Rumeli Sadareti Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1042-1043/M. 1633) cilt: 14, sayfa: 195 Hüküm no: 198 Orijinal metin no: [38a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Yusuf Kethüdâ’nın vârislerinin verâset konusunda sulh oldukları
Mahmiye-i İstanbul’da ( ) mahallesinde sâkin olup bundan akdem sefer-i Bağdad’da vefât eden merhûm Yusuf Kethüdâ’nın verâseti, zevcesi Selime’ye ve li-ebeveyn ammi oğlu İbrahim Bey b. Musa nâm kimesneye münhasıra olduğu mütehakkık oldukdan sonra mezbûr İbrahim Bey meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde, kendi nefsinden asîl ve mahmiye-i merkūmede Kızılminâre mahallesi sâkinelerinden Gülâbiye bt. Abdullah nâm hâtun tarafından ikrâr-ı âti’z-zikri tasdîka vekîl olup, bimâ hüve nehcü’s-sübût şer‘an vekâleti sâbite olan zevci Ahmed Bey b. Mustafa mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip, bundan [akdem] mezbûr Yusuf Kethüdâ vefât eyledikde zâhirde karındaşı oğlu Yunus nâm kimesnenin müvekkile-i mezbûreden mütevellîde sulbiye sagīre kızı Fâtıma’dan gayrı vâris-i ma‘rûfu olmamak zu‘muyla mezbûre Fâtıma’nın vasîyy-i şer‘îsi olan mezbûre Gülâbiye muhallefât-ı müteveffâ-yı mezbûre vaz‘-ı yed edip, ba‘dehû mezbûre Fâtıma dahi vefât eyledikde, vâlidesi mezbûre Gülâbiye’yi ve li-üm karındaşı sagīr Mehmed b. Ahmed’i terk edip, ba‘dehû Mehmed dahi vefât edip vâlidesi mezkûre Gülâbiye ve babası Ahmed Bey’i terk etmekle, mezbûr Yusuf Bey’den bana intikāl eden muhallefâta mezbûre Gülâbiye ve mezbûr Ahmed Bey vaz‘-ı yed idip, hâlâ ben gelip müteveffâ-yı mezkûr Yusuf Bey’in li-ebeveyn ammi oğlu olduğumu vech-i şer‘î üzre isbât edip müteveffât-ı merkūme Fâtıma’yı hacb edip, mezkûr Yusuf Bey’in muhallefâtını merkūmeden taleb eylediğimde onlar dahi vaz‘-ı yedlerini inkâr edip, beynimizde münâza‘ât-ı kesîre ve muhâsamât-ı şedîde vâkı‘a olmuş idi. El-hâletü hâzihî beynimizde muslihûn tavassut edip, husûs-ı mezbûrdan beni merkūmân Ahmed Bey, Gülâbiye Hâtun ile iki bin iki yüz nakd-i riyâlî guruş üzerine akd-i sulh inşâ ettiklerinde, ben dahi sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr iki bin iki yüz riyâlî guruşu mezbûr Ahmed Bey ve Gülâbiye Hâtun yedlerinden alıp kabz edip, zimmetlerini mezbûr Yusuf Bey’in mîrâsına müte‘allika olan cemî‘-i de‘âvî ve mütâlebât ve eymân ve muhâsamâtdan ibrâ-i âm ile ibrâ ve iskāt-ı tâm ile iskāt eyledim. Ba‘de’l-yevm husûs-ı mezbûra müte‘allika benden bizzat ve bi’l-vekâle ve bi’l-vâsıta da‘vâ ve nizâ‘ sudûr ve zuhûr ederse lede’l-hükkâmi’l-kirâm mesmû‘a ve makbûle olmaya dedikde, mukırr-ı mezbûr İbrahim Bey’in minvâl-i muharrer üzre cârî ve sâdır olan ikrârını mezbûr Ahmed Bey asâleten ve vekâleten ve vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkīk edicek, mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Tahrîren fi’l-yevmi’s-sânî min şehri Rebî‘ilevvel li sene selâsin ve erba‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Es-Seyyid Mehmed Efendi b. Mustafa, Mustafa Bey b. Ahmed, Ahmed b. Hamza, Ahmed b. Musa, Ahmed Bey b. Mehmed el-Cündî, Hüseyin Çavuş el-Cündî, Hüseyin Çavuş.
|