|
Rumeli Sadareti Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1042-1043/M. 1633) cilt: 14, sayfa: 114 Hüküm no: 91 Orijinal metin no: [18a-2] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Emine bt. İbrahim’in Mehmed Efendi b. Mustafa’ya daha önce satıldığı anlaşılan menzili bırakması
İşbu hâmilü’l-kitâb fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm zahrü’l-müdekkıkīni’l-fihâm Mehmed Efendi b. Mustafa meclis-i şer‘-i şerîfde, menzil-i âti’l-beyâna hâlâ vâzı‘atü’l-yed idiği şer‘an sâbit olan Emine bt. İbrahim nâm hâtun mahzarında üzerine takrîr-i da‘vâ ve tasdîr-i müdde‘â edip, dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Kostantıniyyetü’l-mahmiyye mahallâtından Oruc Gāzi mahallesinde vâki‘ bir tarafı İsmail Ağa Câmi‘i haremi ve bir tarafı Hümâ Hâtun Vakfı ve bir tarafı Uncu Hüseyin mülkü ve bir tarafı tarîk-i âm ile mahdûd olup, iki beyt-i ulvîyi ve bir beyt-i süflîyi ve bi’r-i mâyı ve cüneyneyi müştemil olan menzili bin kırk bir Muharremü’l-harâmı gurresinde mâlikesi olan li-eb hemşîrem Zahide bt. Mustafa nâm hâtundan kırk bin nakd-i râyic fi’l-vakt akçeye iştirâ ve tesellüm edip, ol dahi ba‘de’l-iştirâ semeni olan meblağ-ı mezbûr kırk bin akçeyi yedimden bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz u kabz edip, menzil-i mahdûd-ı mezkûr mülk-i müşterâm olmuş iken mezbûre Emine menzil-i mezbûra bi gayri vech-i şer‘î vaz‘-ı yed eder suâl olunup kasr-ı yed ettirilmek matlûbumdur dedikde, gıbbe’s-suâl mezbûre Emine cevâbında, menzil-i mahdûd-ı mezkûru mâlikesi olan vâlidem mezbûre Zahide Hâtun’dan bin kırk iki Ramazânü’l-mübârekinin yirmi dokuzuncu günü altmış bin nakd-i râyic fi’l-vakt akçeye iştirâ ve tesellüm edip, ol dahi ba‘de’l-iştirâ meblağ-ı mezbûr altmış bin akçeyi yedimden bi’t-tamâm ve’l-kemâl kabz eyleyip, menzil-i mezbûr mülk-i müşterâm olmuşdur dedikde, mûmâ-ileyh Mehmed Efendi’nin beyân eylediği târih-i mezkûre Emine’nin beyân eylediği târihden mukaddem olmağın ve mezbûr Mehmed Efendi’den sıdk-ı da‘vâsına beyyine taleb olundukda udûl-i ricâlden olup mahmiye-i merkūmede Zeyrek mahallesinde sâkin olan fahrü’l-kuzât Ebûbekir Efendi b. Mustafa ve Abdülkādir Çelebi b. Mustafa nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde mahfil-i kazâya hâzırân olup gıbbe’l-istişhâd, fi’l-vâki‘ bin kırk bir senesi Muharrem’i gurresinde mezbûre Zahide Hâtun menzil-i mahdûd-ı mezkûru bizim huzûrumuzda mûmâ-ileyh Mehmed Efendi’ye kırk bin nakd-i râyic fi’l-vakt [akçeye] bey‘ ve teslîm edip, ol dahi iştirâ ve tesellüm eyledikden sonra semeni olan meblağ-ı mezbûr kırk bin akçeyi yedinden bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz u kabz eyledi. Biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde, gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vâkı‘a oldukdan sonra mûcebi ile hükm olunup, mezbûre Emine’ye menzil-i mezbûrdan kasr-ı yed etmek için tenbîh olunup, mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Tahrîren fi’l-yevmi’l-hâmis ve’l-ışrîn mine’l-Muharremi’l-harâm li sene selâsin ve erba‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-akrân Yusuf b. Kadı reisü’l-muhzırîn, Mehmed Beşe b. Yusuf çukadâr, Mustan? Cüce b. ( ), Ali Bey b. ( ), Mustafa Çelebi b. ( ) el-Müezzin, Behrâm Bey b. Abdullah el-muhzır, Ali b. Behrâm, Hasan b. Ali el-Müezzin, Mustafa b. Ali, Ali b. Abdullah, Mustafa b. Ali.
|