|
Rumeli Sadareti Mahkemesi 80 Numaralı Sicil (H. 1057-1059/M. 1647-1649) cilt: 15, sayfa: 248 Hüküm no: 273 Orijinal metin no: [65a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Vefat eden Payas Kadısı Mehmed Efendi’nin vârislerinden Saliha Hâtun, Ahmed Çelebi ve Ayşe Hâtun’un diğer vâris Ali Çelebi hakkındaki davalarından vazgeçmeleri
Bundan akdem Payas kadısı olduğu hâlde vefât eden Mehmed Efendi b. Mustafa verâseti sulbiye kebîre kızı Saliha Hâtun’a ve li ebeveyn karındaşları Ahmed Çelebi ve Ali Çelebi’ye ve li ebeveyn kız karındaşı Ayşe Hâtun’a münhasıra olduğu şer‘an mütehakkık oldukdan sonra mezbûr Ahmed Çelebi ve Ayşe Hâtun asâleten ve mezbûre Saliha Hâtun tarafından dahi husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olup vekâleti İbrahim Çelebi b. Abdullah el-kâtib ve Yusuf Bey b. İbrahim el-cündî şehâdetleri ile şer‘an sâbite olan Mustafa Efendi b. Ali? el-kâtib vekâleten meclis-i şer‘-i hatîrde mezbûr Ali Çelebi mahzarında her biri tav‘an ikrâr ve i‘tirâf edip mahmiye-i İstanbul’da Cerrâh Câmi‘-i şerîfi kurbunda Kürkçübaşı mahallesinde vâki‘ bir tarafı Yahya Çelebi b. Muharrem mülküne ve bir tarafı Rıdvan b. Abdullah mülküne ve iki tarafı tarîk-i âmma münhasır dâhiliye ve hâriciyesi fevkānî ve tahtânî sekiz bâb büyûtu ve matbahı ve kenîfi ve fırını ve mahtabı ve iki bi’r-i mâyı ve bahçeyi müştemil olan cemî‘ menzilin nısf şâyi‘i mezbûr Ali Çelebi’nin mülk ve hakkı olup ve nısf şâyi‘-i âharı dahi müteveffâ-yı mezkûr Mehmed Efendi’nin mülk ve hakkı olup vefât eyledikde verese-i mezkûrûna intikāl eylemekle her birinin hisse-i şâyi‘aları olduğunu her biri asâleten ve vekâleten mezbûr Ali Çelebi’den da‘vâ eylediklerinden mezbûr Ali Çelebi dahi mezbûr Mehmed Efendi vefâtından sonra düyûnu sâbite olmağla li ecli’d-düyûn zikr olunan nısf şâyi‘-i tereke-i ba‘de’l-müzâyede bin on dokuz Rebî‘ulevveli’nin yirminci gününde yirmi iki bin râyic fi’l-vakt akçeye bâtten bana bey‘ ve teslîm ve kabz ve semen olunup ben dahi iştirâ ve teslîm ve bu âna değin muvâcehelerinde mâlikâne tasarruf eyledim deyû mukābele edip beynlerinde münâza‘ât-ı kesîre vâki‘ olunmuşidi. El-hâletü hâzihî her birimiz asâleten ve vekâleten da‘vâ-yı meşrûhadan berî olup mezbûr Ali Çelebi’nin zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘ ibrâ ve iskāt eyledik. Min ba‘d cemî‘ menzil-i mahdûd-ı mezkûr mezbûr Ali Çelebi’nin mülkü ve hakkıdır dediklerinde gıbbe’t-tasdîki’l-vicâhî mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâdis ve’l-ışrîn min Rebî‘ulâhir li sene tis‘a ve hamsîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Umdetü’l-kuzât Mehmed Efendi b. Hasan, Mehmed Odabaşı b. Hasan, Abdülkerim Halîfe b. Abdullah el-müezzin İbrahim b. Abdullah el-Cündî, Hüseyin Çelebi b. Mehmed el-Cündî, Veli Bey b. İbrahim, Hüseyin Çelebi b. Mustafa, Mehmed Çelebi b. Mustafa el-Hak Efendi, İbrahim Bey b. Ahmed, Abdurrahman Efendi b. et-Tayyib.
|