.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadareti Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1042-1043/M. 1633)
cilt: 14, sayfa: 233
Hüküm no: 247
Orijinal metin no: [48a-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kara Kadı mahallesindeki vakıf ev ile Ali Fakih mahallesindeki mülk evlerin mübâdele edildiği (istibdâl)

Mahmiye-i İstanbul’da Silivrikapısı dâhilinde Karakadı mahallesinde vâki‘ bir tarafı tarîk-i âm ve bir tarafı ba‘zan Hatice Hâtun b. Mahmud mülkü ve bir tarafı vâkıf-ı âti’l-beyânın mülkü ve bir tarafı ba‘zan Sırmakeş Mehmed Çelebi b. Ali ve ba‘zan Musa b. İsâ mülkleri ile mahdûd mukaddemâ büyût-ı müte‘addide ve sofa ve tahtında matbah ve ahır ve tahta-pûş ve bi’r-i mâ ve eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmireyi muhtevî ve hâlâ ebniyesi münhedim olmakla nakz-ı mahz olup Mehmed Ağa b. Hüsrev nâm sâhibü’l-hayrın vakf eylediği menzilin bi’l-fi‘il mütevellîsi olan râfi‘ü’l-kitâb Veli Dede b. Abdullah nâm kimesne meclis-i şer‘-i hatîrde takrîr-i kelâm ve bast-ı merâm eyleyip, mahmiye-i İstanbul’da ( ) mahallesinde sâkine fahrü’l-muhadderât ve zahrü’l-muvakkarât Aişe Hâtun bt. el-mevlâ el-merhûm Salih Efendi menzil-i mevkūf-ı merkūmu mahmiye-i mezbûrede Ali Fakīh mahallesinde vâki‘ bir tarafı Cemile Hâtun bt. Abdullah mülkü ve bir tarafı Yasemin Hâtun Vakfı ve tarafeyni tarîk-i âm ile mahdûd iki bâb beyt-i süflî ve bir sofa ve cüneyne ve kenîfi müştemil olan menzil ve bir tarafı Durmuş b. Mehmed mülkü ve bir tarafı Sitti Hâtun Vakfı ve bir tarafı Râbia Hâtun bt. Mustafa mülkü ve bir tarafı tarîk-i âm ile mahdûd bir tahtânî oda ve bir sofa ve kenîfi müştemil olan menzil ve Arakiyeci Bayezid mahallesinde vâki‘ bir tarafı Hasan b. Abdullah mülkü ve bir tarafı Sitti Hâtun Vakfı ve bir tarafı Kerime Hâtun mülkü ve bir tarafı tarîk-i âm ile mahdûd bir beyt-i süflî ve bir beyt-i ulvî ve bir sofa ve bi’r-i mâ ve cüneyneyi müştemil menzil ile istibdâl murâd eder, kıbel-i şer‘-i şerîfden menâzil-i merkūmenin üzerlerine varılıp mülk olan menzillerin vakıf olan menzilden binâ ve kıymeten ekser ve evfer olduğu görülüp tahrîr olunmasın iltimâs ederin dedikde, savb-ı şer‘-i şerîfden Mevlânâ Ahmed Çelebi b. Celal ile hâssa mi‘mârlardan Üstâd Mehmed b. Tatar irsâl olunup, ol dahi zeyl-i kitâbda esâmîsi mastûr olup ahvâl-i ebniye ve sukūfa vukūfu olan bî-garaz kimesneler ile evvelâ mülk olan menzillerin üzerlerine varılıp keşf olundukda, her birinin müştemilâtı bâlâda beyân olunduğu üzre müşâhede olundukdan sonra mi‘mâr-ı mezkûr menâzil-i memlûkenin arsaların mesâha eyledikde, bennâ zirâ‘ıyla tûlen ve arzan bi hesâb-i şatrancî üzre yedi yüz dört zirâ‘ gelip, ba‘dehû menzil-i mevkūfun üzerine varıp fi’l-hakīka ebniyesi münhedim olmakla nakz-ı mahz