|
Rumeli Sadareti Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1042-1043/M. 1633) cilt: 14, sayfa: 113 Hüküm no: 90 Orijinal metin no: [18a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Rahime bt. Şekerci Hüseyin’in kızı Kerime’den diğer vârislerin tekrar miras talebinden men edildiği
Mahrûse-i İstanbul’da Mahmud Paşa mahallesi sâkinelerinden iken bundan akdem vefât eden merhûme Rahime bt. Şekerci Hüseyin’in verâseti sadriye kebîre kızı Kerime bt. Rıdvan Subaşı’ya ve li-ebeveyn ammisi oğullarının oğulları Pehlivan Mahmud b. Derviş İbrahim ve Ahmed ve diğer Ahmed’e münhasıra olduğu şer‘an mütehakkık oldukdan sonra mezbûr Pehlivan Mahmud kendi tarafından asâleten ve evvelâ zikr olunan Ahmed kıbelinden husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olup, hasm-ı câhid mahzarında nehc-i şer‘î üzre vekâleti sâbite oldukdan sonra vekâleten ve yine mezbûr Ahmed kıbelinden kezâlik husûs-ı âti’z-zikrde vekîl olup tarîk-i şer‘î üzre vekâleti sâbite olan sulbî oğlu Yusuf Efendi vekâleten meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde, işbu hâfızatü’l-kitâb müteveffât-ı merkūmenin terekesine vâzı‘atü’l-yed olan merkūme Kerime tarafından husûs-ı âti’z-zikrde husûmet ve redd-i cevâba sâbitü’l-vekâle vekîl olan Kaytas Çavuş b. Abdullah mahzarında üzerine takrîr-i da‘vâ edip, bizim ve müvekkilimizin mûrisesi müteveffât-ı merkūme Rahime Hâtun’un beynimizde ilm-i şer‘î ile ma‘lûme muhallefâtından bize ve müvekkilimize isâbet eden hisse-i şer‘iyyeyi muhallefât-ı merkūmeye vâzı‘atü’l-yed olan müvekkile-i merkūmeden taleb eylediğimizde vermede ta‘allül eder suâl olunup beynimizde ma‘lûme olan muhallefâtdan bizim ve müvekkilimizin hisse-i şer‘iyyesini bize teslîme tenbîh olunmak matlûbumuzdur dediklerinde, gıbbe’s-suâl vekîl-i mezbûr cevâbında, bundan akdem mezbûr Pehlivan Mahmud ve Yusuf Efendi bâlâda mastûr olan vech üzre asâleten ve vekâleten müteveffât-ı mezbûre Rahime Hâtun’un kalîl ü kesîr muhallefâtından kendilere isâbet eden hisse-i şer‘iyyeleri mukābelesinde mevâni‘-i sulhden ârî şerâyitini câmi‘ tehâlu‘-i şer‘î tarîki ile otuz bin mikdâr-ı râyic fi’l-vakt akçe üzerine asâleten ve vekâleten sulh olup, bedel-i sulh olan meblağ-ı mersûm otuz bin akçeyi bi’t-tamâm ve’l-kemâl müvekkile-i mezbûre Kerime Hâtun yedindeni ahz u kabz edip zimmetini ibrâ eyleyip, vech-i meşrûh üzre ibrâ eylediklerini bin kırk iki senesi Cumâdelâhiresi evâilinde mahmiye-i merkūmede kassâm-ı askerî olan fahrü’l-müderrisîn Mevlânâ Hamdi Efendi b. Mehmed huzûrunda i‘tirâf edip hüccet-i şer‘iyye dahi tahrîr olunmuş idi deyü mevlânâ-yı mezbûrun imzâsıyla mümzât ve hâtemi ile mahtûme ve târih-i mezbûr ile müverraha hüccet-i şer‘iyye ibrâz eyledikde, nazar ve kırâ’at olunup mazmûnu min külli’l-vücûh takrîh-i meşrûha muvâfık bulunmağın, gıbbe’l-istintâk mezbûrân Pehlivan Mahmud ve Yusuf Efendi mazmûn-ı hüccet-i mezbûreyi münkir olmağın, vekîl-i mezbûrdan mazmûn-ı hüccet-i merkūmeye beyyine taleb olundukda, udûl-i ricâlden Mehmed Hanefi b. ( ) ve Ahmed b. Abdullah nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde mahfil-i kazâya hâzırân olup gıbbe’l-istişhâd, fi’l-vâki‘ mezbûr Pehlivan Mahmud ve merkūm Yusuf Efendi asâleten ve vekâleten kendi ve müvekkilenin hisse-i şer‘iyye-i şâyi‘aları mukābelesinde müvekkil-i mezbûre Kerime Hâtun yedinden şerâyitini câmi‘ tehâlu‘-i şer‘î tarîki ile otuz bin nakd-i râyic fi’l-vakt akçeye alıp kabz edip zimmetini vech-i meşrûh üzre ibrâ eylediklerini bizim huzûrumuzda i‘tirâf edip, hüccet-i mezbûre muvâcehelerinde tahrîr olundu. Biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde, gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vâkı‘a oldukdan sonra mezbûrân Mahmud ve merkūm Yusuf Efendi da‘vâ-yı mezkûreden men‘ olunup mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Tahrîren fi’l-yevmi’l-ışrîn min Muharremi’l-harâm li sene selâsin ve erba‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-a‘yân Hacı Subaşı, Zahrü’l-akrân Mirza Çavuş b. Mustafa, Fahrü’l-akrân Yusuf b. Kadı reisü’l-muhzırîn, Kurd b. Hasan.
|