|
Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658) cilt: 50, sayfa: 295 Hüküm no: 259 Orijinal metin no: [38a-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mehmed Efendi b. Hacı Veli’nin satın aldıkdan sonra ayıplı çıkan cariyeyi Esirci Mustafa Bey b. Mehmed’e iade edip parasının kendisine iadesine karar verildiği
Mahmiye-i İstanbul’da Muhtesib İskender mahallesi sükkânından olup kuzât-ı Rûmiyyeden olan sâhibü hâze’l-kitâb Mehmed Efendi b. el-Hâc Veli meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü’t-tevkīrde esirci tâifesinden Mustafa Bey b. Mehmed mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip târih-i kitâbdan altı gün mukaddem işbu hazıratü bi’l-meclis uzun boylu göğ elâ gözlü kızıl benizli Molade [nâm] Rusiyyetü’l-asl câriyemi merkūm Mustafa Bey’den cemî‘ uyûbdan sâlime olmak üzere yüz otuz kıt‘a riyâlî guruşa bâtten iştirâ ve kabz edip semen-i mezbûru merkūm Mustafa Bey’e tamâmen def‘ ve teslîm etmişidim hâlâ câriye-i mezbûrenin ayaklarında ve baldırlarında vaz‘-ı hamlinden nâşî gudde ta‘bîr olunur reddi lâzım ayb-ı kadîmine muttali‘ olduğum ecilden câriye-i mezbûreyi red ile semen-i merkūmun mezbûr Mustafa Bey’den alıverilmesin taleb ederim dedikde gıbbe’s-suâl merkūm Mustafa Bey cevâbında fi’l-hakīka câriye-i mezbûreyi târih-i kitâbdan altı gün mukaddem cemî‘ uyûbdan sâlime olmak üzere meblağ-ı mezbûra müdde‘î-i merkūma bâtten bey‘ ve teslîm edip semen-i merkūmu tamâmen kabz eyledim lâkin câriye-i mezbûre vech-i muharrer üzere ma‘yûbe olduğu ma‘lûmum değildir dedikde câriye-i mezbûrenin ayaklarında olan gudde ta‘bîr olunan maraz meclis-i şer‘de müşâhede olunduğundan gayrı teveccüh-i husûmet için câriye-i mezbûre hâssa etibbâdan teşhîs-i emrâz için taraf-ı saltanat-ı aliyyeden ehl-i hibre ta‘yîn olunan Ömer Efendi b. Ca‘fer ve Ahmed Çelebi b. Abdurrahman’a irsâl ve irâet olundukda hasmeyn muvâcehesinde câriye-i mezbûrenin ayaklarında olan vaz‘-ı hamlinden nâşî gudde ta‘bîr olunur maraz mevcûd olduğunu ihbâr eylediklerinden sonra müdde‘î-i mezbûrdan ayb-ı mezbûrun kadîm olduğunu mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden olup zikrolunan Ömer Efendi ve Ahmed Çelebi’nin şâkirdlerinden Osman b. Sevindik ve Ahmed Çelebi b. ( ) nâm kimesneler meclis-i şer‘-i hatîra li-ecli’ş-şehâde hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ câriye-i mezbûrede mevcûd olan ayb-ı mezbûr dört beş aydan ekalde hâsıl olmayıp kadîmdir biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyu herbiri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde isre ri‘âyeti şerâiti’l-kabûl şehâdetleri makbûle oldukdan sonra müdde‘î-i mezbûr Mehmed Efendi’ye câriye-i mezkûrenin vech-i muharrer üzere aybına ıttılâ‘dan sonra câriye-i mezbûreyi istihdâm veyâ bey‘a arz etmeyip aybı ile kabûlüne dâll bir fi‘il sâdır olmadığına bi’t-taleb yemîn teklîf olundukda ol dahi alâ vefki’l-mes’ûl yemîn billâhi’l-aliyyi’l-a‘lâ edicek mûcibiyle ba‘de’l-hükm mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâdis aşer min-Şevvâli’l-mükerrem li-sene seb‘a ve sittîn ve elf.
Şühûdü’l-hâl: Salih Efendi b. Salih, Mehmed Efendi b. Veli el-kādî, Mustafa Efendi b. Muharrem, Ahmed Çelebi b. Abdurrahman, Osman Beşe b. Sevindik ve gayruhüm.
|