.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658)
cilt: 50, sayfa: 599
Hüküm no: 626
Orijinal metin no: [95b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Valide Sultan’ın Bergama ve Soma’daki bazı emlak ve arazisini vakfedip Mehmed Efendi b. Hüseyin’i mütevelli tayin ettiği vakfiyesi

Vakfiye-i Hazret-i Vâlide Sultân.

Bismillâhirrahmânirrahîm ve tevekkülî ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm gül-deste-i cevâhir-i girân-mâye ol vâkıf-ı esrâr-ı bârgâh-ı kibriyâsına ve sünbül-deste-i âşine-i hoş-bû-yi bî-nihân ol allâm-ı dekāik-efkâr-ı muvâfık-ı ceberût-ı ulyâsına lâyık ve sezâvârdır ki feyezân-ı pertev-i bâhiru’l-leme‘ân-ı âftâb ve hûb-ı vâcibîden her şeyi istifâza-ı nûr zuhûr edip elsine-i kāliye ve hâliye ile edâ-yı farîza-i hamd ü senâsına muvâzıbîn ve ber-muktezâ-yı ve mâ min şey’in illâ yüsebbihû bi-hamdik takdîm-i şükr-i ni‘amâsına müdâvimîn kāsır idüğü müttefekun-aleyh nehârîr-i dîn ve karâr-dâde-i erbâb-ı fazl ü yakīndir fe’l-hamdü lehü azze ilâhen ve te‘âlâ ve’ş-şükrü lehü âmme nevâlen ve tevâlî lâ nukaddiru en neşküre iyyâhu kemâlen iz zâlike kad kâne lenâ ve’l-aklu muhâlen ve kanâdîl-i hurşîd-i izâ’etü’l-hayb ve selâm ol alle-i gā’iyye-i binâ-i kasr-ı âlem ve dâ‘iye-i asliyye-i izdivâc-ı Havvâ ve Âdem risâlet-i tertîb-i mürselîn yegâne-i evvelîn ve âhirîn mahbûb-ı hâss-ı Hudâ Muhammed Mustafa hazretlerinin kabr-i pür-nûr-ı câmi‘u’s-sürûr ravza-i mutahharesinde sûzân ve fürûzân ve câ-yi cennet-nişânında hemvâre pâyân ve dırahşân olsun ki ârzû-mendân-ı fevz ü felâh ve ümîdvârân-ı huzûr-ı irtiyâha câ-yi ilticâ ve mahall-i sükûn ve safâ olmak için esâs-ı metîn-i lâ-harc fi’d-dîn üzere bi’l-emâne şer‘-i mübîne tarh-endâz olup miyân-ı çemen-sayfiye-i şerî‘atde aynü’l-hayât ve sıdkı icrâ etmekle teşne-lebân mevâddı talebin âteş-i atş-i hulkūm-sûz-i iştihâsını itfâ eyledi ve vird-i rıdvânullâh ve cevâhir-i gufrân-ı nâ-mütenâhî ârâyiş-i tâc-i âl ve ashâb ve fırka-i etbâ‘ ve ahbâb cenâblarına olsun ki herbiri câmi‘-i âlî-binâ-i şer‘-i mübîn içre hatîb-i mürşid-i vâcibât-ı salât-i îd-i hüdâ oldular ba‘de hâzâ bu mukaddime-i müsellemü’l-medlûl karâr-dâde-i nükte-sencân-ı fuhûl ve hâtır-nişân-ı erbâb-ı ifhâm-ukūldur ki bu kârbânsarây-ı dünya-yı denîyyede karâra mecâl muhâl ve bu eyvân-ı pür-mehâlikde şiristân-ı ecelden firâr mümteni‘u’l-ihtimâldir ve lev kânet ed-dünyâ tedûmu li-vâhidin le-kâne resûlullâhi fîhâ muhalleden pes lâ-cerem bâzâr-ı germâ-germ arasâtda nâil-i sermaye-i mağfire ol hâce-i celîlü’ş-şân-ı âlî-menkıbetdir ki bu dâr-ı bî-karârda teveffür-i esbâb-ı kâm-kârî ve teyessür-i veda‘î-i bahtiyârîye mağrûr olmayıp müsâ‘ade-i tevfîk-hilâlinde tehyi’e-i zâd-ı yevm-i me‘âd için sâlik-i şâh-râh-ı rızâ-yı ilâh ola binâen alâ zâlik vâlide-i sultân-ı zamân olan bâ‘isetü hâze’l-kitâbi’l-müstetâb mütevakkı‘atü’l-atâyâ mine’l-meliki’l-vehhâb tâlibetü’l-hasenât ve râgıbetü’l-meberrât sultânü’l-muhadderâti’l-muhtereme bürhânü’l-muvakkarâti’l-mükerreme tâcü’l-mestûrât kuddetü’l-ismeti gurreti tâci’l-iffeti hazret-i ( ) hazretlerinin kethüdâları ve taraf-ı fâizü’ş-şereflerinden husûs-ı âti’l-beyâna vekîlleri olup mûmâ-ileyhâyı ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan zümre-i teberdârândan umdetü’l-emâsil