.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658)
cilt: 50, sayfa: 621
Hüküm no: 654
Orijinal metin no: [100a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Merhum Emrullah Bey’in Ekmekçibaşı Mehmed Ağa’ya emanet ettiği üç bin guruşun kendilerine verilmesini isteyen varisleri ile Mehmed Ağa’nın bin beş yüz guruşa sulh olduğu

Mahmiye-i İstanbul’da Kadırga Limanı kurbünde sâkin iken bundan akdem vefât eden hâssa habbâz üstâdlarından Emrullah Bey b. Ali’nin verâseti zevce-i metrûkesi Ümmühani bt. İbrahim’e ve sulbî kebîr oğlu Mehmed Çelebi ve sulbiye kebîre kızı Fâtıma’ya münhasıra olduğu şer‘an müte‘ayyin oldukdan sonra husûs-ı âti’l-beyânı mahallinde tahrîr için bi’l-iltimâs kıbel-i şer‘-i mergūbdan irsâl olunan Şeyhzâde Mustafa Efendi mahrûse-i Edirne’de merhûm ve mağfûrun-leh Sultân Selim Hân Medresesi müderrisi olup İlâhîzâde demekle şehîr ekmelü’l-müderrisîni’l-fihâm efdalü’l-muhakkıkīni’l-izâm Mehmed Efendi’nin merhûm-ı mezbûrun câmi‘-i şerîfi kurbünde sâkin olduğu menziline varıp zeyl-i sahîfede muharrerü’l-esâmi Müslimîn huzûrunda akd-i meclis-i şer‘-i şerîf eyledikde verese-i merkūmûn Ümmühani ve Fâtıma ve Mehmed Çelebi taraflarından zikri âtî meblağı taleb ve da‘vâ ve lede’l-iktizâ sulh ve ibrâ ve bedel-i sulhu kabza vekîl olup vekâleti hasm-ı câhid-i âtî muvâcehesinde Molla Halil b. Ali ve Ali Kaya Çelebi b. Ahmed nâm kimesneler şehâdetleriyle şer‘an sâbite olan fahrü’l-müderrisîn Feyzullah Efendi b. Veliyyüddin meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda sâbıkā hâssa ekmekçibaşı olan işbu hâfızu’l-kitâb fahrü’l-a‘yân Mehmed Ağa b. Receb mahzarında bi’l-vekâle ikrâr ve i‘tirâf edip müteveffâ-yı mezbûr Emrullah Bey hâl-i hayâtında malından üç bin kıt‘a riyâlî guruşunu mezbûr Mehmed Ağa’ya îdâ‘ ve teslîm ol dahi istîdâ‘ ve kabz eyledikden sonra mezbûr Emrullah Bey meblağ-ı mezbûru kable’l-ahz fevt olmağla irsen veresesi müvekkilûn-ı merkūmûna intikāl eylediği ecilden meblağ-ı mezbûru vesâleten mezbûr Mehmed Ağa’dan taleb ve da‘vâ eylediğimde ol dahi bi’l-külliyye inkâr edicek beynimizde münâza‘ât-ı kesîre vukū‘undan sonra vesâtet-i muslihîn ile da‘vâ-yı mezbûreden merkūm Mehmed Ağa ile bin beş yüz kıt‘a riyâlî guruş üzerine inşâ-i akd-i sulh eylediğinde ben dahi sulh-ı mezbûru vekâleten kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr bin beş yüz guruşu yedinden tamâmen alıp kabz edip mâ‘adâdan mezbûru ibrâ-i âm ile ibrâ eyledim ba‘de’l-yevm mazmûn-ı kitâba muhâlif da‘vâ sudûr ederse lede’l-hükkâmi’l-kirâm mesmû‘a ve makbûle olmasın dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vâki‘-i hâli mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ba‘dehu meclis-i şer‘a gelip ma‘an irsâl olunan İsa b. Ahmed ve Ahmed b. Mahmud ile alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’t-tâsi‘ ve’l-ışrîn min-Cumâdelûlâ li-sene semân ve sittîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Kıdvetü’l-müderrisîni’l-fihâm İlâhîzâde Mehmed Efendi, Kıdvetü’l-kuzât Ramazanzâde Ahmed Efendi.