.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadareti Mahkemesi 80 Numaralı Sicil (H. 1057-1059/M. 1647-1649)
cilt: 15, sayfa: 255
Hüküm no: 285
Orijinal metin no: [67a-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mehmed Çelebi’nin hisse talebinde bulunduğu değirmen, odalar ve çiftliklerin Ayşe Hâtun bt. Hızır’ın olduğu

Mahmiye-i İstanbul’da Balaban Ağa mahallesinde sâkin olup sâbıkā Sekbanbaşılıkdan mütekā‘id iken vefât eden Tekfurdağlı Muslihiddin Ağa demekle şehîr Mustafa Ağa b. Hüseyin’in verâseti zevce-i metrûkesi Ayşe Hâtun bt. Hızır ve sulbiye kebîre kızları Fâtıma ve İsmihân ve Hatice ve Safiye nâm hâtunlar mezkûr Mehmed Çelebi meclis-i şer‘-i hatîrde zikri âtî çiftlik ve değirmen ve akāra vaz‘-ı yed eylediği bimâ-hüve nehcü’s-sübût şer‘an sâbit olan mezbûre Ayşe Hâtun bt. Hızır tarafından vech-i âtî üzre husûmet ve redd-i cevâba vekîl olup vekâleti bimâ-hüve nehc şer‘an sâbite olan Sinan Çelebi b. Hızır mahzarında üzerine takrîr-i da‘vâ edip vilâyet-i Rumeli’nde kasaba-i Rusçuk’da sâhil-i bahrda vâki‘ bir tarafı sâhil-i bahre ve bir tarafı ( ) hanına ve iki tarafı tarîk-i âmma müntehî altı bâb odaları ve altı bâb dükkânları müştemil cemî‘ akār ve yine kasaba-i mezkûre kazâsına tâbi‘ Bandos nâm karyede vâki‘ olup Muslihiddin Ağa Çiftliği demekle ma‘rûf dâhiliye ve hâriciye fevkānî büyût-ı müte‘addideyi ve hamamı ve ahûru ve anbarı ve üç kıt‘a bahçeyi müştemil cemî‘ çiftlik ve yine karye-i mezbûre kurbunda vâki‘ Karasazlı nâm nehri cârî üzerinde dâir olup yine Muslihiddin Ağa Değirmeni demekle ma‘rûf üç göz un değirmeni ve yine kazâ-i mezbûre tâbi‘ Bağcı nâm karyede vâki‘ yine Muslihiddin Ağa Çiftliği demekle ma‘rûf dâhiliye ve hâriciye büyût-ı müte‘addideyi ve bağ ve bahçeyi ve koyun sâyesini ve yedi bâb anbarı müştemil cemî‘ çiftlik mûrisimiz müteveffâ Mustafa Ağa b. Hüseyin’in ile’l-vefât tasarrufunda mülkü olup ba‘de vefâtihî terekesinden olmağla zikr olunan iki çiftlik ve odalar ve dükkânlar ve değirmen kırk sekiz sehim i‘tibâr olunup sihâm-ı mezbûreden bi hasebi’l-usûbe beş sehm-i şâyi‘leri bana irs-i şer‘î ile intikāl ve isâbet etmiş mülk ve hakkım iken işbu vekîli’l-huzûr Sinan Çelebi müvekkilesi Ayşe Hâtun zikr olunan odaların ve dükkânın ve çiftliklerin ve değirmenin mecmû‘una vaz‘-ı yed etmekle ben dahi her birinde olan beşer sehm-i şâyi‘-i hisse-i şer‘iyye hakkım nâ-hak vaz‘-ı yed etmişdir. Suâl olunup yedinde olan sehim-i mezkûr hakkımdan müvekkile-i mezkûrenin yed-i zâlimesi izâle olunup bana teslîm olunmasın taleb ederim dedikde, gıbbe’s-suâl vekîl-i mezbûr cevâbında fi’l-hakīka zikr olunan odalar ve dükkânlar ve çiftlikler ve değirmen müteveffâ-yı merkūm Mustafa Ağa’nın yedinde mülk ve hakkı olup merkūm Mustafa Ağa sıhhatinde nefâz-ı tasarrufâtında bin kırk altı senesinde zikr olunan cemî‘ odaları ve dükkânları ve çiftlikleri ve değirmeni kâffe-i hukūkuyla müvekkilem mezbûre Ayşe Hâtun’a