.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadareti Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1042-1043/M. 1633)
cilt: 14, sayfa: 172
Hüküm no: 168
Orijinal metin no: [31b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Sultan bt. Nasuh Vakfı’na ait menzili talep davasının reddi

Mahmiye-i Kostantıniyye’de Soğukkuyu kurbunda Hacı Demirhânzâde mahallesinde sâkine olan Hatice bt. Mehmed nâm hâtun meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde, mahalle-i merkūmede vâki‘ merhûm Pîrî Paşa Câmi‘i’nin bi’l-fi‘il imâmı olup âti’z-zikr olan bir bâb menzile vâzı‘u’l-yed idiği şer‘an ma‘lûm olan bâ‘isü’l-kitâb Mustafa Halîfe b. Kasım nâm kimesne tarafından husûs-ı âti’l-beyâna sâbitü’l-vekâle vekîl olan Ali Çelebi b. Haydar nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip, babam merhûm Mehmed hâl-i hayâtında mahalle-i merkūmede merhûme Sultan bt. Nasuh Vakfı olan arsa üzerinde vâki‘ olup, süknâsı câmi‘-i merkūm imâmına meşrûta olmakla elân müvekkil-i merkūm Mustafa Halîfe’nin yedinde olan bir bâb vakıf menzilin bir mikdâr hâlî yerine mukāta‘a takdîr ettirip, savb-ı şer‘den mansûb hasbî mütevellî ma‘rifetiyle kendi mâlından mülkü olmak üzre binâ eylediği bir bâb beyt-i ulvînin ebniye-i memlûkesini bana hibe ve temlîk etmekle, zikr olunan beyt-i ulvî mülk-i mevhûbum olmuş iken müvekkil-i merkūm Mustafa Halîfe menzil-i merkūmun cümlesini zabt ve tasarruf etmekle hakīkat-i hâl vekîl-i merkūm Ali Çelebi’den suâl olunup, müvekkil-i merkūm benim mülk-i mevhûbum olan beyt-i ulvîden kasr-ı yed etmek için tenbîh olunmak taleb ederim dedikde, gıbbe’s-suâl mezbûr Ali bi’l-vekâle cevâbında, fi’l-vâki‘ merkūme Hatice Hâtun’un babası merkūm Mehmed hâl-i hayâtında menzil-i merkūmun bir mikdâr hâlî yerine mukāta‘a takdîr ettirip izn-i mütevellî ile mâlından mülkü olmak üzre binâ eylediği bir bâb beyt-i ulvînin ebniye-i memlûkesini kızı merkūme Hatice Hâtun’a vech-i meşrûh üzre hibe ve temlîk eylemiş idi. Lâkin menzil-i merkūmun cümlesi hâlâ vâki‘ olan harîkde bi’l-külliye muhterik olup, eser-i binâsı kalmayıp arsa-i sırfa olmakla, merkūme Hatice Hâtun’un bir vechile alâkası kalmadığından mâ‘adâ müvekkil-i merkūm Mustafa Halîfe mevlânâ-yı merkūm Mehmed’in menzil-i merkūmede vech-i meşrûh üzre mukāta‘a takdîr ettirip izn-i mütevellî ile binâ eylediği beyt-i ulvînin ebniyesi şer‘an ref‘a kādir olduğuna yedimde fetvâ-yı şerîfe dahi olmağın, merkūme Hatice Hâtun’un arsa-i merkūmede bir vechile alâkası kalmamışdır deyü takrîr-i meşrûhuna mutâbıka ve bundan akdem Şeyhülislâm ve müfti’l-enâm olan merhûm Bostanzâde Mehmed Efendi ünvânıyla mu‘anvene fetvâ-yı şerîfe ibrâz eyledikde, gıbbe’l-istintâk merkūme Hatice Hâtun bi gayri vech-i şer‘î ta‘arruzdan men‘ olunup, mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Tahrîren fî evâhiri şehri Rebî‘ilevvel li sene selâsin ve erba‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Efendi b. ( ) el-Müderris, el-Hâc Ali b. Ömer, el-Hâc Mahmud b. Mustafa, Mehmed Efendi b. İsmail, Mansur b. Hamza.