.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 40 Numaralı Sicil (H. 1033-1034 / M. 1623-1624)
cilt: 46, sayfa: 322
Hüküm no: 346
Orijinal metin no: [67a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mehmed Çavuş b. Hüseyin’in Fatma Sultan Vakfı menzili icarından biriken borçlarının Galata’daki bahçesinden karşılandığı

El-emrü kemâ hurrire fîhi harrarehü’l-fakīr Mehmed b. Abdülganî el-Kādî bi-askeri Rumeli ufiye anhumâ.

Mahmiye-i Kostantıniyye’de vâki‘ merhûme Fâtıma Sultan Vakfı’na bi’l-fi‘l mütevellî olan Mehmed Bey b. Abdullah nâm sagīrenin kāimmakāmı ve husûs-ı âti’z-zikri da‘vâ ve talebe vekîli olup vekâleti Mustafa Bey b. Abdullah el-bevvâb es-sultânî ve Mustafa Çavuş b. Abdullah şehâdetleriyle alâ vechi’l-hasm sâbite olan Mevlânâ Mehmed Efendi b. Muharrem mahfil-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde bundan akdem Matbah-ı âmire emîni olan bâ‘isü’l-kitâb fahrü’l-emâcid ve’l-a‘yân Mehmed Çavuş b. Hüseyin mahzarında üzerine da‘vâ edip bundan esbak bin dokuz senesinde vakf-ı mezbûr mütevellîsi olan İbrahim Bey b. Abdullah nâm kimesneye müşârun-ileyh Mehmed Çavuş mahmiye-i mezbûrede Nevbethâne mahallesinde vâki‘ ma‘lûmü’l-hudûd mülk menzilini yüz otuz bin fıddî akçeye bey‘ edip ol dahi tevliyeti hasebiyle vakf-ı mezbûr mâlından meblağ-ı mezkûr ile bi-tariki’l-istiğlâl iştirâ edip ba‘de’t-tahliye ve‘t-tekābuz yine menzil-i mezbûru târih-i bey‘den sene tamâmına varınca on üç bin akçe ücretle mezbûr Mehmed Çavuş‘a îcâr edip ol dahi istîcâr eyledikden sonra birkaç yıl mürûr edip cânib-i vakfa ücret-i lâzımesi verilmeyip ba‘dehû Ahmed Bey b. Abdullah nâm kimesne vakf-ı mezbûra mütevellî oldukda hisâb olunup asl-ı mâl ve ücret-i menzilden mezbûr Mehmed Çavuş zimmetinde i‘tirâfı üzere dört yüz yetmiş bin akçe zuhûr edicek merkūm Ahmed Bey zikr olunan dört yüz yetmiş bin akçenin üç yüz bin akçesini tevliyeti hasebiyle vakıf için kabz eyleyip yüz yetmiş bin akçesi merkūm Mehmed Çavuş’un zimmetinde kalmış idi hâlâ vekâletim hasebiyle bâkī kalan meblağ-ı merkūm yüz yetmiş bin akçeyi vakıf için taleb ederin dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr Mehmed Çavuş cevâbında fi’l-vâki‘ vech-i meşrûh üzere zikr olunan menzilimi bin dokuz senesinde mütevellî-i merkūm İbrahim Bey’e yüz otuz bin akçeye bey‘ edip ol dahi vakf-ı mezbûr mâlıyla bi-tariki’l-istiğlâl iştirâ edip ba‘de’t-tahliye ve’t-tekābuz sene tamâmına on üç bin akçeye yine bana îcâr edip ben dahi istîcâr eylediğimden sonra birkaç yıl mürûr edip cânib-i vakfa ücret-i lâzımesi verilmeyip ba‘dehû merkūm Ahmed Bey mütevellî oldukda hisâb olunup asl-ı mâl ve ücret-i lâzımeden zimetimde dört yüz yetmiş bin akçe mâl-ı vakf zuhûr etmiş idi