.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 40 Numaralı Sicil (H. 1033-1034 / M. 1623-1624)
cilt: 46, sayfa: 329
Hüküm no: 353
Orijinal metin no: [68b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kadı Süleyman Efendi b. Mustafa Efendi’nin vakfiyesi

Hamd bî-had ve senâ-yı lâ yü‘ad ol mâliki’l-mülk ve’l-melekût rabbü’l-izzeti ve’l-ceberût vâkıf-ı hâl-i ins u cân ve râzik-ı mahlûk-ı her dû cihân cellet hikmetühû ve alle kelimetühû hazretlerinin dergâh-ı azamet-penâhına ref‘ olunur ki nüsha-i insânı ketm-i ademden ebda‘-ı üslûb üzere îdâ‘ ve imlâ ve ahsen-i takvîm üzere ihtirâ ve inşâ ederek sâlik-i me‘âşi ta‘lîm ve menâhic-i mi‘âdı tefhîm eyledi ve salât u selâm huceste nizâm ol medîne-i ilm u hilm ve temkîn-i gencine-i vahyü’l-âlemîn hâtime-i silsileti’l-mürselîn hazretlerinin ravza-i mutahhara ve türbe-i münevverelerine îsâr ve nisâr olsun ki sâlik-i râh-ı hidâyet olan sâhib-i himmet-i âlî nihmeti makāsıd-ı âmâline îsâl ile hoş hâl ve müreffehü’l-bâl eyler ve dürer-i rahmetullâhı zümre-i âl-i ashâb ve ahbâbı üzerlerine olsun ki her biri taraf-ı hâdî ve sübül-i tevfîka münâdî olup hâmî-i hümâ-yı dîn ve vâlî-i velâ-yı fazl ve yakīn olmuşlardır rıdvânullâhi te‘âlâ aleyhim ecma‘în emma ba‘de erbâb-ı elbâba rûşen ve zâhir ve ashâb-ı edâya ayân ve bâhirdir ki binâ-yı cihân gaddâr esâs-ı cism-i nizâr gibi nâ-üstüvâr ve bu dünyâ-yı mekârim medâr ve bevvâr ve bünyâdı gāyet-i nâ-pâyidâr olup mahall-i ikāmet ve sürûr ve câ-yı râhat ve hubûr değildir zevi’l-ukūle mahfî ve mektûm ve ehl-i basîrete pûşîde ve nâ-ma‘lûm olmaz ki libâs-ı hayât-ı insân bir palâs-ı âr ve câme-i vücûd-ı âlemiyân bir kubâ-yı müste‘ârdır lâ-cereme insân-ı kâmil inayet-i hakdan bir ân gāfil olmayıp hâl-i âfiyetinde mâl-i âkibîsini re’-yi reşîd ile tedebbür ve fikr-i sedîd ile tefekkür eyleyip ed-dünya mezra‘atü’l-âhire vefkince mezra‘a-i dünyâda tohm-ı hayrâtı hirâset ve bedr-i hasenâtı zirâ‘at edip tekmîl-i mülûkât (…)ve tahsîl-i maârif-i ünsiyye bâbında sarf-ı kudret ve bezl-i cehd ve tâkat kılmağla rûz-ı haşrde heybet-i behiyye üzere mahşûr ve ni‘m dârü’n-na‘îm ile muğtenim ve mürûr ola binâen alâ zâlik mahrûse-i İstanbul’da eş-Şeyh Resmi mahallesi sükkânında sâhibü’l-hayrât ve’l-hasenât kıdvetü kuzâti’l-islâm zübdetü vülâti’l-enâm Süleyman Efendi b. el-merhûm Mustafa Efendi cemî‘ tasarrufâtı câize ve âmme-i teberru‘âtı nâfize olduğu hâlde meclis-i şer‘-i şerîfe hâzır olup mahalle-i merkūme sâkinlerinden vakf-ı âti’l-beyânı li-ecli’t-tescîl mütevellî nasb eylediği Ahmed Çelebi b. el-Hâc