.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658)
cilt: 50, sayfa: 140
Hüküm no: 71
Orijinal metin no: [12a-4]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Merhum Ahmed Ağa’nın cariyesi Kâtibe’nin efendisi tarafından azat edildiğinin şahitlerle ispat olunduğu

İşbu açık kaşlı sarışın orta boylu Rusiyyetü’l-asl hâfızetü hâzihi’l-vesîka Kâtibe bt. Abullah dîvân-ı ma‘delet-unvânda ma‘kūd mahfil-i kazâda kapı ağası iken bundan akdem maktûlen vefât eden Ahmed Ağa’nın vâlidesi ve bi’l-inhisâr vârisesi olmağla terekesinden olmak zu‘muyla kendiye vâzı‘atü’l-yed olan Kerîme bt. Abdullah nâm hâtun tarafından husûs-ı âti’l-beyânda husûmet ve redd-i cevâba vekîl olup mezbûreye ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan İbrahim Efendi b. Mehmed ve Ömer b. Ebûbekir nâm kimesneler şehâdetleri [ile] hasm-ı şer‘î-i câhid muvâcehesinde vekâleti sâbite olan Hüseyin Efendi b. eş-Şeyh Halil mahzarında üzerine takrîr-i da‘vâ edip ben müteveffâ-yı mezbûr Ahmed Ağa’nın câriye-i memlûkesi olup hâl-i sıhhatinde mülkünde olduğum hâlde beni tahrîr ve i‘tâk ve silk-i harâire ilhâk edip ol vechile ben hürre olmuşken mezbûre Kerîme, Ahmed Ağa’nın vefâtından sonra terekesinden olmak zu‘muyla bana vaz‘-ı yed eder vekîlü’l-husûme olan mezbûr Hüseyin Efendi’den suâl olunup müvekkilesi kasr-ı yed etmek için mezbûra tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl vekîl-i mezbûr cevâbında müdde‘iye-i mezbûreye müvekkilesinin vech-i meşrûh üzere vaz‘-ı yedini ikrâr ve lâkin müteveffâ-yı mezbûrun vech-i mübeyyen üzere i‘tâkını inkâr edicek müdde‘iye-i mezbûreden [müdde‘âsını] mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden Hüseyin Bey b. Ahmed ve Dîvânhâneci Mehmed b. Kurd ve Eski Abdullah b. Hâcı Ali nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ müteveffâ-yı mezbûr Kapı Ağası Ahmed Ağa hâl-i sıhhatinde câriye-i memlûkesi olan işbu müdde‘iye Kâtibe’yi mülkünde iken bizim huzûrumuzda tahrîr ve i‘tâk [12b] ve harâir-i asliyyât silkine ilhâk edip ol vechile mezbûre Kâtibe sâir harâir-i asliyyât gibi hürre olduğuna şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyu herbiri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince ba‘de’l-hükm mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’r-râbi‘ aşer min şehri Ramazâni’l-mübârek li-sene seb‘a ve sittîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Yusuf b. Abdullah, İvaz Ağa ser-muhzırân, Mahmud Ağa, Ali Beşe, Receb Beşe, Mustafa Çelebi ve gayruhüm mine’l-[hâzırîn.]