Rumeli Sadâreti Mahkemesi 40 Numaralı Sicil (H. 1033-1034 / M. 1623-1624) cilt: 46, sayfa: 357 Hüküm no: 371 Orijinal metin no: [76a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mehmed Ağa’nın Darüssaade Ağası Ak Mehmed Ağa ve mütevelli Mehmed Ağa bin Şaban huzurunda Daye Hatun mahallesindeki menzilini vakfiyet şartları üzere vakfeylediği
Şer‘iyyü’l-medlûl ve cerâ bi-en yetelakkā bi’l-kabûl harrerehü’l-fakīr Mehmed b. Abdülganî -âmelehallâhu te‘âlâ bi-fazlihi’s-seniyyi el-Kādî bi-askeri Rumeli el-ma‘mûre -lâ-zâlet inân-ı eltâfü’l-ilâhiye ma‘mûre-
Mâ hurrire fîhî min-asli’l-vakfı ve şerâitihî ve sahha ledeyye ve sahha beyne yedeyye ve hakemtü bi-sıhhatihî ve lüzûmihî fî-husûsihî ve umûmihî vâkıfen alâ muvâkıfi’l-hilâfi’l-cârî beyne’l-e’immeti’l-eslâf ve ene’l-abdü’l-fakīr Ali b. Abdurrauf el-Kādî bi-asâkiri Rumeli el-ma‘mûre -ufiye anhümâ-
Hamd ü sipâs ve şükr-i bî-kıyâs ol hâlik-i cinn ü inâs hazretlerine olsun ki, ahsen-i a‘yân ve eşref-i ekvân olan hulk-ı refî‘ü’ş-şân ve nev‘-i bedî‘i şân-ı insânı “ve rafa‘nâ ba‘zehum fevka ba‘zin derecâtin” mısdâkınca evvel-i fıtratda tefâvüt-i medâric ve tabakātı üzere ibdâ‘ ve tehâlüf-i merâtib-i derecât üzere ihtirâ‘ etdikden sonra bâzısına fazl u kemâl müyesser ve bâzısına envâ‘-i metâ‘ ve esâsı mukarrer edip eyâdî-i müeyyedelerden menâhic-i hayrât ve meberrâta makarr ve mâl u menâlden masârıf-ı hasenât ve sadakāta mazhar etmekle “Men câ’e bi’l-haseneti fe-lehû aşrü emsâlihâ” mûcebince mukābelesinde mesûbât-ı celîle ve ucûr-ı cezîle mukarrer kılınmışdır ve salât u salavât-ı vâsılât mu‘ayyin-i keyfiyet-i savm u salât ve mübeyyin-i envâ‘-i sadakāt olan seyyid-i kātıbe-i enbiyâ ve sipehsâlâr-ı rüsül-i asfiyâ Muhammed Mustafa hazretine ki îcâd-ı âleme sebeb-i vücûd-ı şerîfi ve nizâm-ı cihân-bâna bâ‘is-i zât-ı latîfi olup hitâb-ı müstetâb-ı “levlâke levlâk le-mâ halaktü’l-eflâk” ile (…) mesrûr ve teşrîf “ve mâ ca‘alnâke [erselnâke] illâ rahmeten li’l-âlemîn” kelimât-ı tayyibâtıyla ma‘rûf ve meşhûrdur ve dahi âl-i izâm ve ashâb-ı kirâmına ki herbiri necm-i burc-ı dîn ve kevâkib-i evc-i yakīndir -rıdvânullâhi te‘âlâ aleyhim ecma‘în- ammâ ba‘d, erbâb-ı elbâba rûşen ve hüveydâdır ki, dâr-ı dünyâ medâr-ı fenâ ve makarr-ı anâdır lâ-cereme âkıl ve dânâ oldur ki bir sâ‘atden gāfil ve her biri tâ‘atden kâhil olmayıp hâl-i âfiyetde [me’âl-i] âkıbeti tefekkür ve fâtiha-i umûrdan hüsn-i hâtimetini tedebbür edip sa‘âdet-i dâreyn ile mu‘azzez [ve mükerrem] olalar, binâen alâ-zâlik işbu mecelle-i şer‘iyyenin sâhibi ve vesîka-i mer‘iyyenin hâfizi Dârussaâde ağalarından Ak Mehmed Ağa demekle şehîr olan iftihârü’l-havâs ve’l-mukarrebîn ihtiyâru ashâbi’l-izzi ve’t-temkîn hâccü’l-haremeyini’ş-şerîfeyn es-sâ‘î beyne’s-Safâ ve’l-Merveteyn el-mahfûfu bi-inâyeti’l-meliki’d-deyyân Hazret-i Mehmed Ağa b. (…) meclis-i şer‘-i şerîf ve mahfil-i dîn-i münîfde vakf-ı âti’z-zikre li-ecli’t-tescîl mütevellî nasb