olduğu[nu] müşâhede eylediklerinden sonra kezâlik mi‘mâr-ı mezkûr menzil-i mevkūf-ı mezbûrun dahi arsasın mesâha eyledikde, bennâ zirâ‘ıyla tûlen ve arzan beş yüz zirâ‘ geldikde mevlânâ-yı mezbûr ve gayriler bi esrihim meclis-i şer‘e gelip menâzil-i memlûke-i mezbûre birbirine karîb mahalde vâki‘ olmakla, arsalarından her bir zirâ‘ın kıymeti kırk akçede yirmi sekiz bin yüz altmış akçe ve menzil-i mevkūfun nakzının kıymeti on beş bin ve mülk olan menzillerin binâlarının kıymeti yirmi altı bin sekiz yüz kırk akçe olup, cem‘an menzil-i mevkūfun kıymeti otuz beş bin akçe ve ecr-i misli yevmî dört akçe ve mülk olan menzillerin kıymeti elli beş bin akçe ve ecr-i misli yevmî altı akçe olmakla istibdâl cânib-i vakfa enfa‘ olıcak istibdâl oluna deyü emr-i şerîf-i celîlü’l-kadr vârid olmağın, mütevellî-i mezbûr talebiyle hâkim-i muvakki‘-i sadr-ı kitâb dahi istibdâli tecvîz eden fukahâ üli’n-nühâ kavilleri üzre istibdâle izin verdikden sonra menzil-i mezbûr zikr olunan vakıf menzili sâlifü’z-zikr olan mülk menzil ile mezkûre Aişe Hâtun’un vekîli olan Yusuf Bey b. Abdullah ile istibdâl edip, ol dahi müvekkilesinin mülkü olan menzilleri bedel verip vakf-ı mezbûr mülk olup, mülk-i merkūm dahi ânın bedeli vakıf oldukda vekîl-i mezbûr i‘âde edip, mütevellî-i mezbûr sâbıkan vakıf olan menzil-i merkūma vâzı‘u’l-yed edip vakıf için tasarruf eder, kasr-ı yed eyleyip istibdâl-i mezbûr muktezâsınca mülkiyet üzre bana teslîm olunması taleb ederim deyip, gıbbe’l-istintâk mütevellî-i mezbûr cevâb verip, vâkıf istibdâl şart etmeyecek istibdâl câ’iz olmamağın, kemâ-kân vakf-ı mezbûrdan olmak üzre tasarruf ederim, vekîl-i mezbûrun müvekkilesi sâbıkan mülk olan menziline tasarruf etsin dedikde, vekîl-i mezbûr dahi cevâb verip, vâkıf istibdâl şart etmediği sûretde hâkimü’ş-şer‘ için istibdâle kudret vardır zîrâ vakfa nev‘-i za‘f târî olsa mütevellî rey‘ ve kıymet cihetinden ekser ve evfer bedel olduğu takdîrde istibdâle kādir olduğu kütüb-i fıkhiyyede musarrah olunmuşdur, esah kavl olmadığı takdîrde hâkim emr-i şerîf-i celîlü’l-kadr ile istibdâl edicek nakzına mecâl yokdur, istibdâl-i mezbûrun sıhhatine hüküm taleb ederim dedikde, hâkim-i müşârunileyh dahi âlimen bi’l-hilâf sıhhat-i istibdâl-i mezbûra ve menzil-i mevkūfun mülkiyetine ve bedel verilen menâzil-i memlûkenin vakfına hükm edicek, mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Tahrîren fî evâsıtı Rebî‘ilâhir li sene selâsin ve erba‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Ahmed Efendi b. İlyas, es-Seyyid Mehmed Çelebi b. Abdülcelil, Şeyhî Efendi b. Mustafa el-kadı, Osman b. Mustafa, Mustafa b. Hızır, Ahmed Çelebi b. ( ) el-Müderris, el-Hâc Hüseyin b. Mehmed, Mehmed Çelebi b. Cafer, Hasan Çelebi. b. Ahmed, Mustafa b. Abdullah, Mehmed b. Ali.