Rumeli Sadareti Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1042-1043/M. 1633) cilt: 14, sayfa: 179 Hüküm no: 179 Orijinal metin no: [33a-3] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Ahmed Paşa Vakfı’na ait menzili Fâtıma Hatun’un bırakması
Mahmiye-i İstanbul’da vâki‘ merhûm Ahmed Paşa Vakfı’na meşrûtiyyet üzre mütevellî olan sulbiye kızı Rahime Hâtun tarafından husûs-ı âti’z-zikrde da‘vâ ve isbât ve ikāmet-i beyyineye vekîl olup, hasm-ı câhidü’l-vekâle mahzarında mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan Receb Efendi b. Ali el-İmâm ve Ömer Çelebi b. Ramazan şehâdetleri ile şer‘an vekâleti sâbite olan umdetü’s-sulehâ eş-Şeyh Mehmed Efendi b. Abdullah meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde, menzil-i âti’l-beyânın nısfına mülkiyet üzre hâlâ vâzı‘u’l-yed olduğu ve nısf-ı âharına kezâlik vâzı‘atü’l-yed olan Fâtıma nâm hâtun tarafından husûmet ve redd-i cevâba vekîl olup, hasm-ı câhidü’l-vekâle mahzarında bimâ hüve nehcü’s-sübût şer‘an vekâleti sâbite olan Zülfikar Bey b. Turhân nâm kimesne mahzarında üzerine bi’l-vekâle takrîr-i da‘vâ edip, hâlâ mezbûr Zülfikar Bey’in ve müvekkiletân-ı mezbûretânın yedlerinde ve taht-ı tasarruflarında olup, mahmiye-i merkūmede Fenârîzâde mahallesinde vâki‘ bir tarafı mezbûr Ahmed Paşa Vakfı ve bir tarafı Azeb odaları demekle meşhûr olan hucurât ve bir tarafı el-Hâc Bayram Vakfı’ndan olan değirmen ve bir tarafı tarîk-i âm ile mahdûd arsasının el-Hâc Bayram Vakfı’na beher sene üç yüz akçe mukāta‘ası olup, ulüvven ve süflen büyût-ı müte‘addideyi müştemil olan menzili bin on senesi Saferü’l-hayrının evâhirinde müşârunileyh Ahmed Paşa silk-i mülküne dâhil olduğu hâlde vakf-ı sahîh-i şer‘î ile vakıf ve habs edip, menzil-i mezbûrda hayâtda oldukça sulbiye kızı Aişe Hâtun sâkine olup, ba‘de vefâtihâ evlâdı ve evlâd-ı evlâd-ı ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdı sâkin ola ve ba‘de inkırâz yed-i mütevellî-i vakf-ı mezbûr ile ecr-i misli ile îcâr olunup, hâsıl olan icâresi mezbûr Ahmed Paşa’nın mahmiye-i İstanbul’da hısnı ebvâbından Eğrikapı hâricinde binâ eylediği mescidin mühimmâtına sarf oluna deyü şart edip, târih-i mezbûrda Rumeli Kazaskeri olan merkūm ve mağfûrun-leh Ahizâde Abdülhalim Efendi b. Mehmed mahzarında vâkıf-ı mezbûr minvâl-i meşrûh üzre i‘tirâf edip teslîm-i mütevellî olunup, müşârunileyh Abdülhalim Efendi âlimen bi’l-hilâf sıhhat ve lüzûm-ı vakf-ı mezbûra hükm-i sahîh-i şer‘î ve kazâ-i sarîh-i mer‘î kılıp, menzil-i mezbûr bi’l-ittifâk evkāf-ı lâzımeden iken mezbûr Zülfikar Bey ve müvekkile-i mezbûre bi gayri vech-i şer‘î vaz‘-ı yed ederler suâl olunup kasr-ı yed ettirilmek matlûbumuzdur deyü müşârunileyh Abdülhalim Efendi imzâsıyla mümzâ ve hâtemi ile mahtûme ve târih-i mezbûr ile müverraha vakfiye-i ma‘mûlün-bihâ ibrâz edip [33b] nazar ve kırâ’at olunup mazmûnu vekîl-i mezbûrun takrîrine muvâfık