eylediği [fahrü’l-]a‘yân Mehmed Ağa b. Şa‘ban el-müteferrika mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip mahmiye-i Kostantıniyye -sînet ani’l-âfât [ve’l-beliyye]- mahallâtından Dâye Hatun mahallesinde vâkı‘ olup şirâ-i şer‘î tarîkiyle silk-i mülkümde olan bir tarafdan (…) Ağa b. ( ) mülkü ve bir tarafdan Oruç Ağa b. ( ) mülkü ve tarafeynden tarîk-i âm ile mahdûd ve muhavvata-i dâhiliyyesi iki fevkānî evi ve orta sofayı ve iki beyt süflî ve matbahı ve fırını ve bîʼr-i mâ ve hammâm ve kenîfi ve zât-ı eşcâr-ı müsmire ve gayr-i müsmire hadîkayı ve muhavvata-i hâriciyyesi kezâlik iki ulvî beyti ve orta sofayı ve bir süflî beyt-i sagīri ve ıstabl ve kenîfi ve cânib-i şarkīsinde vâkı‘ fevkānî ve tahtânî altı hücreli ve taraf-ı garbîsinde vâkı‘ beş bâb dükkân ve bir kahvehâneyi müştemil menzilimi âmme-i tevâbi‘ ve levâhıkı ve kâffe-i tarîk ve merâfıkı ile hasbeten lillâhi te‘âlâ vakf ve habs edip şöyle şart eyledim ki, hayâtda oldukça menzil-i mezbûrda ben sâkin olup benden sonra zikri sebk eden kahvehâne ve beş bâb dükkândan mâ‘adâsında utekām ve utekāmın evlâdı ve evlâd-ı evlâdı ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdı zükûr ve inâsı ale’s-seviyye sâkin olup utekāmdan biri fevt oldukda hissesine evlâdı mutasarrıf olalar ve menzil-i mezbûrda sâkin olanların her biri yevmî üçer İhlâs-ı şerîf tilâvet edip sevâbını rûhuma ihdâ edeler ve zikr olunan kahvehâne ve beş bâb dükkânı mütevellî-i vakf ecr-i misli ile îcâr edip hâsıl olan ücretinden yevmî ikişer akçe vazîfe ile her kim mahalle-i merkūmede imâm ve müʼezzin olursa mescid-i mezbûrda yevmî birer cüz’-i şerîf tilâvet edip sevâbını rûhuma ihdâ edeler, ücret-i mezbûrenin zikr olunan iki cüzden ve zikri âtî yevmî birer akçe vazîfe-i tevliyetden fazlası utekām ve evlâd-ı utekām beyninde alâ kadri hısasihim mine’s-süknâ tevzî‘ oluna ve menzil-i mezbûrun meremmeti növbetlerinde sükkân üzerine ola ve ba‘d-ı inkırâzi’l-utekā ve’l-evlâd menzil-i mezbûr ve dekâkîn-i merkūmenin cümlesi ecr-i misli ile îcâr olunup hâsıl olan gallesinden zikr olunan iki cüzʼ-i şerîf ve meremmet-i menzilden ve ücret-i tevliyetden fazlası Haremeyn-i Şerîfeyn nâzırı ma‘rifeti ile surrelenip her sene fukarâ-i Haremeyn-i Şerîfeyn’e irsâl oluna ve mâdemki hayâtda olam vakf-ı mezbûrun tebdîl ve tağyîri ve tevliyeti kendi yedimde olup vefâtımdan sonra yalnız tevliyet utekā ve evlâd-ı utekādan aslahına meşrûta ola, ânlar munkarız oldukdan sonra Haremeyn-i Muhteremeyn mütevellîsi olanlar yevmî birer akçe vazîfe ile buna dahi mütevellî ola ve vakf-ı mezbûrun hasbî nezâreti umdetü ashâbi’l-izzi ve’t-tekmîn mü’temenü’l-mülûk ve’s-selâtîn zü’l-kadri’r-refî‘ ve’l-izzi’l-menî‘ el-mahfûfu bi-sunûfi avâtıfi’l-meliki’l-a‘lâ Hazret-i el-Hâc Süleyman Ağa hazretlerine meşrûta olup ibtigāen li-merzâtillâhi vakf-ı mezbûrun ahvâline nazar-ı şerîflerini dirîğ buyurmayalar, anlardan sonra her kim ol makām-ı şerîfe