ve’l-a‘yân makbûlü’s-sudûr ve’l-erkân Yazıcı el-Hâc Mustafa Bey ve kahvecibaşı Ali Bey şehâdetleriyle vekâleti sâbite olan iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmi‘u’l-mehâmid ve’l-mekârim Ali Ağa b. Mustafa meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü’t-tevkīrde vakf-ı âti’l-beyâna li-ecli’t-tescîl ve’l-mehâmid mütevellî nasb ü ta‘yîn olunan fahrü erbâbi’t-tahrîr ve’l-kalem Mehmed Efendi b. Hüseyin mahzarında bi’l-vekâle ikrâr ve i‘tirâf edip müvekkile-i mûmâ-ileyhâ hazretleri bundan akdem müvekkile-i mukaddime-i mezbûre-i müttefekun-aleyhâya basar-ı basîret ile müteyakkızâ ve ekmel-i esnâf-i hayrât [ve] sadakāt-ı câriyye olduğuna müteyakkıne oldukda vakf-ı âti sudûruna değin silk-i mülkünde münselik olup Vilâyet-i Anadolu’da Bergama nâm kasaba kurbünde Kavak nâm mevzi‘de vâki‘ mûmâ-ileyhâ hazretlerine intimâ ile tahdîd ve mevzi‘den müstağnî dâhilen ve hâricen büyût-ı müte‘addideyi hâvî çiftlik ta‘bîr olunur mülk menzil ve içinde mevcûd olan dört kazgan ve dört bakraç ve iki tencere ve bir sahan ve iki tas ve bir tâbe ve iki bel demiri ve beş saban ve iki tırpan ve üç bıçak ve beş çapa ve üç damga ve üç araba ve dört saban âlâtıyla ve otuz beş re’s kısrak, ( ) re’s merkeb, ( ) re’s koyun, ( ) re’s camus ve ( ) karasığır ( ) re’s dana ve yüz yirmi aded kovan ve Pervane ve Kaytas ve Yusuf ve Arab Ali nâm abd-i memlûklar ve Gülistan ve diğer Gülistan ve sagīre ( ) ve Timurhan nâm câriyeleri ve yine Tarhala kazâsına tâbi‘ Soma nâm kasabada vâki‘ lede’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmü’l-hudûd tek hamamı ve yine çiftlik-i mezbûr ile kadîmden ma‘an zabt olunagelen ( ) kıt‘a mülk mezra‘a ve koruyu ve yine zikrolunan Soma kasabasında ( ) Vakfı’na ( ) akçe mukāta‘ası olan yetmiş dokuz bâb dekâkîn ve bir bâb kahvehânede olan mülk binâsını ve arz-ı mîrî üzere mebnî olup Soma Suyu ile dâir bir göz değirmen ve eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmireyi hâvî bir kıt‘a bahçeyi cemî‘ tevâbi‘ ve levâhıkı ve kâffe-i hukūk ve merâfıkı ile hasbeten lillâhi’l-aliyyi’l-azîm ve taleben li-merzâti’r-rabbi’r-rahîm yevme lâ-yenfe‘u mâlün ve lâ-benûn illâ men etâ’llâhe bi-kalbin selîm vakıf ve habs edip şöyle şart eyledi ki zikrolunan çiftlik ve hamam ve dekâkîn ve mezra‘a ve değirmen ve bahçe beher sene ecr-i misli ile ber-vech-i mu‘tâd îcâr olunup ücretinden mahmiye-i İstanbul’da Ayasofya-i kebîr Câmi‘-i şerîfinde ba‘de salâti’s-subh otuz nefer kimesne müctemi‘an beher cüz-i şerîfi tilâvet edip herbiri yevmî ikişer akçe vazîfeye mutasarrıf olup ve dört nefer kimesne dahi biri du‘âcı ve biri noktacı ve biri buhurî ve biri hâfız-ı eczâ-i şerîf olup herbiri ikişer akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve hesâba kādir kimesne kâtib olup yevmî dört akçeye ve mütevellî sekiz akçeye mutasarrıf ola ve bir kimesne dahi câbî olup yevmî dört akçe vazîfe verile ve yine câmi‘ mezbûrda her gün bir kimesne ba‘de salâti’s-subh bir feth-i şerîf ve bir kimesne dahi ba‘de salâti’s-subh bir Yâsin-i şerîf tilâvet edip yevmî ikişer akçeye mutasarrıf ola ve vakf-ı mezbûra Dârü’s-sa‘âde ağaları nâzır olup yevmî sekiz akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve masârıf-ı mezbûreden fazlası