Rumeli Sadareti Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1042-1043/M. 1633) cilt: 14, sayfa: 235 Hüküm no: 249 Orijinal metin no: [48b-2, Arapça] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Sâime Hatun bt. Hasan’ın vakfiyesi
Hamdele ve salvele. Ammâ ba‘d. İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından Şeyh Muhyiddin Koca Veli mahallesinde sâkine olan sâhibe-i hayrât ve tâlibe-i meberrât Sâime Hâtun bt. Hasan kıbelinden hasm-ı şer‘î mahzarında âtiyyü’z-zikr vakıf ikrârına, tescîline ve rücû‘ da‘vâsına vekâleti kendisini ma‘rifet-i şer‘iyye ile tanıyan udûlden, arabacıyân-ı hâssadan Hasan Efendi b. İbrahim el-İmâm ve Hüseyin Halîfe b. Ali el-Müezzin ve Bilal Beşe b. Cafer nâm kimesnelerin şehâdetleri ile sâbit olan vekîl Ali Beşe b. Bâli en-na‘âl nâm kimesne meclis-i şerî‘at-i şerîfe-i garrâya hâzır olup, müvekkile-i merkūmesinin işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar sâhibi ve mâliki olduğu, elinde ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahalle-i merkūmede vâki‘, bir tarafdan mahalle-i mezbûre imâmı içi vakfedilen menzil, diğer tarafdan merhûm Şeyh Muhyiddin zâviyesi, öteki tarafdan Mustafa Ağa mülkü ve diğer tarafdan da tarîk-i âm ile mahdûd bulunan yanmış evinin arâzisini cümle hudûdu ve kâffe-i hukūkuyla, niyet-i sâfiye ve taviyye-i vâfiye ile habsedip vakfettiğini ikrâr ve i‘tirâf etti. Vâkıfe-i mezbûre sonra arâzi-i mezbûreyi tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği Hüseyin Çelebi b. Veli’ye teslîm etti. Mezbûr Hüseyin Çelebi de tesellüm ve kabz eyledi. Vâkıfe-i merkūme arâzide tasarrufu müddet-i hayâtınca kendisine, vefâtından sonra ise Kamer Hâtun, Habbâne? Hâtun, Afitab Hâtun ve Üftâde Hâtun nâm âzatlı câriyelerine iştirâk-i seviyye üzre tasarruf etmeleri kaydıyla şart etti. Bunların inkırâzından sonra Kamer Hâtun’un Kasım Dede b. Abdullah nâm zevcine ve Habbâne? Hâtun’un Ali Beşe b. ( ) nâm zevcine iştirâk-i seviyye üzre tasarruf etmeleri kaydıyla şart etti. İkisinin de vefâtından sonra tasarrufu Medîne-i münevvere fukarâsına şart etti. Vâki‘ ikrâr, mütevellî-i mezbûr tarafından tasdîk edildi [bundan sonrası ciltleme hatasıyla 51a-1’de] Hâl bu minvâl üzre iken, vekîl-i mezbûrun rücû‘ davasını ikāme etmesinden ve mütevellînin redden imtinâ‘ etmesinden sonra hâkim-i muvakki‘-i a‘lâhu a‘lâhu mevlâhü, vakıf husûsunda eimme-i eşrâf beynindeki ihtilâfı bilerek ve hüküm için lâzım gelen husûsâta ri‘âyet ederek husûsen ve umûmen vakfın sıhhatine ve lüzûmuna hükmetti. Bu sûretle sahîh, lâzım ve müebbed vakıf hâline geldi. Cerâ zâlike ve hurrire fi’l-yevmi’s-sânî ve’l-ışrîn min şehri Rebî‘ilâhir sene selâse ve erba‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Ali b. Veli, el-Hâc Osman b. Abdülkerim, el-Hâc Murad b. Abdullah, Yusuf Bey b. Abdullah, Hamza b. Sultanşâh, el-Hâc Hamza et-tâcir
|