bulunmağın, gıbbe’s-suâl mezbûr Zülfikar Bey asâleten ve vekâleten cevâbında, menzil-i mahdûd-ı mezkûr târih-i kitâbdan yirmi sene mukaddem Mustafa Ağa nâm kimesnenin mülkü olup, ba‘de vefâtihî vârisi sulbî kebîr oğlu Mehmed Çavuş’a münhasıra olmağın menzil-i mezbûr merkūm Mehmed Çavuş’a intikāl edip, ol dahi vefât eyledikde verâseti sulbiye sagīre kızı Aişe ve li-ebeveyn ammi oğlu Za‘îm Mehmed Çavuş’a münhasıra olmağın, menzil-i mezbûrun nısfı mezbûre Aişe ve nısf-ı âharı mezbûr Mehmed Çavuş’a intikāl edip, ba‘demâ menzil-i mezbûrun nısfını ben mezbûr Mehmed Çavuş’dan elli bin nakd-i râyic fi’l-vakt akçeye şirâ-i şer‘î ile iştirâ eyleyip ve mezbûre Aişe vefât edip verâseti vâlidesi müvekkile-i mezbûre Fâtıma Hâtun’a münhasıra olmağın nısf-ı âharı ona intikāl edip nısf-ı şâyi‘-i mezbûr benim ve nısf-ı şâyi‘-i âharı müvekkile-i mezkûre Fâtıma Hâtun’un mülküdür deyü mukaddemâ ber vech-i meşrûh üzre vakf-ı lâzım ve müseccel olduğu bi’l-asâle ve bi’l-vekâle münkir olmağın, vekîl-i mesfûrdan sıdk-ı da‘vâsına beyyine taleb olundukda, udûl-i ricâlden olup mahmiye-i merkūmede Koruk Mahmud mahallesinde sâkin Süleyman b. Mustafa ve Du‘âcı demekle ma‘rûf Abdi Dede b. Mehmed nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde mahfil-i kazâda hâzırân olup gıbbe’l-istişhâd, fi’l-vâki‘ menzil-i mahdûd-ı mezkûru bin on senesi Saferü’l-hayrının evâhirinde mezkûr Ahmed Paşa hâl-i hayâtında silk-i mülküne dâhil olduğu hâlde vakf-ı sahîh-i şer‘î ile vakf ve habs edip, menzil-i mezbûrda hayâtda oldukça sulbiye kızı Aişe Hâtun sâkine ola ba‘dehümâ evlâdı ve evlâd-ı evlâdı ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdı sâkin olalar ve ba‘de inkırâzi’l-evlâd yed-i mütevellî-i vakf-ı mezbûr ile îcâr olunup hâsıl olan icâresi mezbûr Ahmed Paşa’nın mahmiye-i İstanbul hısnı ebvâbından Eğrikapı hâricinde binâ eylediği mescid-i şerîfin mühimmâtına sarf oluna deyü şart edip, ba‘dehû târih-i mezbûrda Rumeli Kazaskeri olan merhûm ve mağfûrun-leh Abdülhalim Efendi b. Mehmed huzûrunda hâzır olup vech-i meşrûh üzre vakf ve habs eylediğini i‘tirâf eyleyip teslîm-i mütevellî eyledikden sonra müşârunileyh Abdülhalim Efendi menzil-i mahdûd-ı mezkûrun sıhhat ve lüzûmuna hükm-i sahîh-i şer‘î ve kazâ-i sarîh-i mer‘î kılıp, işbu vakfiye bizim huzûrumuzda tahrîr olundu. Biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde, gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vâkı‘a oldukdan sonra mûcibi ile mezbûr Zülfikar Bey ve müvekkilesi mezbûre Fâtıma Hâtun’un menzil-i mahdûd-ı mezbûrdan kasr-ı yedlerine tenbîh olunup, mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Tahrîren fi’l-yevmi’r-râbi‘ min şehri Rebî‘ilâhir li sene selâsin ve erba‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Umdetü’l-ulemâ’i’l-izâm Ethemzâde, Fahrü’l-müderrisîn Sadi Efendi b. Mehmed Efendi, Fahrü’l-müderrisîn Mehmed Efendi eş-şehîr bi Dâyezâde.
|