|
Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658) cilt: 50, sayfa: 596 Hüküm no: 622 Orijinal metin no: [94b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Merhum Hacı Rıdvan Ağa’nın borçlarını ödemek üzere Ada nahiyesine bağlı İskender köyündeki çiftliğinin Sinan Ağa b. Aydın’a satıldığı ve karısı Ayşe bt. Ali’nin mülkiyet iddiasının geçersiz olduğu
Mahmiye-i Edirne’de Sultan Selim mahallesinde sâkin iken vefât eden el-Hâc Rıdvan b. Abdullah’ın verâseti zevcesi Âişe bt. Ali’ye ve sulbiye sagīre kızı Fâtıma’ya münhasır olup ol dahi vefât edip verâseti vâlidesi mezbûre Âişe’ye münhasıra olduğu şer‘an müte‘ayyin oldukdan sonra mezbûre Âişe mahmiye-i Edirne’de mahfil-i kazada zikri âtî çiftliğe mülkiyet üzere vâzı‘u’l-yed olan işbu sâhibü’l-kitâb umdetü’l-a‘yân Sinan Ağa b. Aydın tarafından vech-i câ’î üzere husûmet ve redd-i cevâba vekîl olup hasm-ı münkir-i şer‘î mahzarında Ahmed b. Süleyman ve İbrahim b. Timur şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite olan Ali Çavuş b. İbrahim mahzarında üzerine takrîr-i da‘vâ edip Edirne’ye tâbi‘ Ada nâhiyesinde İskender nâm karyede vâki‘ iki tarafdan mezbûr Sinan Ağa mülkü ve iki tarafdan tarîk-ı âm ile mahdûd üç bâb süflî çatma odaları ve iki göz çatma anbarı ve sundurmayı, öküz ahırını ve bi’r-i mâyı ve etrafı havlu çekilmiş arpalığı müştemil olan çiftlik ta‘bîr olunur mülk menzil zevcim müteveffâ-yı mezbûrun mülkü olup ba‘de vefâtihî sümünü bana ve seb‘a-i esmânı kızı mezbûre Fâtıma’ya intikāl edip ol dahi vefât etmekle mecmû‘-ı menzil-i mezbûr irsen bana intikāl etmişiken müvekkil-i mezbûr Sinan Ağa bi-gayrı hakkın vaz‘-ı yed edip zabt u tasarruf eder vekîl-i mezbûrdan suâl olunup müvekkilinin kasr-ı yedine tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde mezbûr Ali Çavuş cevâbında fi’l-vâki‘ menzil-i mezbûr müteveffâ-yı mezbûrun mülkü olup lâkin medyûnen fevt olmağın menzil-i mezbûrdan gayrı düyûnuna vefâ eder şeyi olmamağın zarûret-i deyn için menzil-i mezbûru izn-i şer‘le bey‘a arz olunup bin kırk dokuz senesi Muharremü’l-harâmı’nın evâhirinde mezbûre Âişe’nin sâbitü’l-vekâle vekîli ve sagīre-i mezbûrenin vasîsi olan Ali Çelebi b. Mehmed menzil-i mezbûru müteveffâ-yı mezbûrun zarûret-i deyni için ba‘de’l-müzâyede ve inkıtâ‘u’r-rağbe semen-i misli olan yedi bin iki yüz elli akçeye vekâlet ve vesâyet hasebiyle müvekkil-i mezbûr Sinan Ağa’ya bâtten bey‘ ve teslîm ve kabz-ı semen ol dahi iştirâ ve tesellüm eylediğini târih-i mezbûrda mahmiye-i merkūmede kassâm-ı askerî olan Mevlana Ahmed Efendi huzûrunda ikrâr ol dahi vech-i muharrer üzere mübâya‘a hücceti vermişidi hatta mezbûre Âişe bin altmış iki senesi Recebi’nin on beşinde menzil-i mezbûru müvekkil-i mûmâ-ileyh Sinan Ağa’nın vekîli olan Mehmed Çelebi b. Osman mahzarında târih-i mezbûrda mahmiye-i mezbûrede hâkimü’ş-şer‘i’ş-şerîf Numan Efendi b. eş-Şeyh Abdurrahman huzûrunda taleb ve da‘vâ eyleyip minvâl-i mu‘ayyen üzere olan hücceti inkâr eyledikde vekîl-i mezbûr Ali Çelebi hüccet-i mezbûrenin mazmûnunu mezbûre Âişe muvâcehesinde hâkim-i mûmâ-ileyh huzûrunda udûl-i ricâlden eş-Şeyh Ahmed Efendi b. eş-Şeyh Abdüsselâm ve Mehmed Efendi b. Ali ve Hasan Bey b. Habib şehâdetleriyle isbât edip [95a] yedine hüccet almışidi deyu târih-i mezbûr ile müverraha ve hâkim-i mûmâ-ileyh imzâsıyla mümzât ve hatemiyle mahtûme ve mazmûnu min külli’l-vücûh takrîrine mutâbıka hüccet-i şer‘iyye ibrâz edip mezbûre Âişe muvâcehesinde feth ve kırâat ve istintâk olundukda mezbûre Âişe mazmûn-ı hüccet-i mezbûreyi bi’l-külliyye münkire olmağın vekîl-i mezbûrdan mazmûn-ı hüccet-i merkūmeye beyyine taleb olundukda zeyl-i hüccet-i mezkûrede isimleri mastûr olan Ali Ağa b. Veli ve Hasan Çelebi b. Sâdık li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup fi’l-vâki‘ müdde‘iye-i mezbûre Âişe vech-i meşrûh üzere menzil-i mezbûru târih-i merkūmda hâkim-i müşârun-ileyh huzûrunda vekîl-i evvel-i mezbûr Ali Çelebi’den taleb ve da‘vâ edip kassâm-ı mûmâ-ileyhin hücceti inkâr eyledikde vekîl-i mezbûr Ali Çelebi hâkim-i mûmâ-ileyh huzûrunda şühûd-ı mezbûre ile mazmûnunu bizim huzûrumuzda mezbûre Âişe muvâcehesinde isbât edip hâkim-i mûmâ-ileyh dahi mûcibiyle hüküm ve işbu hücceti vermişdir biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyu herbiri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl şehâdetleri makbûle olmağın mûcibiyle mezbûre Âişe’ye menzil-i merkūma min ba‘d mu‘ârazadan men‘ birle mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fî evâhiri şehri Rebî‘i’l-evvel li-sene semân ve sittîn ve elf.
Şühûdü’l-hâl: Ali Çelebi b. İbrahim, Mehmud b. Hüseyin, İbrahim Bey b. ( ), el-Hâc Hüseyin b. Abdi, Hasan Beşe b. İlyas.
|