nâil olursa nâzır olalar, minvâl-i muharrer üzere ta‘yîn-i masârıf ve şürutdan sonra menzil-i mezbûru bi-cümleti’t-tevâbi‘ mütevellî-i mûmâ-ileyhe teslîm ettim, ol dahi bi-hasebi’t-tevliye kabz ve tesellüm edip vakfiyyet üzere tasarruf etdi deyüp mütevellî-i merkūm dahi menzil-i mezbûru kabz ve tesellüm ve vakfiyyet üzere tasarruf etdiğine mu‘terif olup [76b] emr-i vakf bu minvâl üzere ikmâl ve tetmîm olunduktan sonra vâkıf-ı müşârun-ileyh -efâzallâhu sicâle ni‘amihî- takrîr-i kelâm edip eğerçi sıhhat-i vakf-ı akārda hilâf yoktur, lâkin İmâm-ı a‘zam ve hümâm-ı akdem ve efham sirâcü’l-ümme tâcü’l-e’imme Ebû Hanîfe el-Kûfî -cüziye hayre’l-cezâ ve kûfiye- katında luzûm sıhhate lâzım olmayıp vâkıf vakfını mülk-i kadîmine ircâ‘a kādir olmağın mezheb-i imâm-ı mezkûre binâen zikr olunan vakıfdan rücû‘ ve mülk-i kadîmime red taleb ederim dedikde mütevellî-i mesfûr istintâk oldukda eğerçi İmâm-ı A‘zam hazretlerinin mezheb-i şerîfleri üzere hâl zikr olunan minvâl üzeredir, lâkin İmâm Rabbânî Ebû Yusuf eş-şehîr bi’l-imâm-ı sânî huzûrunda mücerred vakaftü demekle lüzûm sıhhate lâzım olduğuna hâzim olup İmâm Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî hazretleri dahi teslîm ile’l-mütevellî için lüzûm-ı vakıfda tevakkuf etmemişdir deyüp bu kitâb-ı müstetâb-ı âsâr-ı kalem-i anberîn-famı ile tahliye ve tezyîn eden hâkim-i hâsım ellezî lâ-yehâfu fi’llâhi levmete lâimin ve helâli harâmdan fâsıl olan âdil-i bî-mu‘âdil hazretlerinden alâ re’yi’l-imâmeyni’l-hümâmeyn lüzûm-ı vakf-ı mezbûra hüküm taleb edicek, hâkim-i müşârun-ileyh lâ-zâle müşârun-ileyh beyne’l-enâm hazretleri ba‘de’n-nazari’d-dakīk ve’t-teemmüli’l-enîk cânib-i vakfı evlâ ve ahrâ görüp âlimen bi’l-hilâf vakf-ı mezkûrun lüzûmuna dahi hüküm edip akār-ı mezbûr vakf-ı lâzım oldu, min-bâ‘d nakz u nıkzına mecâl muhâl olmuşdur, her kim tebdîline sâ‘î ve tağyîrine mütasaddî olursa envâ‘-i azâb ve esnâf-ı ikāb ile mu‘azzeb ve mu‘âkab ola.
Tahrîren fî-evâsıtı Cemâziyelâhir fî-şühûr sene ihdâ ve selâsîn ve elf.
Şuhûdu’l-hâl: Fahrü’l-akrân Ahmed Ağa b. Abdülmennân Ağa-yı Sarây-ı Atîk, fahrü’l-a‘yân Bayram Kethüdâ b. ( ), fahrü’l-akrân Ahmed Ağa …? Hâssa, fahrü’l-emâcid ve’l-ekârim el-Hâc Bekir Serteberdârân-ı Sarây-ı Atîk, mefharü’l-akrân Yusuf Ağa Ser-sikkekân-ı Hâssa, fahrü’l-a‘yân Bekir Ağa b. Hasan el-müteferrika, fahrü’l-emâcid ve’l-ekârim Mehmed Ağa b. Şa‘ban el-müteferrika, Ömer Ağa Üstâd-ı Bâğçe-i Davudpaşa, fahrü’l-cüyûş es-Seyyid Süleyman Çavuş b. ( ), Himmet Ağa b. Abdullah el-cündî, fahrü’l-cüyûş Mehmed Çavuş b. ( ), Mustafa Ağa b. Abdullah el-za‘îm, Mevlânâ Mehmed Efendi el-imâm, el-Hâc Mahmud b. Ahmed et-tâcir, İbrahim b. ( ) el-müezzin, Veli b. ( ) el-kayyim, Yusuf b. Abdullah el-bevvâbü’s-sultânî, Abdi b. ( ) Üstâd-ı Matbah-ı Hâssa, Ali Beşe b. Abdullah er-râcil, Mevlânâ Mehmed Efendi b. Ahmed el-müsta‘id ve gayruhüm.
Kuyyide fî-6 Şevvâlü’l-mükerrem li-sene 1033.
|