin Beşe b. Abdullah ed-der‘î, Halil Beşe b. Mahmud er-râcil, Mahmud Çelebi b. ( ) el-bevvâb, Mehmed Beşe b. Abdullah er-râcil, Halil Çelebi b. Hüsrev kâtib-i defterhâne, Bekir Bey b. Mehmed el-cündî, Abdünnur Bey b. Abdullah el-cündî ve gayruhüm.