.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 40 Numaralı Sicil (H. 1033-1034 / M. 1623-1624)
cilt: 46, sayfa: 335
Hüküm no: 357
Orijinal metin no: [70a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mercaniye mahallesinde Mehmed Ağa Vakfı’na ait menzile Kamer Hatun tarafından yapılan müdahalenin önlenmesi

İşbu bâ‘isü’l-kitâb es-Seyyid Üveys b. es-Seyyid Gazi mahfil-i şer‘-i hatîrde mahmiye-i İstanbul’da Sarây-ı Atîk-i Sultânî kurbünde Mercaniye mahallesinde bundan akdem müteveffâ olan Hızır b. Mehmed nâm kimesnenin zevce-i metrûkesi olup hâlâ menzil-i âti’z-zikre vâzı‘atü’l-yed olduğu şer‘ân sâbit olan Kamer bt. Abdullah nâm hatun muvâcehesinde vakf-ı âti’z-zikrin bi’l-fi‘il mütevellîsi olan Hudâverdi Çavuş b. Abdullah mahzarında üzerlerine takrîr-i da‘vâ edip hâlâ mezbûre Kamer’in yedinde olup merhûm Mehmed Ağa Vakfı’ndan mahalle-i merkūmede vâkıf-ı merkūmun vakıf meberrâtı? kurbünde vâkı‘ tarafeyni …? nâm hatun mülkü ile yine vakf-ı mersûme ve tarafeyn-i âhareyni yine vakf-ı mezbûrdan Altıncızâde demekle ma‘rûf kimesne yedinde olan hücre ile tarîk-i âmma müntehî olup bir beyt-i süflî ve bir sofayı ve kuyuyu muhavvatayı müştemil olan menzil bundan akdem ücret-i mu‘accele ve yevmî üç akçe ücret-i müeccele ile müteveffâ-yı mesfûr Hızır’ın taht-ı icâre ve tasarrufunda olup mezbûr Hızır hâl-i sıhhatinde bin otuz üç senesi şehr-i Ramazanü’l-mübârekinin evâhirinde menzil-i mezbûru mütevellî-i mezkûr Hudâverdi Çavuş izniyle on iki bin akçeye bedel-i tefvîz ile bana tefvîz ve teslîm edip ben dahi tefevvüz ve tesellüm eylediğimden sonra meblağ-ı mezbûr on iki bin akçeyi bi’t-tamâm ve’l-kemâl yedimden alıp kabz etmiş iken mezbûr fevt olduğunda mezkûre Kamer Hatun bir tarîk ile menzil-i merkūma vaz‘-ı yed eyledi, suâl olunup kasr-ı yedine tenbîh olunmak taleb ederim dedikde gıbbe’s-suâl mezbûre Kamer cevabında menzil-i mezkûr ber-vech-i meşrûh ücret-i mu‘accele ve müeccele ile zevcim mezkûr Hızır’ın tasarrufunda olup müdde‘î-i mezbûr beyân eylediği târihden mukaddem bin otuz iki senesinde menzil-i mezbûrun tasarrufunu mütevellî ma‘rifetiyle bana tefvîz etmişdir deyip lâkin yedinde temessüğü olmayıp vech-i şer‘î üzere isbâtdan âcize ve kāsıra olup ve udûl-i Müslimînden Abdülbasîr b. Mustafa ve Bahşi b. Mahmud nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde hâzırân olup fi’l-hakīka mesfûr Hızır bundan akdem hâl-i sıhhatinde bin otuz üç senesi Ramazanü’l-mübârekenin evâhirinde menzil-i mezbûru mütevellî-i mezkûr Hudâverdi Çavuş izniyle on iki bin akçe bedel-i tefvîz ile mezbûr es-Seyyid Üveys’e tefvîz ve teslîm edip ol dahi tefevvüz ve tesellüm eylediğinden sonra meblağ-ı mezbûr on iki bin akçeyi huzûrumuzda bi’t-tamâm ve’l-kemâl yedinden alıp kabz eyledi, bu husûsa şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyü edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde gıbbe ri‘âyeti şerâiti’l-kabûl şehâdetleri makbûle olmağın merkūme Kamer’in menzil-i mezbûrdan kasr-ı yedine tenbîh olundu.

Hurrire fî-evâhiri Zilka‘deti’l-harâm li-sene selâse ve selâsîn ve elf.

Şuhûdu’l-hâl: Abdülbasîr b. Mustafa, Ömer b. Hamza, Abdülkerim b. Abdullah, Abdülbasir b. Abdülkerim, Lütfullah b. Mustafa, Hasan b. Abdullah.