Süleyman mahzarında ikrâr ve i‘tirâf edip hâlis mâlımdan yedi bin iki yüz nakd-i râyic fi’l-vakt akçeyi ifrâz kılıp hasbeten lillâhi’l-aliyyi’l-azîm ve taleben li-merzâti’r-rabbi’r-rahîm vakf ve habs ve mütevellî-i merkūma teslîm eyleyip şöyle şart eyledim ki mebağ-ı merkūm rehn-i kavî ve kefîl-i melî yâhud ikisinden biriyle her on akçe on bir buçuk akçe hisâbı üzere istirbâh ve istiğlâl olunup hâsıl olan a‘yin mahalle-i merkūme mescidine her kim imâm olursa ba‘de salâti’s-subh Yasin-i şerîf tilâvet edip sevâbını vâlidem merhûm-ı mezbûr rûhuna ba‘de’l-ihdâ yevmî bir buçuk akçe vazîfeye mutasarrıf ola deyü mescid-i mezbûrda her kim müezzin olursa kable salâti’l-mağrib üç ihlâs-ı şerîf ve ba‘de salâti’l-ışâ sûre-i Mülk tilâvet edip sevâb-ı cemîlini vâlidem merhûme rûhuna hibe edip yevmî bir akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve dahi şöyle şart eyledim ki mütevellî-i merkūm Ahmed Çelebi mâdamki kayd-ı hayâtda ola vakf-ı merkūma mütevellî olup hıdmet-i tevliyeti edâ edip yevmî bir buçuk akçe vazîfeye mutasarrıf ola ba‘de’l-vefât mescid-i mezbûrda her kim müezzin olursa vakf-ı merkūma mütevellî ola ve dahi şöyle şart eyledim ki vakf-ı merkūma ahâlî-i mahalle-i mezbûre dahi hasbî nâzır olalar ve dahi şöyle şart eyledim ki meblağ-ı merkūm zâtlarında emânet ve mu‘âmelelerinde istikāmet olan kimesneler ile mu‘âmele-i şer‘iyye olunup muhâlasa-i irbâ ve ihtimâl-i türâdan ve mu‘âmele-i fakīr ve müflis ve müsâfir ve kādı ve müderris ve sâir erbâb-ı dîvân ve sâdât ve nisvândan ve bil’l-cümle ziyâ‘ ihtimâli olan mahallerden ictinâb oluna deyü hatm-i kelâm ve ta‘bîr-i ani’l-merâm eyledikde mütevellî-i merkūm dahi vâkıf-ı müşârun-ileyhi bi’l-müvâcehe tasdîk ve bi’l-müşâfehe tahkīk eyleyüp bi’t-tamâm meblağ-ı merkūmu kabz ve sâir evkāf mütevellîleri gibi üç ay tasarruf edip üç ayda vazîfe-i tevliyet deyü kırk beş akçe kabz eylediğini mu‘terif olup tarafeynden tasâduk emri tâm ve cânibeynin kelâmı burada encâm buldukdan sonra vâkıf-ı müşârun-ileyh bast-ı merâm edip eimme-i tehârîr ve müctehidîn-i meşâhîr katlarında vakf-ı nükūd ve ona müteferri‘ olan şurût ve kuyûd sahîh olmadığı ecilden mütevellî-i merkūmun üç ayda vazîfe-i tevliyet deyü aldığı akçenin ecr-i mislinden zâyid olan on beş akçeyi mütevellî-i mezbûrdan istirdâd ederim dedikde gıbbe’l-istintâk mütevellî-i mersûm vazîfe-i merkūmenin kabzını ve meblağ-ı müdde‘â-bihin ecr-i mislinden zâyid idiğin ikrâr edip lâkin İmâm-ı Züfer’den aleyhi rahmetü’l-meliki’l-ekber vakf ve derâhim ve denânîrin ve ona müteferri‘ olan