|
Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658) cilt: 50, sayfa: 233 Hüküm no: 192 Orijinal metin no: [27b-4] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Hacı İskenderî b. Hasan’ın Üskübi mahallesindeki evini vakfedip Hacı Mehmed b. Kaya’yı mütevelli tayin ettiği vakfiyesi
Elhamdü lillâhi’l-vâkıf alâ zamâiri’l-ibâd ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ nebiyyihî Muhammedin ve âlihî’l-emcâd ve men tebe‘ahüm bi-ihsânin ilâ yevmi’l-haşr ve’l-mî‘âd ammâ ba‘de işbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîrine bâ‘is ve bâdî oldur ki mahmiye-i İstanbul’da Üskübî mahallesinde sâkin sâhibü’l-hayrât ve’l-hasenât ve râğibü’s-sadakāt ve’l-meberrât el-Hâc İskenderî b. Hasan meclis-i şer‘-i şerîf-i şâmihu’l-imâd ve mahfil-i dîn-i münîf-i râsihu’l-evtâdda zikri âtî vakfına li-ecli’t-tescîl mütevellî nasb ü ta‘yîn edip tevliyetini kabûl eden el-Hâc Mehmed b. Kaya mahzarında tav‘an ikrâr ve i‘tirâf edip zikri âtî vakfın sudûruna değin silk-i mülkümde muntazam mülk ve hakkım olup mahalle-i mezkûrede vâki‘ bir tarafdan Seydi Ali Ağa mülküne ve bir tarafdan Rahime Hâtun bt. ( ) mülküne ve bazen Sağrıcı Mehmed Dede mülküne ve iki tarafdan tarîk-ı âmma müntehî olup dâhiliyesi üç bâb fevkānî odayı ve bir bâb tahtânî odayı ve bir köşkü ve cüneyneyi ve bir su kuyusunu ve hâriciyesi bir bâb fevkānî odayı ve altında mahtabı müştemil menzilim kâffe-i hukūk [ve] merâfıkı ve âmme-i tevâbi‘ ve levâhıkıyla hasbeten lillâhi te‘âlâ vakf-ı sahîh-i şer‘î ile vakf ve habs edip şöyle şart eyledi ki kendim lâbis-i libâs-ı hayât olduğumca menzil-i mahdûd-ı mezkûrda evvelâ kendim sâkin olup tevliyet ve tasarruf yedimde ola bi-emri’llâhi te‘âlâ vefâtımdan sonra evlâd ve evlâd-ı evlâdım ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdım [28a] batnen ba‘de batnin karnen isre karnin menzil-i mezkûrda sâkin olalar ve ba‘de’l-inkırâzi’l-evlâd menzil-i mezkûrda utekām ve evlâd-ı utekām ve evlâd-ı evlâd-ı utekām batnen ba‘de batnin ve karnen isre karnin sâkin olup tevliyet ve tasarruf mutasarrıfı yedinde ola ve herbiri nevbet-i tasarruflarında kendi mâlları ile muhtâc oldukda ta‘mîr ve termîm edeler ve meşrûtun-aleyhimden herbiri nevbet-i tasarruflarında kendi malları ile beher sene beş yüz kırk akçe şem‘-i asel iştirâ edip zikrolunan Üskübî Câmi‘-i şerîfinde îkād edeler ve ba‘de’l-inkırâzi’l-kül menzil-i mezkûr semen-i misli ve re’y-i mütevellî ile âhara îcâr olunup icâresinden hâsıl olan meblağdan kanâdîl ve revgan-ı zeyt iştirâ olunup câmi‘-i mezkûrda yetişdiği mikdâr kanâdîl îkād oluna ve kendim hayâtda oldukça vakf-ı mezkûrun ve şurûtunun tebdîl ve tağyîri merreten ba‘de uhrâ yedimde ola deyu menzil-i mezkûru fâriğan ani’ş-şevâgil mütevellî-i mezkûra teslîm edip ol dahi vakfiyet üzere tesellüm eyledi dedikde mezkûr el-Hâc İskender’in ikrâr-ı meşrûhunu mütevellî-i mezkûr bi’l-müvâcehe tasdîk ve bi’l-müşâfehe tahkīk ettikden sonra vâkıf-ı mezbûr semt-i vifâkdan taraf-ı şikāka âzim olup vakf-ı akār imâm-ı muhtâr sirâcü’l-eimme İmâm-ı a‘zam ve hümâm-ı akdem muktedâ-yı kül reh-nümâ-yı sübül Ebû Hanife el-Kûfî cüziye hayru’l-cezâ ve kûfiye hazretleri katında sıhhat lüzûmu iâde olunmayıp İmâm Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî ve İmâm Hilal b. Yahya el-Basrî mezhebleri üzere vâkıf menâfi‘-i vakfı kendi nefsine şart etmekle bâtıl ve ona mübtenî olan şurût hilye-i sıhhatden âtıla olmağla rücû‘ meşrû‘ olmağın vakfımdan rücû‘ eyledim menzil-i mezkûru mütevellî-i mezbûr bana teslîm eylesin dedikde mütevellî-i mezkûr cevâb-ı bâ-savâba mütesaddî olup fi’l-hakīka eimme-i mezkûrûn mezhebleri üzere hâl minvâl-i meşrûh üzeredir lâkin ma‘a şarti’l-vâkıf el-menfa‘atü li-nefsihî vakf-ı akārda İmâm Ebî Yusuf mezhebi üzere sıhhat ve lüzûm mütelâzımân olup ve fî zamâninâ meşâyih-i İslâm tergīben li’n-nâs mezheb-i Ebî Yusuf üzere iftâda icmâ‘ eylemişlerdir pes imâm-ı müşârun-ileyh mezhebi üzere vakf-ı mezkûr sahîh ve lâzımdır deyu imtinâ‘ ve bu vechile difâ‘ edip vakf-ı mezkûrun sıhhat ve lüzûmuna hüküm taleb ederim dedikte hâkim-i muvakkı‘-ı sadr-ı kitâb huzûrunda müterâfi‘ân ve fasl ü hasma tâlibân olduklarında hâkim-i müşârun-ileyh esbağallâhü ni‘amehû aleyh hazretleri tarafeynin kelâmına nazar ve mennâ‘un li’l-hayr olmakdan hazer edip taraf-ı vakfı evlâ görüp İmâm Ebî Yusuf re’y-i sedîdleri üzere şerâit-i hükmü mer‘î ve mes’ûl fi’l-hükm olduğu hâlde vakf-ı mezkûrun sıhhat ve lüzûmuna vâkıf-ı mezkûr muvâcehesinde hükm-i sahîh-i şer‘î ve kazâ-i sarîh-i mer‘î kılıp hükm-i mezkûr ile vakıf sahîh ve lâzım olup min ba‘d nakz ve nakzına mecâl muhâl ve tebdîl ve tağyîri mümteni‘ü’l-ihtimâl oldu. Fe men beddelehû ba‘demâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’l-lezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm ve ecru’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm cerâ zâlike ve hurrire.
Fi’l-yevmi’l-hâmis min-Şevvâli’l-mükerrem li-sene seb‘a ve sittîn ve elf.
Şühûdü’l-hâl: Fahrü’l-akrân Mehmed Ağa b. Abdülmennân kethüdâ-yı a‘lemü’l-ulemâ Sun‘îzâde Efendi, Bayram Beşe b. ( ) mumcu, Sefer Beşe b. Receb, Ebûbekir Çelebi b. Mehmed, İsmail b. Oruc, Musa b. Oruc.
|