|
Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658) cilt: 50, sayfa: 226 Hüküm no: 183 Orijinal metin no: [26b-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Arım kazası ahalisinin donanmaya kadırga inşası için haksız yere kendilerinden para aldığı iddiasıyla Mahmud Ağa b. Ahmed Paşa aleyhine açtıkları davada bin akçeye sulh oldukları
Fazîletlü efendi hazretlerinin imzâsıyladır.
Vilâyet-i Anadolu’da Samsun sancağında Arım kazâsı ahâlîsinden olup kendi taraflarından asîl ve kazâ-i mezbûr[un] hâvî olduğu on dört kurâ ahâlîsi Hacı Receb b. el-Hâc Yusuf ve Hâcı Mehmed ve Hâcı Hüseyin ve İlyas ve Ahmed ve Mahmud ve Nasûh ve Hâcı Mehmed ve Üstâd Hüseyin ve el-Hâc Himmet ve Hâcı Mustafa ve Resul ve Ali ve Mehmed ve Yusuf nâm kimesneler taraflarından meblağ-ı âti’z-zikri taleb ve da‘vâ ve lede’l-iktizâ sulh ve ibrâya ve bedel-i sulhu kabza vekâlet iddiâ eden Mehmed b. Süleyman ve Mehmed b. Receb ve Mehmed b. Ramazan nâm kimesneler meclis-i şer‘-i hatîrde Dergâh-ı âlî kapıcılarından iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmi‘u’l-mehâmid ve’l-mekârim Mahmud Ağa b. Ahmed Paşa mahzarında herbiri ikrâr ve i‘tirâf edip mezbûr Mahmud Ağa işbu sene-i mübârekede ihrâcı fermân olunan donanma-i hümâyûn için zikrolunan Samsun İskelesi’nde müceddeden dört kadırga binâ etmeğe me’mûr oldukda kazâ-i mezbûra gelip bizden ve müvekkillerimiz mezkûrûndan bi-gayrı hakkın iki bin beş yüz guruş ahz u kabz etmekle meblağ-ı mezbûru asâleten ve vekâleten mezkûr Mahmud Ağa’dan taleb ve da‘vâ ve ol dahi inkâr edip müdde‘âmızı isbâta kādir olmadığımız ecilden istihlâf eylediğimizde yemîn etmek sadedinde iken beynimize muslihûn tavassut edip da‘vâ-yı mezbûrdan mezkûr Mahmud Ağa ile bizi bin fıddî râyic fi’l-vakt akçe üzerine sulh eylediklerinde biz dahi sulh-ı mezbûru asâleten ve vekâleten kabûl etmişidik hâlâ bedel-i sulh-ı mezbûru mezkûr Mahmud Ağa bize vermekde te‘allül eder suâl olunup teslîme tenbîh olunmak matlûbumuzdur dediklerinde gıbbe’s-suâl mezbûr Mahmud Ağa cevâbında fi’l-vâki‘ kaziyye vech-i mübeyyen üzere olup lâkin mezbûrûnun vech-i meşrûh üzere vekâletleri ma‘lûmum değildir isbât-ı vekâlet etmeyince bedel-i sulh-ı mezbûru teslîm etmem deyicek mezkûrûndan vekâletlerini mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden İsmail Beşe b. Ya‘kub ve Şa‘ban Beşe b. Receb nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ bâlâda esâmisi mektûb olup kazâ-i mezbûr[un] hâvî olduğu on dört kurâ ahâlîsi olan mezkûrûn meblağ-ı mezbûrdan kendilerin hisselerini mezbûr Mahmud Ağa’dan taleb ve da‘vâ ve lede’l-iktizâ sulh ve ibrâya ve bedel-i sulhu kabza bizim huzûrumuzda mezbûrûnu taraflarından vekîl nasb ü ta‘yîn eylediklerinden onlar dahi vekâlet-i mezbûreyi kabûl ve merâsimini edâya müte‘ahhid oldu[lar] biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyu herbiri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince mezkûrunun vekâletlerine ve bedel-i sulh-ı mezbûru mezkûruna teslîme ba‘de’l-hükm merkūmûna bedel-i sulh-ı mezbûr bin akçeyi mezbûr Mahmud Ağa’dan asâleten ve vekâleten alıp kabz edip mâ‘adâ da‘vâsından mezbûru ibrâ-i âm ile ibrâ ve ıskāt eyledik ba‘de’l-yevm bizim ve müvekkillerimiz mezbûrûnun işbu Mahmud Ağa kıbelinde vechen mine’l-vücûh hakkı kalmamışdır da‘vâ edersek lede’l-hükkâmi’l-kirâm mesmû‘a ve makbûle olmasın dediklerinde gıbbe’t-tasdîk mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’s-sâmin ve’l-ışrîn min-Şa‘bâni’l-mu‘azzam li-sene seb‘a ve sittîn ve elf.
Şühûdü’l-hâl: es-Sâbıkūn.
|