vakf-ı mezbûrun meremmâtına sarf oluna ve zikrolunan ecza-i şerîfe câmi‘-i şerîfin hatîb ve imâm ve hâfızlarına ve tevliyet-i merkūme her kim Vâlide Sultan’a kethüdâ olursa ona meşrûta ola deyu şart ve ikrâr ve fârigan ani’ş-şevâgil mütevellî-i mezbûra teslîm edip ol dahi kabz ve tesellüm ve mütevellîler sâir evkāfda mutasarrıfları gibi tasarruf eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vekîl-i müşârun-ileyh semt-i vifâkdan cânib-i şikāka teveccüh edip vakf-ı akār inde’l-eimmeti’l-ahyâr eğerçi sahîhdir lâkin İmâm-ı a‘zam ve hümâm-ı efham Ebû Hanife el-Kûfî cüziye hayru’l-cezâ ve kûfiye hazretleri katında lâzım olmayıp ve arsa-i mevkūfe üzerinde olan binânın cihet-i uhrâya vakfiyeti bazı eimme-i kirâm rahimehümu’l-meliki’l-allâm katlarında [câiz] olmamağla kemâ-kân mülküme red olunmak matlûbumdur dedikde mütevellî-i mezbûr cevâb-ı bâ-savâba mütesaddî olup eğerçi hâl bast olunan üzeredir lâkin akār-ı mezbûr fâzıl-ı samedânî İmâm Ebî Yusuf eş-şehîr bi’l-imâmi’s-sânî mezheb-i şerîflerinde vâkıf mücerred vakaftü demekle ve âlim-i rabbânî İmâm Muhammed b. el-Hasan eş-Şeybânî mezheb-i münîflerinde ba‘de’t-teslîm ile’l-mütevellî vakıf lâzım olup ve arsa-i mevkūfe üzerinde olan binânın cihet-i uhrâya vakfiyetini hayırda ittihâdına binâen bazı meşâyih-i izâm tecvîz etmeğin [96a] ve dahi çiftliğe tâbi‘ olmayan menkūlâtın vakfiyetini İmâm Ebî Yusuf hazretleri tecvîz etmemişlerdir lâkin menkūl müte‘ârif makūlesinden olucak vakfiyeti sahîhdir deyu teslîmden imtinâ‘ ve vekîl-i mezbûr ile husûmet ve nizâ‘ edip sadr-ı kitâbı tevkī‘-i müstetâbı ile tahalliye eden hâkim-i vâlâ-cenâb tûbâ lehü ve hüsü meâb huzûrunda mürâfa‘a olduklarında hâkim-i mûmâ-ileyh -esbağallâhü ni‘amehû aleyh- tarafeynin delîline nazar-ı enîk ve fikr-i dakīk ettikden sonra imâmeyn-i hümâmeyn mezheb-i hatîrleri üzere vakf-ı akārın lüzûmuna ve binâ-i mezbûrun vakfiyetini tecvîz eden bazı ulemâ-i izâm re’yleri üzere sıhhatine ve İmâm Muhammed hazretlerinden rivâyet-i sahîha üzere menkūl-i müte‘ârif olan eşyâ-i mezbûre vakfiyetinin sıhhatine hükmettikden sonra vekîl-i mezbûr murâdına vâsıl ve merâmına nâil olucak semt-i rücû‘dan âhar yüzden tulû‘ edip hükm-i hâkim ile binâ-i mezbûr ve eşyâ-i mesfûreye sıhhat hâsıl oldu lâkin İmâm-ı a‘zam katında sıhhat müstelzim-i lüzûm olmamağın istirdâd ederim dedikde mütevellî-i mezbûr tekrâr cevâba tasaddî edip fi’l-vâki‘ imâm-ı müşârun-ileyh katında sıhhat müfârıkun ani’l-lüzûmdur lâkin imâmeyn-i hümâmeyn mezheb-i münîrlerinde sıhhat lüzûmdan müfârık olmağın onların berât-ı şerîfleri üzere vakfiyetinin lüzûmuna dahi hüküm taleb ederin dedikde mütevellî [ile] tekrâr terâfu‘ ettiklerinde hâkim-i müşârun-ileyh ol iki imâm-ı celîlü’l-kadrin mezheb-i münîrleri üzere vakfeyn-i merkūmeynin lüzûmuna dahi hüküm edicek zikrolunan akār ve binâ ve menkūl cemî‘ eimme-i dîn re’yleri üzere vakf-ı sahîh ve lâzım olup min ba‘d ibtâl ve ihlâli mümteni‘u’l-ihtimâl oldu fe men beddelehû ba‘demâ semi‘ahû fe-innemâ ismühu ale’l-lezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm ve ecru’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm vaka‘a’l-işhâd ve’t-tahrîr.

Fi’l-yevmi’s-sâmin ve’l-ışrîn mine’l-Muharremi’l-harâm li-sene semân ve sittîn ve elf.