.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658)
cilt: 50, sayfa: 214
Hüküm no: 171
Orijinal metin no: [24b-4]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hasan Paşa’nın borçlarına kefil olan Mehmed Çavuş b. İbrahim Efendi’nin merhumdan 18.837 guruş alacağı olduğunu varisleri nezdinde ispat ettiği

Fazîletlü efendi hazretlerinin imzâsıyladır.

Husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde istimâ‘ ve tahrîri için kıbel-i şerî‘at-i mergūbeden irsâl olunan Mevlânâ Şeyhzâde Mustafa Efendi b. eş-Şeyh Mehmed sâbıkā başdefterdâr olup mahmiye-i İstanbul’da Emin Bey mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Hasan Paşa’nın zevce-i metrûkesi fahrü’l-muhadderât Fâtıma Hâtun bt. Mustafa ile sulbî kebîr oğlu umdetü’l-a‘yân Mustafa Bey sâkin oldukları menzile varıp zeyl-i rakīmde isimleri mastûr olan Müslimîn mahzarlarında akd-i meclis-i şer‘-i şerîf eyledikde mahalle-i mezbûrede sâkin işbu kitâbın sâhibi fahrü’l-cüyûş Mehmed Çavuş b. İbrahim Efendi meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda kendi tarafından asîl ve mezbûre Fâtıma tarafından husûs-ı câ’i’z-zikrde husûmet ve redd-i cevâba vekîl olup mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan Mustafa Bey b. İbrahim ve Mustafa Bey b. ( ) şehâdetleri [ile] hasm-ı câhid-i şer‘î muvâcehesinde şer‘an vekâleti sâbite olan mezkûr Mustafa Bey mahzarında üzerine takrîr-i da‘vâ edip müteveffâ-yı mezbûr Hasan Paşa’nın hayâtında Hamza Ağazâde Mustafa Ağa’ya dört bin dört yüz esedî guruş ve Bâzirgânbaşı Hüseyin Çelebi’ye dört bin iki yüz seksen altı esedî guruş ve Hâcı Selim’e dört bin altı yüz seksen üç esedî ve Hâs Odabaşı Hasan Ağa’ya bin yüz yirmi beş esedî guruş ki cem‘an on dört bin dört yüz doksan dört esedî guruş deyni olmağın mecmû‘-ı meblağ-ı mezbûra emr ve kabûlü hâviye kefâletle kefîl bi’l-mâl olduğum ecilden meblağ-ı mezbûru tamâmen mezkûruna kefâletim hasebiyle edâ ve îfâ eylediğimden gayrı mezbûr Hasan Paşa dört bin üç yüz kırk üç esedî guruş dahi benden istikrâz ve kabz ve masârıfına sarfla meblağ-ı mezbûr bana deyni olmağla cem‘an zimmetinde on [25a] sekiz bin sekiz yüz otuz yedi esedî guruş hakkım müctemi‘ olmağın dört yüz esedî guruş hakkıma tuta on re’s deve bana def‘ ve teslîm ben dahi tesellüm ve kabûl edip zimmetinde on sekiz bin dört yüz otuz yedi guruş hakkım bâkī kalıp hattâ hayâtında ve kemal-i akl ve sıhhatinde kaziyye vech-i meşrûh üzere olduğunu alâ re’si’l-işhâd ikrâr ve ben dahi tasdîk eylediğimden sonra meblağ-ı bâkī-i mezbûru bana edâ etmedin zimmetinde iken vefât eylemişdir suâl olunup ihkāk-ı hak olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl ve akībe’l-inkâr müdde‘î-i mezbûrdan müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i ricâlden olup merhûm Hasan Paşa tevâbi‘inden Hâcı Mustafa Bey b. Abdullah ve Mehmed Çelebi b. Abdurrahman ve Süleyman Bey b. Derviş ve Mehmed Çelebi b. Mustafa ve Mehmed b. İsmail ve Memi Bey b. Ömer ve Ahmed Çelebi b. Mehmed nâm kimesneler li-ecli[’ş-şehâde] meclis-i şer‘a hâzırûn olup istişhâd olunduklarında fi’l-vâki‘ merhûm Hasan Paşa hâl-i hayâtında ve kemâl-i akl ve sıhhatinde Hamza Ağazâde Mustafa Ağa’ya cihet-i karzdan olan dört bin dört yüz esedî guruş ve Bâzirgânbaşı Hüseyin Çelebi’ye cihet-i mezbûreden olan dört bin iki yüz seksen altı esedî guruş ve Hâcı Selim’e dahi cihet-i mezbûreden olan dört bin altı yüz seksen üç esedî guruş ve Hâs Odabaşı Hasan Ağa’ya cihet-i mezbûreden bin yüz yirmi beş esedî guruş ki cem‘an on dört bin dört yüz doksan dört esedî guruş deynime mezkûr Mehmed Çavuş emr ve kabûlü hâviye kefâletle kefîl bi’l-mâl olmağla meblağ-ı mezbûru tamâmen mezkûruna kefâleten edâ ve îfâ ve teslîm eylediğinden gayrı mezbûr Mehmed Çavuş’dan dört bin üç yüz kırk esedî guruş dahi istikrâz ve kabz edip ol vechile mezbûr Mehmed Çavuş’un on sekiz bin sekiz yüz otuz yedi esedî guruş hakkı zimmetimde müctemi‘ olup meblağ-ı mezbûrun dört yüz esedî guruşu mukābilesinde on re’s deve verip el-ân zimmetimde lâzimü’l-edâ ve vâcibü’l-kazâ mezkûr Mehmed Çavuş’a on sekiz bin dört yüz otuz yedi guruş hakkı bâkī kaldı deyu bi’d-defe‘ât huzûrumuzda ikrâr edip mezkûr Mehmed Çavuş dahi tasdîk eyledi biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyu herbiri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde şühûd-ı merkūmûn zeyl-i kitâbda mastûru’l-esâmi olan Müslimîn ile ta‘dîl ve tezkiye olundukdan sonra şehâdetleri makbûle olmağın gıbbe’t-tahlîfi’ş-şer‘î mûcebince ba‘de’l-hükm vâki‘-i hâli mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ve ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Çukadâr Kadri Çelebi ve Ahmed Çelebi ile meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’r-râbi‘ aşer min şehri Ramazâni’l-mübârek li-sene seb‘a ve sittîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Umdetü’l-müderrisîni’l-kirâm Sun‘ullah Efendi b. el-merhûm Şeyh İsmail Efendi, Umdetü erbâb-ı tahrîr ve’l-kalem İsa Efendi b. Mehmed, Umdetü’l-a‘yân Ali Çavuş b. Emrullah, Fahrü’l-akrân Hasan Ağa b. Hüseyin, Mehmed b. İbrahim, Mehmed b. Ahmed, Mehmed b. Mehmed.