şurût ve kuyûdun sıhhatini rivâyet edip İmâm-ı Muhammed b. Abdullah El-Ensârî aleyhi rahmeti’l-bârî kavli üzere redden imtinâ‘ ve kadr-i zâid-i mezbûrdan zimmetinin berâʼetin iddi‘â edip işbu kitâb-ı müstetâbı tevkī‘-i şerîf ve sa‘âdet-i karînleri ile tahliye ve tezyîn eden fâzıl-ı rabbânî ve kâmil-i samedânî râfi‘-i râyât-ı dîn ve muvazzih-ı âyât-ı şer‘-i mübîn el-müvellâ’l-ecelli’l-efham ve’t-tahrîru’l-e‘azzi’l-ekremi’r-rüknu’r-râsih ve’l-ilmi’ş-şâmih ferîdü’l-asr ve vahîdü’d-dehr hazretlerinin cenâb-ı müstetâblarına ba‘de’l-münâza‘a mürâfa‘a olduklarında hâkim-i müşârun-ileyh esbagallâhu ni‘amehû aleyh fetvâ-yı rivâyet-i mezbûre üzere olmağın vakf-ı merkūmun sıhhatine ve mütevellî-i mezbûrun meblağ-ı müdde‘â-bihinden berât-ı zimmetine hükm etdikden sonra vâkıf-ı mezbûr i‘âde-i da‘vâ ve nizâ‘ edip eğer ki rivâyet-i mezbûre üzere vakıf sahîh olduğu lâkin İmâm-ı Züfer mezheb-i şerîfleri üzere sıhhat lüzûmu müstelzim değildir binâen alâ zâlik asl-ı meblağ-ı mezbûru istirdâd ederim dedikde mütevellî-i mezbûr yine cevâba mutasaddî olup kaçan hükm-i hâkim fasl-ı müctehidün fîhe mülâkī olsa ınde’l-cumhûr nâfiz olup binâen alâ zâlik vakf-ı mezbûr ınde’l-kül sahîh oldu ve ba‘de’t-teslîm ile’l-mütevellî İmâmeyn-i hümâmeyn-i sadreyn-i [69a] kāimmakāmeyn İmâm Ebû Yusuf es-sânî ve İmâm Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî katlarında sıhhat ve lüzûm-ı mütelâzımân ve mütekāribândır deyü hâkim-i müşârun-ileyh hazretlerine murâfa‘a olduklarında hâkim-i mûmâ-ileyh dahi temhîd-i kavâ‘id-i hayrı ehak ve evlâ ve evfâk görmeğin imâeyn-i hümâmeyn-i mezbûreynin reşîd ve mezheb-i sedîdleri üzere umûr-ı evkāfdan vâki‘ olan hilâfa vâkıf olduğu hâlde vakf-ı merkūmun lüzûmuna hüküm etmeğin min-ba‘d vakf-ı müeyyed oldu femen beddelehû ba‘de mâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’l-lezîne yübeddilûnehû innellâhe semî‘un alîm ve ecru’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm cerâ zâlik.

Ve hurrire fî-evâili Şevvâli’l-mükerrem li-sene selâse ve selâsîn ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-kuzât Abdurrahman Efendi, zahrü’l-kuzât Mehmed Efendi el-ma‘rûf bi-Leysîzade, fahrü’l-cüyûş Mahmud Çavuş b. ( ), Halil Efendi b. Emrullah el-imâm, Habib Efendi b. Mehmed el-imâm, Ali Bey b. Abdullah el-muhzır, Mehmed Bey b. Abdullah el-cündî, el-Hâc Mehmed el-Hayyat, Mehmed Çavuş b. Abdullah, el-Hâc Mahmud b. el-Hâc Süleyman, Osman Halife b. Mustafa el-müezzin, Mehmed b. el-Hâc Süleyman, Musa b. İlyas, Mustafa Efendi b. İlyas el-müsta‘id ve gayruhüm.