.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658)
cilt: 50, sayfa: 202
Hüküm no: 156
Orijinal metin no: [23a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Yahudi İlya v. Mosi’den satın alınan Sarıca Paşa mahallesindeki menzilin Yahuda v. Salomon’un vakfı olduğu

Mahmiye-i İstanbul’da Edirne cemâ‘atından olup zikri âtî vakıf menzile savb-ı şer‘-i hatîrden mütevellî nasb olunan İlya v. Mosi nâm Yahudiden âti’l-beyân vechi üzere takrîr-i sarîh-i mer‘î birle mesbûk istihbâr-ı sahîh-i şer‘î sudûrundan sonra Havâss-ı aliyye kazâsında vâki‘ Hasköy kasabası sükkânından olup zikrolunan Edirne cemâ‘atinin ağniyâsından olan İlyazer v. İsak ve Baroh v. Menahim nâm müsinn ü ihtiyâr Yahudiler meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü’t-tevkīrde hâzırân olup gıbbe’l-istihbâr herbiri cevâblarında mahmiye-i mezbûrede Sarıca Paşa mahallesinde vâki‘ olup sâbıkā hudûdu bir tarafdan bazen Mordehay ve bazen Yasef nâm Yahudiler mülküne ve iki tarafdan tarîk-ı âm ile mahdûd olup hâlâ hudûdu bir tarafdan bazen Arslan v. İlya nâm Yahudi vakfına ve bazen Mosi Semce nâm Yahudi vakfına ve iki tarafdan tarîk-ı âmma ve bir tarafdan Hundi bt. Menahim nâm Yahudiyye vakfına müntehî olup bir kârgir kemer üzerinde vâki‘ selâmlık ta‘bîr olunur bir fevkānî odayı ve tahtında bir tarafında bir bâb bakkal ve bir bâb papuçcu dükkânı ve bir tarafında iki bâb papuçcu dükkânını müştemil olan cemî‘ menzil hudûd-ı sâbık ile mahdûd olduğu hâlde Yahuda v. Salamon nâm Yahudi’nin iştirâ ile temellüküne binâen silk-i mülk-i sahîhinde münselik mülk ve hakkı iken tansîf ve ifrâz ve alâmet vaz‘ ettikden sonra hâlâ beyne’l-ahâlî Hundi Vakfı ile meşhûr olan nısf-ı müfrezini fâriğan ani’ş-şevâgil kâffe-i hukūk ve merafikı ve âmme-i tevâbi‘ ve levâhıkı ile zevce-i mezkûre Hundi’ye hibe-i sahîha-i şer‘iyye ile hibe ve temlîk ve teslîm edip ol dahi meclis-i hibede ittihâb ve kabûl ve tesellüm edip mülk ve hakkı oldukdan sonra merkūme Hundi dahi dokuz yüz seksen sekiz senesi şehr-i Ramazânü’l-mübâreki’nin evâsıtında hayâtında kendi sâkine olmak üzere ve ba‘dehâ vakfiyesi nâtıka olduğu üzere cemâ‘at-i mezbûrenin fukarâsından süknâya muhtâc olan bir fakīr sâkin olmak üzere vakf-ı sahîh-i şer‘î ile vakıf ve habs edip tescîl-i şer‘î ve teslîm ilâ yedi’l-mütevellî ettikden sonra dokuz yüz doksan senesi Şevvâli gāyetine değin cemî‘ menzil-i mezbûrun nısf-ı müfrezi minvâl-i meşrûh üzere merkūme Hundi’nin vakfı olup ve nısf-ı müfrez-i âharı mezkûr Yahuda’nın mülkü olmak üzere taht-i yedinde ve tasarrufunda iken dokuz yüz doksan senesi Şevvâl gāyetinde hâl-i hayâtında cemî‘ tasarrufâtı nâfize olduğu hâlde hayâtında bi-nefsihî sâkin olup ba‘de helâkihî ecr-i misli ile yed-i mütevellî ile îcâr olunup hâsıl olan icâresinden ba‘de’t-ta‘mîr ve’l-meremme her ne bâkī kalırsa cemâ‘at-i mezkûre fukarâsına ale’s-seviyye taksîm oluna ve tevliyet-i vakf-ı mezbûru dahi evvelâ bi-nefsihî mutasarrıf olup ba‘de helâkihî re’y-i hâkimü’ş-şer‘a müfevvaz ve cemâ‘at-i mezbûre hasbî nâzır olmaları üzere bizim huzûrumuzda vakıf ve habs eyleyip tescîl-i şer‘î ve teslîm ile’l-mütevellî eylemişdir bu vechli menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkūm Yahuda’nın vakfıdır deyu herbiri müttefiku’l-lafz ve’l-ma‘nâ menzil-i mezbûrun vech-i meşrûh üzere cemî‘ şurût ve kuyûdu ile hâlik-i mezbûrun vakfı olduğuna bi-lafzi’ş-şehâde haber verdiklerinde vâki‘-i hâl mütevellî-i merkūm İlya talebi ile mâ-hüve’l-vâki‘ ketb olunup yedine def‘ olundu.

Fi’l-yevmi’s-sânî min Ramazâni’l-mübârek li-sene seb‘a ve sittîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Salih Efendi b. Salih el-kâtib, Mustafa Çelebi b. Abdurrahman, Ali Efendi eş-şehîr bi-Sarıkbasdı, Ahmed Çelebi eş-şehîr bi-Çeşmîzâde.