lâkin meblağ-ı merkūmu mütevellî-i mersûm Ahmed Bey ol zamânda müfettişi’l-evkāf olan Ömer Efendi huzûrunda benden vakıf için taleb edip ben dahi def‘aten edâya kudretim olmayıcak mahrûse-i Galata muzâfâtından Yenihisar nâm mevzı‘de Başmakçı mahallesinde vâki‘ bir tarafı Bâyezid Bey b. Abdullah mülküne ve bir tarafı tarîk-i hâssa ve iki tarafı sâhil-i bahra müntehi olan mülk bahçemi kıymet-i misli ile vakıf için mütevellî-i mezbûra bey‘ edip semenini deyn-i mezbûra takās etmek murâd eylediğimde mütevellî-i mezbûr dahi husûs-ı mezbûr vakfa nâfi‘ olmağın müfettiş-i merkūmdan istîzân edip ol dahi vech-i merkūm üzere iştirâya izin verip emir eyledikden sonra mütevellî-i mezbûr Ahmed Bey zikr olunan bahçeyi kıymet-i misli olan dört yüz yetmiş bin akçeye müfettiş-i mezbûr emriyle vakıf için benden bâtten iştirâ edip ben dahi semen-i mezbûra bey‘ eylediğimden sonra semen-i mezkûru vakf-ı merkūm mâlından zimmetimde olan meblağ-ı merkūm dört yüz yetmiş bin akçeye mukāssa etmeğle deyn-i mezkûrdan zimmetim berî olmuşdur deyü da‘vâyı def‘ edicek gıbbe’s-suâl ve’l-inkâr ve akībe’l-istişhâd udûl-i müslimînden Halil Efendi b. İbrahim el-imâm ve Mevlânâ Yahya Efendi b. Abdülkādir ve Mustafa Ağa b. Hüseyin el-müteferrika ve Hasan Çavuş b. Mustafa ve Hasan Çelebi b. Mehmed li-ecli’ş-şehâde hâzırûn olup fi’l-vâki‘ mukaddemâ vakf-ı mezbûr mütevellîsi olan mezkûr Ahmed Bey nehc-i mastûr üzere mezbûr Mehmed Çavuş’un asl-ı mâl ve ücretden zimmetinde zuhûr eden dört yüz yetmiş bin akçeyi müfettiş-i merkūm Ömer Efendi huzûrunda taleb eyledikde mezbûr Mehmed Çavuş’un dahi def‘aten edâya kudreti olmayıcak zikr olunan bahçesini mütevellî-i merkūm Ahmed Bey tevliyeti hasebiyle dört yüz yetmiş bin akçeye vakfa nâfi‘ olmağın müfettiş-i merkūmun vakıf için bâtten iştirâya izin ve emri ile mezbûr Mehmed Çavuş’dan bâtten iştirâ eylediğinden sonra semen-i mezkûrunu vakf-ı mezbûr mâlından bâyi‘-i mezbûr Mehmed Çavuş zimmetinde olan meblağ-ı merkūm dört yüz yetmiş bin akçeye takas etmişdir bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü edâ-i şehâdet-i şeh‘iyye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olup mûcebiyle hüküm olundu.

Tahrîren fî-gurreti’l-Muharremi’l-harâm li-sene erba‘a ve selâsîn ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Mevlânâ Ahmed Efendi b. Zeynelabidin eş-şehîr bi-Fenarizade, Mevlânâ Ahmed Efendi b. Mehmed eş-şehîr bi-Hatibzade, Mevlânâ Kaya Mehmed Efendi b. Haydar, Mustafa Efendi b. Mehmed el-mülâzım, Behram Efendi b. Hüsam el-mülâzım, Mehmed Ağa b. Abdullah el-müteferrika, Mustafa Çavuş b. Abdullah, Ahmed Ağa b. Receb el-bevvâb, el-Hâc Mahmud b. el-Hâc Süleyman, Mehmed Bey b. Mustafa, İskender b. Şaban el-muhzır.