.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadareti Mahkemesi 80 Numaralı Sicil (H. 1057-1059/M. 1647-1649)
cilt: 15, sayfa: 150
Hüküm no: 151
Orijinal metin no: [35b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hanefi b. Ali’nin vârislerinin, Himmet Çavuş mütevelliyesi Ayşe Hâtun ile olan menzil davasında sulh oldukları

Mahmiye-i İstanbul’da Kuşbazlar kurbunda Emirbey mahallesinde sâkin iken vefât eden Hanefi Çelebi b. Ali’nin verâseti zevce-i metrûkesi Ayşe bt. Seydi nâm hâtuna ve on sekiz yaşında sulbî kebîr oğlu Ali Çelebi nâm şâbb-ı bâliğ ve âkil ve rûşende münhasır olduğu şer‘an sâbite oldukdan sonra mezbûrât Ayşe Hâtun ve Ali Çelebi meclis-i şer‘-i şerîfde merhûm Himmet Çavuş Vakfı’na meşrûtiyyet üzre mütevellîye olan Tayyibe kızı Ayşe Hâtun mahzarında her biri tav‘an ikrâr ve takrîr-i kelâm edip mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafı Kara Hüseyin Ağa b. Abdülmennân mülküne ve iki tarafı Hocazâde Ali Efendi b. Mustafa Efendi mülküne ve bir tarafı tarîk-i âmma müntehî menzili mezbûr Himmet Çavuş mülkü olduğu hâlde hâl-i [hayâ]tında ve zamân-ı nefâz-ı tasarrufâtında vakf ve habs edip evvelâ süknâsı kendiye ba‘dehû evlâdına ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdına batnen ba‘de batnin ile’l-inkirâz şart edip lâkin vâki‘ olan harîkde menzil-i mezbûr bi’l-külliye muhterik olup arsa-i sarfe kaldıkda mütevellîye-i mezbûre Ayşe Hâtun mûrisimiz mezbûr Hanefi Çelebi’ye kız karındaşı Herdem Hâtun’un oğlu olmağla arsa-i mahdûde-i mezbûrdan merkūm Kara Hüseyin Ağa ile tarîk-i âm tarafından dört yüz seksen zirâ‘ arsayı ifrâz edip, üzerine binâ eyle deyû emr eylemekle mezbûr Hanefi Çelebi dahi kendi malı ile nefsiyçün vakf-ı mezbûrun eser-i binâsı üzerine müceddeden iki fevkānî oda sofalarıyla ve dehliz ile ve tahtapûş ve tahtânî iki oda ve altında bir ahûr ve ahûra muttasıl bir matbah ve iki nerdübân ve iki nerdübân yanında bir kenîfi ve bir tahtânî köşk ve tahtapûş ve bahçe seddi ve etrâfına taş duvar ve bi’r-i mâ ihdâs edip sâkin iken vefât eyledikde zikr olunan ebniye ve bi’r-i mâ bize irs-i şer‘î ile intikāl edip tasarrufumuzda iken mezbûre Ayşe Hâtun bt. Himmet Çavuş cemî‘ menzil-i meşrûtun ber-mûceb-i şart-ı vâkıf süknâsı benim hakkımdır, sizin değildir deyû üzerime arsa-i vakf-ı mezbûrdan izâle-i yedimizi ve ref‘-i binâmızı da‘vâ eyledikde, biz dahî zikr olunan ebniye-i eser müşâ‘-ı evvel üzerine olmağla kal‘ ve ref‘i mütekarrir olmağın zikr olunan ebniyenin ve bi’r-i mânın yevm-i husûmetde takvîm-i sahîh ile maklû‘an mukavvem kıymeti olan yüz bin kıyyeye râyic fi’l-vakt akçemizi mütevellîye-i mezbûre Ayşe Hâtun bt. Himmet Çavuş’dan taleb eylediğimde beynimizde muslihûn tavassut edip, kıymet-i meşrûhamdan bizi mütevellîye-i mezbûre Ayşe Hâtun bt. Himmet Çavuş ile elli dört bin fıddî cedîd râyic fi’l-vakt akçe üzerine akd-i sulh ve inşâ eylediklerinde biz dahi sulh-ı merkūmu kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezkûr elli dört bin akçeyi mütevellîye-i mezkûre mâl-ı vakf-ı mezbûrdan bize edâ ve teslîm ve îfâ edip biz dahi yedinden tamâmen ahz u kabz ve istîfâ eyledik deyû ebniye-i mezkûre ve kıymeti da‘vâsından berî olup husûs-ı mezkûra mütevellî bi vechin mine’l-vücûh da‘vâ ve hakkım kalmadı dediklerinde mukırrân-ı mezbûrân Ali Çelebi ve Ayşe Hâtun ibnet-i Seydi ikrâr-ı meşrûhlarında mütevellîye-i mezbûra vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkīk eyledikden sonra sulh-ı mezkûr taraf-ı vakf-ı mezbûra enfa‘ eylediği hâkim-i muvakki‘-i kitâb tûbâ-leh ve hüsnü me’âb huzûrunda sâbit ve mütehakkık olmağla sulh-ı mezkûru tenfîz edip mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’r-râbi‘ min şehr-i Rebî‘ulâhir li sene tis‘a ve hamsîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Mehmed b. Resûl, Müstedâm Ağa b. Abdülkerim, Ahmed Çelebi b. el-Hâc Osman, Abdülkerim b. Mustafa, el-Hâc Abdülbâsır b. Abdullah el-Kerim [Abdülkerim], Mahmud Çelebi b. el-Hâc Osman, el-Hâc Mehmed b. Veli, el-Hâc b. Mustafa, Zülfikār Çavuş b. Osman, el-Hâc Ahmed b. Mecid, el-Hâc Ahmed bin Sefer.