.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadareti Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1042-1043/M. 1633)
cilt: 14, sayfa: 143
Hüküm no: 126
Orijinal metin no: [24a-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hayrabolu Erzenlü köyündeki çiftliğin Fâtıma Hatun bt. Hüsrev Paşa’ya ait olduğu

Vilâyet-i Anadolu’da Kangırı sancağında Karıpazarı kasabası tevâbi‘inden Basdak nâm karyede sâkine Nefise bt. Abdülkerim Çelebi nâm hâtun tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olup, vekâleti nehc-i mu‘teber üzre sâbite olan Ramazan Çavuş nâm kimesne meclis-i şer‘de, âti’z-zikr olan bir kıt‘a mülk çiftliğe vâzı‘atü’l-yed idiği şer‘an ma‘lûm olan bâ‘isetü’l-kitâb fahrü’l-muhadderât Fâtıma Hâtun bt. el-merhûm Hüsrev Paşa tarafından vech-i âtî üzre husûmet ve redd-i cevâba sâbitü’l-vekâle vekîl olan Mustafa Bey [b.] Osman nâm yesârî mahzarında bi’l-vekâle takrîr-i da‘vâ edip, vilâyet-i Rumeli’nde Hayrabolu kazâsında Erzenlü nâm karyede vâki‘ iki bâb çatma odayı ve dört anbarı ve iki at ahırını ve iki sığır ahırını ve bir ahır odasını ve bir samanlığı ve muhavvata ve harman yerini müştemil ve inde ahâli’d-diyâr ma‘lûmü’l-hudûd olup, elân müvekkile-i merkūme Fâtıma Hanım’ın yedinde olan bir kıt‘a çiftlik bundan akdem müvekkile-i merkūme Nefise’nin mülkü iken merkūme Nefise’nin üvey babası olan Abdülcelil b. Abdülkerim nâm kimesne zikr olunan çiftliği on yedi sene mukaddem gasben zabt edip, ba‘dehû yeniçeri kâtibi olup bundan esbak müteveffâ olan Osman Efendi’ye bey‘ etmiş idi. Hâlâ zikr olunan çiftlik bir tarîk ile müvekkile-i merkūme Fâtıma Hanım’ın yedine vâsıl olmuşdur, mahdûd-ı mezkûr müvekkilemin mülk-i mağsûbu olmakla taleb ederim dedikde, gıbbe’s-suâl mezbûr Mustafa Bey bi’l-vekâle cevâbında, fi’l-hakīka zikr olunan çiftlik mukaddemâ müvekkil-i merkūme Nefise Hâtun’un mülkü idi. Lâkin merkūme Nefise Hâtun zikr olunan çiftliği on yedi sene mukaddem mezbûr Abdülcelil’e yirmi iki bin akçeye bey‘-i bât ile bey‘ edip kabz-ı semen ve teslîm-i mebî‘ eyledikden sonra bin otuz iki senesinde yedine hüccet-i şer‘iyye verdikden sonra mezbûr Abdülcelil dahi merkūm Osman Efendi’ye bey‘ edip, ba‘dehû mezbûr Osman Efendi müteveffâ olup verâseti zevce-i metrûke-i merkūme Fâtıma Hanım’a münhasıra olmakla, terekesinden kendiye âyid olan rub‘ hisse mukābelesinde alıp kabûl eylemiş idi deyü târih-i merkūm ile müverraha ve kasaba-i mezbûre kadısı olan Mevlânâ el-Hâc Mahmud’un imzâsıyla mümzâ ve hâtemiyle mahtûme ve takrîr-i meşrûhuna mutâbıka ve merkūme Nefise’nin vech-i muharrer üzre bey‘ ve teslîmini nâtıka hüccet ibrâz edicek, merkūmun mazmûnu vekîl-i mezbûr Mustafa Bey’in takrîr-i meşrûhuna mutâbık olduğundan mâ‘adâ zamân mürûr etmek ile zikr olunan çiftlik-i merkūme Fâtıma Hanım’ın yedinde ibkā olunup, mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Tahrîren fî evâhiri Saferi’l-muzaffer li sene selâsin ve erba‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Umdetü’l-emâcid ve’l-a‘yân Kadri Efendi b. Mustafa Reisülküttâb, Kıdvetü’l-a‘yân Abdi Efendi baştezkireci, Ali Bey b. Mustafa el-Cündî, Ahmed b. Receb, Mirza Çavuş b. Mustafa, Mehmed Ağa b. Mustafa el-bevvâbü’s-sultânî, Yusuf Ağa b. Abdullah reisü’l-muhzırîn.