.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658)
cilt: 50, sayfa: 179
Hüküm no: 126
Orijinal metin no: [19a-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Bayramlı kazası ahalisinin kendilerinden donanma sefineleri için haksız yere kendir bedeli alan Kapıcıbaşı Abdülvehhab Ağa ile altı bin akçe üzerine sulh oldukları

Fazîletlü efendi hazretlerinin imzâsıyladır.

Vilâyet-i Anadolu’da Bayramlı kazâsı ahâlîsinden olup kendi nefslerinden asîl ve kazâ-i mezbûr cârî olduğu yedi karye ahâlîsi Osman ve Mehmed ve Ramazan ve Halil ve Mehmed ve Mustafa ve Osman ve Hüseyin ve Mustafa ve Ali ve Bayram nâm kimesneler taraflarından husûs-ı âtîye vekâlet iddiâ eden Nasûh b. Durmuş ve Ahmed b. Mahmud ve Ahmed b Yusuf ve Salih b. Ali ve Nasûh b. Yusuf ve Mustafa b. Hasan ve Osman b. Mehmed ve Mehmed b. Hüseyin ve İbrahim b. Mehmed nâm kimesneler meclis-i şer‘-i hatîrde Dergâh-ı âlî kapıcıbaşılarından iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmi‘u’l-mehâmid ve’l-mekârim Abdülvehhâb Ağa b. Behram Kethüdâ mahzarında herbiri ikrâr ve i‘tirâf edip mezbûr Abdülvehhâb Ağa işbu sene-i mübârekede ihrâcı fermân olunan donanma-i hümâyûn sefîneleri için kendir iştirâsına me’mûr oldukda kazâ-i mezbûra gelip bizden ve müvekkillerimiz mezkûrûndan bi-gayrı hakkın yirmi bin altı yüz akçemizi almışidi meblağ-ı mezbûru asâleten ve vekâleten mezkûr Abdülvehhâb Ağa’dan taleb ve da‘vâ eylediğimizde beynimizde münâza‘ât-ı kesîre cereyânından sonra vesâtat-ı muslihîn ile meblağ-ı mezbûr da‘vâsından mezkûr Abdülvehhâb Ağa bizimle altı bin ceyyid ve cedîd akçe üzerine inşâ-i akd-i sulh eyledikde biz dahi sulh-ı mezbûru asâleten ve vekâleten kabûl etmişidik hâlâ bedel-i sulh-ı mezbûru mezkûr Abdülvehhâb Ağa bize vermekde te‘allül eder suâl olunup teslîme tenbîh olunmak matlûbumuzdur dediklerinde gıbbe’s-suâl mezbûr Abdülvehhâb Ağa cevâbında kaziyye vech-i mübeyyen üzere olup lâkin mezbûrûnun vech-i meşrûh üzere vekâletleri ma‘lûmum değildir isbât etmeyince bedel-i sulh-ı mezbûru teslîm etmem deyicek mezkûrûndan vekâletlerini mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden olup kazâ-i mezbûre kurbünde Ya‘kubbey kazâsı ahâlîsinden Mehmed Efendi b. Mustafa ve Mustafa Bey b. Mehmed nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i [şer‘a] hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ bâlâda esâmisi mektûb yedi karye ahâlîsi olan mezkûrun meblağ-ı mezbûrdan hisselerini mezkûr Abdülvehhâb Ağa’dan taleb ve da‘vâ ve lede’l-iktizâ sulh ve ibrâya ve bedel-i sulhu kabza bizim huzûrumuzda merkūmûnu taraflarından vekîl ve menâblarına nâib [nasb] ü ta‘yîn eylediklerinde onlar dahi vekâlet-i mezbûreyi kabûl ve merâsimini edâya müte‘ahhid oldu biz bu husûsa bu vech [üzere] şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyu herbiri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince vekâletlerine ve bedel-i sulh-ı mezbûru teslîme vükelâ-i mezbûrûn altı bin akçeyi mezbûr Abdülvehhâb Ağa’dan tamâmen ahz u kabz edip mâ‘adâ da‘vâdan asâleten ve vekâleten mezbûrun zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt eyledik dediklerinde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fî evâsıtı şehri Ramazâni’l-mübârek li-sene seb‘a ve sittîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: es-Sâbıkūn.