.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658)
cilt: 50, sayfa: 161
Hüküm no: 100
Orijinal metin no: [16a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hasan Ağa b. Mustafa’nın Silistre’deki çiftliğini annesi Ayşe Hatun’a satıp kırk parça tarlasının da kullanım hakkını devrettiği

Fazîletlü efendi hazretlerinin imzâsıyladır.

Husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde tahrîri için gıbbe’l-iltimâs kıbel-i şerî‘at-i mergūbeden irsâl olunan Mevlânâ Şeyhzâde Mustafa Efendi Dergâh-ı âlî kapıcıbaşılarından olup mahmiye-i İstanbul’da Ördek Kasab mahallesinde iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmi‘u’l-mehâmid ve’l-mekârim Hasan Ağa b. Mustafa’nın menzil-i âlîlerine varıp zeyl-i sahîfede isimleri mastûr olan Müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i şerîf eyledikde mûmâ-ileyh Hasan Ağa meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda mûmâ-ileyhin vâlidesi olup Vilâyet-i Rumeli’nde İlbasan kasabası mahallâtından Arslan Bey mahallesinde sâkine hâfızetü hâze’l-kitâb Âişe Hâtun tarafından ikrâr-ı âtîyi tasdîka vekîl olup bi-mâ-hüve nehcü’s-sübût şer‘an vekâleti sâbite olan sâbıkā kasaba-i mezbûr serdârı Hasan Beşe b. Hüseyin mahzarında ikrâr ve i‘tirâf edip silk-i mülkümde münselik olup kasaba-i mezbûr kurbünde Silistre kazâsına tâbi‘ Filoz nâm karyede vâki‘ inde’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmü’l-hudûd olup fevkānî iki oda ve tahtânî bir oda ve bir kebîr ahır ve dört çiftçi odası ve on iki göz anbar ve iki samanlık ve mâ’-i cârî ve iki harman yeri ve zât-ı eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmire hadîkayı hâvî çiftlik ta‘bîr olunur mülk menzilimi cemî‘ hudûd ve hukūkuyla ve yine menzil-i mezbûra muttasıl ve mülâhık iki kıt‘a mülk bağ ve bir kıt‘a mülk bostanımı ve yine karye-i mezbûre sınırında dâhil-i mülk korumu ve bir kıt‘a mülk çayırımı bi-cümleti’t-tevâbi‘ ve’l-levâhık ve kâffeti’l-menâfi‘ ve’l-merâfık ve yine çiftlik-i mezbûr içinde mevcûd olan dört çift karasığır öküzü ve beş inek ve on beş kuvan ve saban demiri ve sâir âlât-ı zirâ‘at ve harâseti dört yüz guruşa safka-i vâhide ile târih-i kitâbdan bir sene mukaddem vâlidem mezbûre Âişe Hâtun’a bâtten bey‘ ve teslîm edip mezbûre Âişe Hâtun dahi iştirâ ve tesellüm ve kabûl ve kabz etmişidi hâlâ semen-i mezbûr dört yüz riyâlî guruşdan vâlidem mezkûre Âişe Hâtun’un zimmetini ibrâ ve ıskāt eylediğimden gayrı yine taht-ı tasarrufumda olup çiftlik-i mezbûr ile ma‘an tasarruf olunagelip inde’l-ahâlî’d-diyâr herbirinin hudûdu ma‘lûm mevâzi‘-i adîdede vâki‘ kırk kıt‘a tarlalarımı târih-i mezbûrda sâhib-i arz ma‘rifetiyle vâlidem mezbûre Âişe Hâtun’a meccânen ferâğ ve tefvîz ve teslîm ol dahi tefevvüz ve kabûl edip ba‘de’l-yevm mebî‘ât-ı mezkûre ile arâzi-i mesfûrede ve semen-i mezbûr dört yüz riyâlî guruşda vechen mine’l-vücûh benim için hak ve alâka kalmadı dedikde gıbbe’t-tasdîk vâki‘-i hâli mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Ahmed Çelebi b. Abdurrahman ile meclis-i şer‘a gelip vukū‘u üzere inhâ ve takrîr etmeğin mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’r-râbi‘ ve’l-ışrîn min-Şa‘bâni’l-mu‘azzam li-sene seb‘a ve sittîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Umdetü’l-emâcid ve’l-ekârim Şücâ‘ Ağa, Ali Bey b. Ahmed el-cündi, Mehmed Çavuş b. Hamza, İsmail Efendi b. İbrahim, Mustafa Bey b. Hasan el-cündi, Ahmed Ağa b. Receb, Hüseyin Çavuş b. Receb, Mustafa Efendi el-kādî.