.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadareti Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1042-1043/M. 1633)
cilt: 14, sayfa: 70
Hüküm no: 34
Orijinal metin no: [8b-3]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hasan Beşe b. Mehmed ve Mustafa Bey b. Osman’ın Hasan Bey b. Hüseyin’e olan borçlarını ödemeleri

Mahmiye-i Kostantıniyye’de Gedikpaşa mahallesinde sâkin olup dergâh-ı âlî solaklarından olan bâ‘isü’l-kitâb Hasan Bey b. Hüseyin meclis-i şer‘de, mahmiye-i merkūme mahallâtından Hacı Ahmed mahallesi sükkânından yeniçeri tâifesinden on sekizinci sekbanlarından Hasan Beşe b. Mehmed mahzarında takrîr-i da‘vâ edip, bundan akdem mezbûr Hasan Beşe ile mahmiye-i merkūmede Davudpaşa mahallesinde sâkin olup, hâzır bi’l-meclis olan Mustafa b. Osman ve Defterdâr Ahmed mahallesinde sâkin olup gāib ani’l-meclis olan İbrahim Çelebi b. Abdullah nâm kimesneler zimmetlerinde ber vech-i iştirâk cihet-i karzdan elli beş bin akçe ve târih-i kitâb senesi Cumâdelûlâ’sının altıncı gününden altı ay tamâmına değin müeccel olmak üzre ma‘lûmü’l-vasf çuka bahâsından yirmi yedi bin akçe cem‘an seksen iki akçe hakkım olduğuna mezbûrlar mukaddemâ bi’t-tav‘i’s-sâf ikrâr ve i‘tirâf edip, i‘tirâfları hüccet olunmuş iken elân merkūmân Hasan Beşe ve Mustafa Bey meblağ-ı merkūmdan hisselerine isâbet eden akçeyi edâdan imtinâ‘ ederler, yedimde olan hüccete nazar olunup, mûcebince alıverilmek taleb ederim deyü târih-i merkūm ile müverraha ve Saraçhâne Mahkemesi’nde nâibü’ş-şer‘ olan Mevlânâ Abdülhalim b. Ahmed’in hat ve hâtemini müştemile ve mefhûmu takrîr-i meşrûhuna mutâbıka ve mezbûrân Hasan Beşe ve Mustafa’nın ber vech-i iştirâk deyn-i merkūme i‘tirâflarını nâtıka hüccet ibrâ edicek, gıbbe’s-suâl merkūmân Hasan Beşe ve Mustafa cevâblarında, fi’l-vâki‘ müdde‘î-i merkūm Hasan Bey’e mukaddemâ vech-i muharrer üzre ber vech-i iştirâk cihet-i karzdan elli beş bin ve müeccel çuka bahâsından yirmi yedi bin akçe deynimiz vardır deyü cümlemiz i‘tirâf edip yedine hüccet verdik idi. Lâkin deynimiz olmayıp kâziben i‘tirâf eyledik idi dediklerinde, bu husûslara ale’l-kavli’l-mu‘teberi’l-me’hûz istihsânen imâm-ı sânî re’y-i şerîfi üzre mukırrân-ı merkūmân ikrâr-ı meşrûhalarında kâzib olmadıklarına mukarrun leh mezkûr Hasan Bey’e yemîn teveccüh edicek, vech-i mezkûr üzre yemîn teklîf olundukda mezbûr Hasan Bey dahi mukırrân-ı merkūmân Hasan Beşe ve Mustafa ikrâr-ı meşrûhalarında kâzib olmayıp, da‘vâ-yı meşrûhasında mubtıl olmadığına alâ vefki’l-mes’ûl yemîn billâhi te‘âlâ eyledikde, mûcebince meblağ-ı merkūmdan hisselerine isâbet eden akçeyi edâya tenbîh olunup, mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Tahrîren fî evâhiri Zilhicceti’l-harâm li sene isneyn ve erba‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Yahya Bey b. Zekeriya, İskender b. Şaban, Mehmed Efendi b. ( ) el-kadı, Hüseyin b. Mustafa Efendi, Dilaver Çavuş b. Abdullah, Mustafa b. Hüseyin, Mehmed Çelebi b. Hüseyin er-Râcil.