hibe-i sahîha-i şer‘iyye ile ba‘de’t-tahliyeti’ş-şer‘iyye hibe ve temlîk ve teslîm eyledi. müvekkilem mezbûre dahi meclis-i hibede ittihâb ve tesellüm-i şer‘î ile tesellüm ve temlîk edip mârrü’z-zikr cemî‘ odalar ve cemî‘ dükkânlar ve cemî‘ çiftlikler ve cemî‘ değirmen müvekkilem mezbûrenin mülk-i mevhûbu ve hakk-ı sırfıdır deyû def‘ edicek, <> mezbûr Mehmed Çelebi def‘-i mezkûru inkâr edicek, vekîl-i mezbûr Sinan Çelebi mübeyyin beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i müslimînden olup zikr olunan Balaban Ağa mahallesinde Mustafa Efendi b. Himmet el-imâm ve Mehmed Çelebi b. İbrahim ve Süleyman Halîfe b. Yusuf ve Mehmed Beşe b. Cafer nâm kimesneler meclis-i şer‘de li ecli’ş-şehâde hâzırân olup gıbbe’l-istişhâd her biri şehâdet edip fi’l-hakīka kasaba-i Rusçuk’da sâhil-i bahrda vâki‘ bir tarafı sâhil-i bahre ve bir tarafı ( ) hanına ve iki tarafı tarîk-i âmma müntehî altı bâb dükkânları müştemil cemî‘ akārı kâffe-i hukūkuyla ve kasaba-i mezkûre kazâsına tâbi‘ Bandos nâm karye vâki‘ olup Muslihiddin Ağa Çiftliği demekle ma‘rûf büyût-ı müte‘addideyi ve hamamı ve ahûru ve anbar ve üç kıt‘a bağı ve bahçeyi müştemil çiftliği kâffe-i hukūkuyla ve yine karye-i mezbûre kurbunda vâki‘ Karasazlı nâm nehir üzerinde vâki‘ yine Muslihiddin Ağa Değirmeni demekle marûf <> üç göz değirmenini dahi kâffe-i hukūkuyla ve yine kazâ-i mezbûre <> tâbi‘ Bağcı nâm karyede vâki‘ yine Muslihiddin Ağa Çiftliği demekle marûf büyût-ı müte‘addideyi ve bağ ve bahçeyi ve koyun sâyesini ve bir bâb anbarı müştemil cemî‘ çiftliği kâffe-i hukūkuyla işbu Mehmed Çelebi’nin mûrisi Mustafa Ağa b. Hüseyin hâl-i sıhhat ve nefâz-ı tasarrufâtında mülkü olduğu hâlde bin kırk altı târihinde ba‘de’t-tahliyeti’ş-şer‘iyye bizim huzûrumuzda işbu Sinan Çelebi’nin müvekkilesi Ayşe Hâtun bt. Hızır’a hibe-i sahîha-i şer‘iyye ile [hibe] ve temlîk ve teslîm eyledi. Mezkûre Ayşe Hâtun dahi meclis-i hibede ittihâb ve tesellüm ve temellük edip zikr olunan cemî‘ akār ve çiftlikler ve değirmen mezkûre Ayşe Hâtun’un mülk-i mevhûbu ve hakk-ı sırfıdır. Biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri münkir-i mezbûr muvâcehesinde edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde, gıbbe ri‘âyet-i şerâyiti’l-kabûl şehâdetleri makbûle oldukdan sonra şehâdet-i mezbûre mûcebince zikr olunan akār ve çiftlikler ve değirmen müvekkile-i mezkûre Ayşe Hâtun’un mülk-i mevhûbu ve hakkı idiğine mezbûr Mehmed Çelebi [67b] mahzarında üzerine hükm-i sahîh-i şer‘î ile hükm olunup da‘vâ-yı mezkûreden mezbûr Mehmed Çelebi men‘ olunup mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’l-âşir min şehri Rebî‘ulâhir li sene tis‘a ve hamsîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Ali Çelebi b. Sadık er-râcil, İskender Bey b. Şaban, İbrahim b. Ali, Ali Çelebi b. Abdullah, Ömer Çelebi b. Murtaza Ebvâbü’s-sultânî, İbrahim b. Musa, el-Hâc İbrahim b. Musa ve gayruhüm.