.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658)
cilt: 50, sayfa: 594
Hüküm no: 621
Orijinal metin no: [94b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Şaban Çavuş b. Ahmed Kethüda’nın Tercüman Yunus mahallesindeki menzilini vakfedip Şehbaz Bey b. Abdülmennan’ı mütevelli tayin ettiği vakfiyesi

Allahu hasbî

Mebde’-i kitâb ve sâhib-i karîn ve menşe’-i hitâb-ı sihr-âferîn hamd-i Hudâ-yı müte‘âl ve salâtü ve selâm resûl-i hüceste-hısâl ve âl ve evlâd-ı zevî’l-iclâl ile tevşîh ve tezyîn olundukdan sonra mahmiye-i İstanbul’da Fethiye câmi‘-i şerîfi kurbünde Tercüman Yunus mahallesinde sâkin işbu sâhibü’l-hayrât ve râgıbü’l-meberrât Şa‘ban Çavuş b. Ahmed Kethüdâ mahmiye-i Edirne’de meclis-i şer‘-i şerîfde vakf-ı âti’z-zikri tescîl ve emr-i tescîlde mâ lâ-büd minh olan her hakīr ve celîl için mütevellî nasb ü ta‘yîn eylediği Şehbaz Bey b. Abdülmennân mahzarında ikrâr ve i‘tirâf edip silk-i mülkümde münselik olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan Ahmed Bey Odaları ve bir tarafda Derviş Çelebi mülkü ve tarafeyni tarîk-ı âmma müntehî hariciyesi fevkānî şehnişînli bir kebîr oda ve yanında bir sagīr oda ve bir ahır ve üstünde bir oda ve yine fevkānî iki oda ve bir sofa ve tahtında bir su kuyulu kebîr ahır ve cüneyne ve kenîf [ve] dâhiliyesi fevkānî iki oda ve kulleteynli bir fevkānî hamam ve bir köşk ve kaygan döşeme dehlîz ve mahzen ve altında matbah ve bir mahtabı ve bir kiler ve bir su kuyusunu ve kenîfi müştemil menzilimi cümle tevâbi‘ ve levâhıkı ve kâffe-i menâfi‘ ve merâfıkı ile hasbeten lillâhi’l-izz ve’s-samed vakf-ı sahîh-i mü’ebbed ve habs-i sarîh-i muhalled ile vakıf ve habs edip şöyle şart eyledim ki menzil-i mezbûrda mademki lâbis-i libâs-ı hayât olam kendim sâkin olup vefâtımdan sonra zevcem Âişe nâm hâtun nefsini âhara tezevvüc etmezse ol sâkine ve mutasarrıfe ola tezevvüc ederse ihrâc olunup badehâ evlâdım ve evlâd-ı evlâdım ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdım batnen ba‘de batnin sâkin ve mutasarrıf olalar ba‘de inkırâzihim utekām ve evlâd-ı utekām ve evlâd-ı evlâd-ı utekām sâkin ve mutasarrıf olalar ve ba‘de inkırâzi’l-kül menzil-i mezbûra zikrolunan Fethiye Câmi‘i’nde her kim imâm olursa ol mütevellî olup menzil-i mezbûru ecr-i misliyle îcâr ve hâsıla olan ücretinin nısfını Medîne-i Münevvere -alâ münevvirihâ efdalü’s-salavâti ve ekmelü’t-tahiyye- fukarâsına irsâl ede ve nısf-ı âharına menzil-i mezbûrun lede’l-iktizâ imâret ve meremmetine harc u sarf edip fazla kalırsa mütevellî kendi masârıfına sarf ve mukābilesinde külle yevm bir Yâsin-i şerîf tilâvet edip sevâbını rûhuma ihdâ eyleye ve meşrûtun-lehimde her biri nevbetlerinde menzil-i mezbûra mütevellî olup ve menzil-i mezbûr herbiri zamanlarında ta‘mîre muhtâc oldukda imâret ve meremmet ede ibâ ve imtinâ‘ ederse hâkimü’ş-şer‘ ma‘rifetiyle ihrâc olunup îcâr ve ücretiyye ta‘mîr olunup ba‘de’l-istîfâ yine meşrûtun-lehüme verile ve tebdîl ve tağyîri merreten ba‘de uhrâ yedimde olup ahâlî-i mahalle-i mezbûre vakf-ı merkūme hasbî nâzır olalar deyu ta‘yîn-i şürût edip menzil-i mezbûru fârigan ani’ş-şevâgil mütevellî-i mezbûra teslîm ol dahi tesellüm edip mütevellîler evkāfı tasarruf eyledikleri gibi tasarruf eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vâkıf-ı mezbûr inân-ı kelâmını semt-i âhara sârif olup vakf-ı akār inde’l-eimmeti’l-ahyâr eğerçi câizdir lâkin inde’l-imâmi’l-a‘zam şeref-i lüzûmu câiz olmayıp husûsan vâkıf menâfi‘-i vakfı nefsine şart etmekle İmâm Muhammed katında vakfı bâtıl olmakla vakfımdan rücû‘ eyledim deyu menzil-i mezbûru mülküne istirdâd eyledikde mütevellî-i merkūm cevâbında eğerçi hâl bast olunan minvâl üzeredir lâkin İmâm Ebû Yusuf mezheb-i şerîfleri üzere vakf-ı mezbûr şart-ı mezkûra mukārin dahi olursa sahîh olup ve sıhhat onlar katında lüzûmdan müfârık olmakla sıhhat ve lüzûmuna hüküm taleb ederim deyu teslîmden imtinâ‘ eyledikde sadr-ı kitâbı tevkī‘-i müstetâbı ile tahalliye eden hâkim-i hâsim-i şerî‘at-nisâb tûbâ lehü ve hüsnü-meâb hazretleri alâ kavli men yerâhû evvelâ vakf-ı mezbûrun sıhhatine sâniyyen lüzûmuna hükm-i sahîh-i şer‘î ve kazâ-i sarîh-i mer‘î edip min ba‘d ibtâl muhâl ve nakz ve nakīzına mecâl mümteni‘u’l-ihtimâl oldu fe men beddelehû ba‘demâ semi‘ahû fe-innemâ ismühu ale’l-lezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm ve ecru’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm ve alâ hâzâ vak‘a‘a’l-işhâd ve’t-tahrîr.

Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ ve’l-ışrîn min şehri Rebî‘i’l-evvel li-sene semân ve sittîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Umdetü’l-müderrisîni’l-kirâm Ali Efendi nâibü’ş-şerî‘at, Kıdvetü’l-müderrisîni’l-fihâm Abdürrahim Efendi tezkireci, Zahrü’l-müderrisîn Şeyhzâde Mustafa Efendi, Umdetü’l-kuzât Uşşâkizâde Feyzullah Efendi, Usvetü’l-vülât Uşşâkāzâde Abdullah Efendi, Salih Çelebi b. Uşşâkīzâde, Umdetü’l-a‘yân Yahya Ağa b. el-merhûm Memikzâde Efendi, Kıdvetü erbâbi’l-kalem Vefâyî Mehmed Efendi, Osman Ağa tâbi‘-i Arslan Ağa, Mustafa Ağa kethüdâ-i merhûm Memikzâde Efendi, Kethüdâzâde Receb Çelebi b. ( ), İbrahim Ağa kethüdâ hâlâ, Abdüllatif Çelebi hazînedâr, Hamza Ağa zağarcı.